Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dişimizin Zarı

Edebiyat Yazıları 2

Sezai Karakoç

En Eski Edebiyat Yazıları 2 İletileri

En Eski Edebiyat Yazıları 2 iletilerini, en eski Edebiyat Yazıları 2 okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ZİYA GÖKALP ve HALK...
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
, musikîmizi Bizans'a, şiirimizi Acem'e, düşüncemizi Arab'a mal edip, bizim için bir çıkış yolu arıyor, bunu da sözde halkta buluyordu. Halk musikîsi, halk şiiri gibi. Folklor seviyesinden ileri gidemiyordu. Oysa, Nedim, Nef'î, Bâki, Nâbi, Itrî, Dede efendi halk kişileri değil miydiler? Bu halkın çocukları değil miydiler? Saray bu halkın sarayı değil miydi? Hükümdarlar da bu halkın hükümdarları değil miydi?[...] Güçlü bir kalemi, sistematik bir kafası olmasına rağmen dayandığı aksiyomlar yanlış olduğundan gerçeğin tam tersi bir neticeye varıyordu...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 18-19, Kendini Arayan Şiirimiz III, -Diriliş 1983-, Diriliş yayınları
Reklam
GÜMÜŞ BALIKLARI...
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
'nın,
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
'le birleşen noktalarına karşın, ayrılma noktaları daha fazla olan bir düşünüşü vardı. O, heceye koşan yeni yetenekler için: "Zavallı gümüş balıkları,
Orhan Seyfi Orhon
Orhan Seyfi Orhon
'un oltasına takıldılar!" Oysa olta Orhan Seyfi'nin gibi görünse de, aslında Ziya Gökalp'in oltasıydı..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 19, Kendini Arayan Şiirimiz III, -Diriliş 1983-, Diriliş yayınları
ŞAİR: BOCALAYAN KİŞİ...
- "Şair, alelâde kişiye yaklaştı. Şairin cemiyette bocalayan bir kişi olduğu inancı yerleşti şiire.
Behçet Necatigil
Behçet Necatigil
, bu ezilen kaçan insanın şiirini yapıyordu; bir
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
kopyasıydı . Cahit Sıtkı'nın şiirinde, insan güçsüz, zaman ve ölüm yaman, dünya aydınlık iken, âlemin bu parlaklığı ile insanın zayıflığı arasındaki çelişme Cahit Sıtkı şiirinin şiddetini sağlarken, Necatigil bu insana uygun bir çevreyi de veriyor, şiirin gücünü bu uzlaşmadan çıkarıyordu..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 25, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
MUTLAK ve ŞİİR...
- "(...)Önemli olan (Mutlak)la karşılaşmasıydı insanın.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ve arkadaşlarının şirinde yalnız (Mutlak) varken.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
ve arkadaşlarının şiirinde (Mutlak)la yaralı ya da zengin yaşamak vardır. Değişmelerin gerisindeki gerçeği, insanı ya ön, ya arka plâna alarak aydınlatan şiirlerdir bunlar..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, 25-26, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
REALİST ŞİİR ve...
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
,
Oktay Rifat
Oktay Rifat
ve
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
'in şiiri, dar ve özel anlamında gerçekçi bir şiir. Yaşamak için gerekli hayatı, ekmeği kazanmak cinsinden bir hayatı, cemiyetteki yanından ve düz olarak anlatıyorlardı. Şiir (fevkalâde)nin yaratılışı değil, (alelâde)nin anlatılışıydı. Şairânelik alay konusu olmuştu. Kelime şiirde ve düzyazıda farklı kullanışta değildi. Savaş gibi güçlü bir şoktu bu şiir. Bu kuvvetli şokladır ki, günün iyi şairleri büyük sarsıntı geçirir.
Ahmet Muhip Dıranas
Ahmet Muhip Dıranas
susar;
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
kişiliğini yitirerek akıma uyar; en dayanıklıları
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Fazıl Hüsnü Dağlarca
olur; mistik şiirden koparak bazı millî, bazı aktüel bazı da toplumcu noktadan çıkan fikri alternatiflerle şiirini kurtarır...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 26, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
Reklam
ŞOKU ŞOK SAVAR...
- "Şoku şok savar.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
akımı, içtimâî şartların hızla değişmesinden ötürü sallantıda kalan 30-40 arası klâsik şiirimizi yıkmış, yeni bir şiir grameri getirmiş, ama pek bir cevher katamamış, bir dil konuşamamıştı. Ama yine de Türk şiirinin üstüne bir Roma kartalı gibi hegemonya kanatlarını germişti. Kendisinin dışında bir şiirin düşünülmesini bile istemiyordu. Araya giren "garip" oyun, zalim oyun oluyor, insanda en ufak bir derinleşme, akımın hışmına uğruyordu.
Nurullah Ataç
Nurullah Ataç
da büyük bir yardımcıydı. Tek sanat kuralı "iri lâf etme" fobisiydi: Herkes düz hattâ bayağı lâf etme sanatında yarışa girmişti..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 26, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.