Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dişimizin Zarı

Edebiyat Yazıları 2

Sezai Karakoç

Edebiyat Yazıları 2 İletileri

Edebiyat Yazıları 2 iletilerini, Edebiyat Yazıları 2 okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NECİP FAZIL ve NAZIM HİKMET...
- "Merkez
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'in şiiri olarak alınmadığı için Cumhuriyet sonrası şiirimizin gerçek yorumu yapılamamıştır. Bir kesim
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
'ı Cumhuriyet dönemi şiirinin açıklanması için bir anahtar şair olarak almak istedi. Oysa,
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
, içerden çıkan değil dışardan gelen, arûzu boyuna soyunup heceyi boyuna giyinmeye çalışan geç kalmış eski ve yabancı bir Âkif gibidir. Sağladığı cezbe ordan gelmekte ve bu cezbenin çarçabuk kayboluşu da buradan gelmektedir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh89, Necip Fazıl'ın Şiiri III, -Diriliş 1974- Diriliş Yayınları
"MUTLAKÇI" ŞİİR ve DÜZ HAYAT...
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ile
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
arasında gider gelir.
Ahmet Kutsi Tecer
Ahmet Kutsi Tecer
halk şiiri ile
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
arasında. Daha sonra "Mutlakçı" şiir döneminin kırılışı başlar.
Ahmet Muhip Dıranas
Ahmet Muhip Dıranas
, kelimelerin büyülü sanatını kullanarak bu şiirin mumya ve heykel dönemini yaşar.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
, bu şiirin duygu aracılığıyla çocukluk dönemine doğru inişi,
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Fazıl Hüsnü Dağlarca
ise düşünceye doğru düşüşüdür.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
akımı, işte, bu, merkezi Necip fazıl şiiri olan "Mutlakçı" ekole karşı, düz hayat tarzının başkaldırışıdır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
sh 89, Necip Fazıl'ın Şiiri III, -Diriliş 1974- Diriliş Yayınları
Reklam
SIĞ ve FAKİR...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın felsefesi, felsefî sistemler içinde
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
ve
Martin Heidegger
Martin Heidegger
felsefelerinin yanına konuyorsa da, bu işin literer yanıdır. Aslında Sartre'ın önemi teorik olmaktan çok pratiktir. Yoksa Kierkegaard'ın o konkre ve derin iç yaşayışı ve Heidegger'in o abstreler uçurumunun yanında çok sığ ve fakir kalır Sartre'ınki. Ama aksiyonda, bütün egzistansiyalistleri geçtiyse, Sartre bunu, o felsefeden, çıkardığı ve zamana uygulanabilir metoduna ve onu uygulamadaki başarısına borçludur...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 100, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
SARTRE'IN VAROLUŞÇULUĞU...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın bütün felsefesi, güvensizlik metafiziği, aşırı ihtiyat sistemidir. İhtiyat, bir esas oluşun sadece şartı olduğu hâlde, Sartre'da bizzat oluştur artık. Mezarlıktan geçerken ödü patlayan bir adamın, kendi kendine boyuna, "sen korkmuyorsun, kendine güven. Sana zarar verecek hiçbir şey yoktur" diye tekrarlamasıdır, Sartre'ın varoluşçuluğu.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 100, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
ÖLÜM ve HAYAT...
- "Felsefesi gereği,
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
,
Albert Camus
Albert Camus
'den daha elâstiki. Kâh bir bloka, kâh öbür bloka yanaşıyor. Akış içinde, kombinezonlar yapıyor. Camus ise, felsefesi dışındaki görüş ve hareketleri reddediyor. İkisi de ate. Ama, biri, insanı çeviren şartların sertliğine aldanarak; öbürü, şartlar önünde, insanın direniş gücüne. Biri ölüme bakarak, öbürü hayata...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 98, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
SARTRE ve CAMUS...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
ve
Albert Camus
Albert Camus
, bu iki düşünce ve sanat adamı, bu iki arkadaş, bu iki dost ve nihayet bu iki ayrılan adam. Sartre'nin "Bunaltı"sına karşılık, Camus'nün "Yabancı"sı,çağımızı, insanının portresini ve çektiği sıkıntıyı veriyor. Birinin teorik plânda "Varlık ve Hiçlik" adlı eserine karşılık, öbürü "Sisiphe Efsanesi"ni koyuyor. Birinin aksiyoncu yorumu "Başkaldıran İnsan", öbürünün "Materyalizm ve Devrim". Birinin romanı "Veba"ya karşı, öbürünün "Hürriyet Yollarında"sı.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 97, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
Reklam
NECİP FAZIL ve BAUDELİARE...
- "Çok yönlü bir şiirin sahibi bulunmakla beraber
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
'de daha çok sığınılan dünya, ten hazlarının, afyonun, bayıltıcı kokuların insanı kendinden kaçıran dünyasıdır. O, alelâdeyi bu araçlarla kırmak ister.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'in şiirinde ise, "ezel fikri" ve "ebed duygusu"dur gidilecek, aranılacak ülkenin özelliği. Batı şairlerinde kendi iklim ve yerlerinden kopuş ve kaçış önemlidir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 62, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınları
KARINCA PLATFORMU...
İlhan Berk
İlhan Berk
ikinci yeni şiirine bir parça da
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
'a uygulayarak, şiiri S. Faik'e ayarlayarak vardı sanıyorum. (Kitabında ona bir ağıt yakmak haktanırlığını da unutmadığını belirtelim). Sonra, bir dünya görüşünün borazancılığını yapmamış, belki onu çok uzaktan hatırlatan, bir karınca platformunda insana ve tabiatla ilişkilerine bakmıştır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 33, Galile Denizi, Diriliş 1960, Diriliş Yayınları
REALİST ŞİİR ve...
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
,
Oktay Rifat
Oktay Rifat
ve
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
'in şiiri, dar ve özel anlamında gerçekçi bir şiir. Yaşamak için gerekli hayatı, ekmeği kazanmak cinsinden bir hayatı, cemiyetteki yanından ve düz olarak anlatıyorlardı. Şiir (fevkalâde)nin yaratılışı değil, (alelâde)nin anlatılışıydı. Şairânelik alay konusu olmuştu. Kelime şiirde ve düzyazıda farklı kullanışta değildi. Savaş gibi güçlü bir şoktu bu şiir. Bu kuvvetli şokladır ki, günün iyi şairleri büyük sarsıntı geçirir.
Ahmet Muhip Dıranas
Ahmet Muhip Dıranas
susar;
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
kişiliğini yitirerek akıma uyar; en dayanıklıları
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Fazıl Hüsnü Dağlarca
olur; mistik şiirden koparak bazı millî, bazı aktüel bazı da toplumcu noktadan çıkan fikri alternatiflerle şiirini kurtarır...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 26, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
ZİYA GÖKALP ve HALK...
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
, musikîmizi Bizans'a, şiirimizi Acem'e, düşüncemizi Arab'a mal edip, bizim için bir çıkış yolu arıyor, bunu da sözde halkta buluyordu. Halk musikîsi, halk şiiri gibi. Folklor seviyesinden ileri gidemiyordu. Oysa, Nedim, Nef'î, Bâki, Nâbi, Itrî, Dede efendi halk kişileri değil miydiler? Bu halkın çocukları değil miydiler? Saray bu halkın sarayı değil miydi? Hükümdarlar da bu halkın hükümdarları değil miydi?[...] Güçlü bir kalemi, sistematik bir kafası olmasına rağmen dayandığı aksiyomlar yanlış olduğundan gerçeğin tam tersi bir neticeye varıyordu...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 18-19, Kendini Arayan Şiirimiz III, -Diriliş 1983-, Diriliş yayınları
Reklam
SAVAŞ ve İNSAN...
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın da,
Albert Camus
Albert Camus
'ün de,
André Malraux
André Malraux
'nun da bütün yaptıkları, sürekli olarak, savaşın, tam ölümün önüne götürüp orada bir uçuruma, daha fenası, dosdoğru üstüne gelen bir çığa baktırdığı insanı çizmek, anlatmak, yaşatmaktır.. Evet, Sartre'ın egzistansiyalizmi, çağa bakmaktır. Camus'ün absürdü, insanın önüne dikilen, çıplak, yalçın, gökdelen bir buzdağıdır. Malraux'nun "insan şartları"ysa tabiatın çelik ağı, sert şartlar. Hepsi aynı canavarı görüyorlar aslında. Biri ona bunalış derken, öbürü absürd diyor. Biri veba derken, öbürü ahtapotun kolları gibi insanı saran şartlarda buluyor onu... Bir diğeri göğün sahrasında, gecenin içinde gözleri yanan bir dev gibi görüyor; ##$##yazarSeolar:i298.$$#$$
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 98-99, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
NECİP FAZIL ve SEMBOLİZM ...
- "
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'i Batılı anlamda bir sembolist şair saymaya imkân yoktur! Gerçi şiirinde sembolist bir yapı zaman zaman göze çarpmaktadır. Ama, bu, Batı şairinde daha çok bir estetik ve poetik kaygı olduğu hâlde, Necip Fazıl'da hakikati arama ve bulma cehdinde ruhun zaman zaman büründüğü renk ve çok defa da aştığı üslûp vak'ası olmaktan başka bir şey değildir. Sembolizm,
Stephane Mallarme
Stephane Mallarme
'yi müziğe,
Paul Verlaine
Paul Verlaine
'i arzu sislerine, kâinat sembolizmine,
Paul Valery
Paul Valery
'i mücerredin sükûnetine,
Arthur Rimbaud
Arthur Rimbaud
'yu nefsle ruhu ayıran cidarın titreşimlerindeki arı uğultusuna, arı oğulu lirizmine ulaştırmıştır. Necip Fazıldaki sembolizm ise, Bu âlem anlayışının ötesinde, ruh dünyasını tasvir araçlarından ve imkânlarından biridir..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 64-65, Necip Fazıl'ın Şiiri I, -Diriliş 1970- Diriliş yayınları
İLK NOKTA SİYAHTI...
- "Her biri bir kurtuluş açıklaması, bir yorum, bir suç ve bir suçlu aramışlar.
André Malraux
André Malraux
suçu kötü şartlara yüklerken,
Albert Camus
Albert Camus
bir nevi kara metafizik determinizmine bağlamış,
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'sa bütün kabahati insana yüklemiştir. "Varlık, özden önce gelir!", "Cehennem başkalarıdır!", "İnsan kendini seçerken başkasını da seçer!" derken, hep getirip, insanın meselesini, insanda başlayıp biten yapıda bırakıyordu. Sartre insanı ele alıyor, hep ona bakıyor, hem de öylesine bakıyordu ki,, nerdeyse onun dışını inkâr ediyordu; dış dünya, insanın bir marjı gibi oluyordu. Malraux'ysa, insanı hemen çevreleyen, onun üstüne yığılan mânevî (tarihî-sosyolojik) ve maddî (fizikî-iktisadî) şartlara öncelik veriyor. Camus ise, o şartları da çevreleyen, varlığın ufuktaki nebülözü siyah bir çerçeveyi anlatıyordu. hepsinin hareket noktası, kötümserlik değilse bile kötülüktü. Siyah bir çizgi çekmek için, ufku siyaha boyamak için yola çıkmasalar bile, siyahtan yola çıkıyorlardı. İlk nokta siyahtı..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 99, Üç Çağdaş Varoluşçu -Sartre, Camus, Malraux-, Büyük Doğu 1964, Diriliş Yayınları
İkinci yeniciler...
Edip Cansever
Edip Cansever
maddeyi anlatıyordu. Ve şiiri bir tecrit etme oluyordu.
İlhan Berk
İlhan Berk
"hayat"ı anlatıyor; şiiri bir "hikâye etme" oluyor.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
ve
Turgut Uyar
Turgut Uyar
bu hayata bir sıfat katıp (kişi) de paylaşıyorlar. Biri "hayat"ı varoluş problemi bakımından didikliyor (T. Uyar), öteki insanlararası çatışma ya da sevişme yönünden (C. Süreya). Yâni birinde insan tabiatın ortasında, öbüründe insan insanın yanında. her ikisini n şiiri de müşahhaslaştırma oluyor...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 35, Galile Denizi, Diriliş 1960, Diriliş Yayınları
YENİ GERÇEKÇİ ŞİİR ve ŞAİRLERİ...
- "Bu şiirde, zaman önemini kaybetmiştir, insandır hep bu şiir. İsa ve İncil varsa bu şiirde, mistik veya dinî bir şiir sanmayın. Tam anlamıyla lâik bir şiirdir. Din bir dekor, ya da bir benzetim veyahut bir sonda âletidir. Yaşamayı çekip çıkarmak için bir âlet. Alelâde kadınlar konuşur, ama mutluluğu. Sevişme vardır, aşk yerine daha çok. Tanrı'yı, aşkı, ölümü anlamaz bu şairler; toplumu, kadını, varlığı anlarlar. En pragmatik ispat, dokundurmaktır. Bu şairler insanı şiire dokundurur!
Turgut Uyar
Turgut Uyar
'da şiir bir ağaç gibi büyür, gelişir, bir orman gibi uğuldar. Tüyleri tenimize değdirir .
Cemal Süreya
Cemal Süreya
resimler çizer. Heykel figürleriyle işler. Bir şarkıcı, bir dans şairidir. Yeni şair, hep müşahhasın müşahhasına, plâstike gider. Bir kavanoz, bir ayışığı âlemi kurar.
Turgut Uyar
Turgut Uyar
,
Cemal Süreya
Cemal Süreya
bir behavior (tavır, davranış) şiirini yürütür.
İlhan Berk
İlhan Berk
, tarih öncesinden, ekzotik ve hayâlî bir ülkeden, bazı, toplumdan renkli âlemler getirir.
Ece Ayhan
Ece Ayhan
-ki yeni şiirin Necatigilidir- insanın çarpık ve negatif realitesini olduğu gibi anlatır, kelimeyi bundan dolayı çarpıtır..."
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
,
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2
, sh 28-29, Dişimizin zarı, Pazar Postası 1957, Diriliş Yayınları
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.