Bilincimin akışını değiştirecek olsaydım bu ne olurdu? Kapağını kapattığımda ruhumda derin iz bırakan eser? Yaşımın yaşında intihar eden biri, birileri, canım Slyvia, güzel kadın, yaralı kadın, yarasını tuzdan eksik etmeyen kadın.. Slyvia Plath..
Sonbahara boğarken gözlerini, beni bir rıhtımdan alıp çıkarıyor, dalıp batarken. Kuşlara incinirken yüreğim, soruyor, sorguluyor, neredeyse her daim.
Sana uzun, uzak yollardan, çok uzak zamanlardan yazıyorum Slyvia:
Bıraktığın derin boşluklar çok da dolmadı aslında. Vapurlara vuruyor insanlar kendilerini. Zaman kıskacında öldürüyor her hissi, lime lime. Kavgası bol zihinlerin, boynu eğik akıllı sersemlerin. Sen gittin gideli buruk her yerimiz. Kanamaya korkuyoruz, hunharca yiyiyoruz dünya denilen kırıntıyı ve avutuyoruz sahte kalplerimizi:
Sen iyisin, sen iyisin!
Değiliz Slyvia, hiç değiliz! Kendimizi kandırmak en büyük marifetimiz.
Bıraktığın bu eser beni uzun zaman sürükledi peşinden, ara sıra zorlandım yokuş çıkarken ve kendimi buldum hiç şaşırmadan kuytu köşelerde..
Senin, Virginia’nın, Nilgün Marmara’nın, Zweig’in yasını tutuyorum ve soruyorum hala:
NEDEN?