Başlarda hayatı normal bir şekilde devam eden, belli uğraşlarla meşgul olan Tolstoy, birçok cevaplanması zor soruyla birlikte bir dönem farklı -olumsuz- duygulara kapılıp inişli çıkışlı düşüncelere dalıyor. Sadece düşünmekle yetinmiyor, uğraşlarını da değiştiriyor. Araştırıyor, irdeliyor, sorguluyor...zamanla neredeyse sadece bu içsel uyanış ile ilgileniyor. İstediği cevaba ulaşamıyor ve olumsuz duygulardan ziyade olumsuz düşüncelere kapılıp iyice dibe batıyor. “Yiyordu, içiyordu, uyuyordu, uyanıyordu; ama yaşamıyordu.” Bir süre sonra, pes etmeyip kurcalamaya devam eden Tolstoy, sonunda bir ışık görüyor ve oraya gidiyor -o cevaplara-. Arada yine kararıyor bulunduğu ışıklı ortam fakat aydınlandıkça, ışığı yanmaya devam ettikçe eskinin aksine pozitif bir kafa yapısına sahip oluyor. Işığı bulduğu için sorgusunu bırakmıyor, arada gelen karartılarla da ilgileniyor. En sonunda bir rüya görüyor Tolstoy, “bak ve hatırla” ve sonunda, uyanıyor.