Tolstoy'un kendi hayatını anlattığı yani otobiyografik özelliği olan bir kitap. Yalnız kitapta, yaşadığı olaylardan ziyade fikri gelişim sürecini anlatıyor. Daha çok din kavramı, inançları sorguladığı, arayış içine girdiği ve varoluşsal sancılarını okuyacağınız bir kitap. Neye inandığı, neye inanması gerektiği, hayatın anlamı amacı gibi sorular meşgul ediyor kafasını ve insanlarda gözlem yapmaya başlıyor ve gözlemleri sonucunda vardığı sonuçsa, insanların inançlarını gerektirdiği öğretileri hayatlarında uygulamıyor olması. Bu da Tolstoy'un arayışını arttırmasına sebep oluyor. Zaman zaman öyle boşluklara düşmüş ki intiharın eşiğine kadar geliyor ama intihar etmiyor.
Kitapta kendini de çok fazla eleştirdiği, iki yüzlülükten uzak ve tarafsız bir bakış açısı gösteriyor bize. Farkındalık gücü oldukça kuvvetli ve derin bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Tolstoy'un hem kendini hem de içinde bulunduğu toplumu oldukça cesur bir şekilde eleştirdiği bir eser. Hatta kitap sizde de kendinize karşı eleştiriye, sorgulamaya ve arayışa davet ediyor :)