Mecburiyet

Stefan Zweig
Stefan Zweig, 1881’de Viyana’da dünyaya geldi. Avrupa’ da iyi bir eğitim gördü. 1. Dünya Savaşı sırasında İsviçre’de ikamet etti. Savaş sonrasında ilk evliliğini Frederike von Winternit’ le yaptı. 1934’de Nazi baskısı nedeniyle ülkesini terk etti. 1939’ da ikinci evliliğini Lotte Altman’la yaptı. Sonra New York’a, ardından da Brezilya’ya gitti ve buraya yerleşti. 1942’ de intihar etti. Çeşitli sebepler söylense de bu intiharın asıl sebebi hiç bilinmedi. Stefan Zweig, öykü ve romanlarının yanında, yazdığı yaşam öyküleriyle de hala yaşayan bir yazardır. Yaşamından geriye onlarca eser bırakmıştır. ''Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Çöküşün Öyküsü, Satranç, Amok Koşucusu, Olağanüstü Bir Gece, Yakıcı Sır ve Mecburiyet '' en ünlü eserleri arasında yer alır.
72 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1929
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

56 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Stefan Zweig; savaş karşıtı bir yazar. Eserlerinde de çoğu kez, özgürlük temasına yer verir ve savaşın yıkıcı etkilerini anlatır. Mecburiyet adlı eserinde ülkesindeki savaştan kaçıp, İsviçre'ye sığınan evli bir çiftin, yaşamla ölüm arasındaki duygu ve düşüncelerini iliklerinize işleyecek yoğunlukta anlatan bir hikaye. Ferdinand savaş karşıtı düşüncelere ve eşine olan sevgisi yüzünden savaştan kaçsa da görev insanı olması bunu yapmasını zorunlu kılıyordu. Karısına duyduğu sevgi ve görev duygusu arasında sıkışıp kalır. Kitabı okurken nelere mecbur kaldım düşüncesi sizinde içinizi saracaktır. Her ne kadar kısa bir hikaye de olsa her cümlesi duygu ve yoğunluk dolu bir eser.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · İndigo Kitap · 201969,4bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
Çıldırmış insanlara uyum sağlamak için çıldırmış gibi yapmak zorunda değilsiniz! Kendiniz olun yeter. Kendi iradeniz olmalı! Roman, savaş ve sevdiği kadın arasında seçim yapmak zorunda kalan bir erkeğin hayatını anlatıyor. Sırf güçlü olduğu için bir ülke bir ülkeye savaş açmamalı. Savaşlar da her daim fakir insanların eşleri, çocukları, kardeşleri ölüyor. Bu romanda da Stefan Zweig insanların güç uğruna bir kaç insan daha güçlü olabilsin diye çıkan savaşa gidip gitmemek arasında kalan bir adamı konu alıyor. İnsanın savaşları sorgulamasına neden olan bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Keyifli okumalar dilerim.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
50 syf.
9/10 puan verdi
Ülkesindeki savaştan kaçıp, İsviçre'ye sığınan evli bir çiftin, yaşamla ölüm arasındaki duygu ve düşüncelerini iliklerinize işleyecek yoğunlukta anlatan, olduktan sonra hemen unutamayacağınız güzel bir hikaye. Kendi içinde sıkışıp kalan Ferdinand'ın, ordudan askere çağırılması ile işler çığırından çıkar. Artık yapması gereken bir seçim vardır... ince ama her cümlesi düşündürücü, insanın içine işleyen bir kitap. Alıntıları yazarken çok zorlandım çünkü her cümlesi kayda değer. Gerek konusu, gerekse duygu ve düşünceleri anlatım tarzı diğer eserlerinde olduğundan daha iyi buldum. Uzun zamandır kitaplığımda olan bu mini hikâyeyi nasıl ertelemişim bilmiyorum. Kesinlikle okumalısınız.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
Mecburiyet insana her şeyi yaptırır.
50 syf.
10/10 puan verdi
Kısacık bir kitabın etkisi bu kadar mı büyük olur. Hayran kalmamak mümkün değil. İşte yetenek bu! Bir şeye mecbur kaldınız mı? Önce şunu soralım kendimize 'mecburiyet' nedir
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
DEVLETE HAYIR DİYEMEME
50 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Eser 1920 yılında basılmıştır. Hepimizin çok iyi tanıdığı ünlü yazar “Stefan Zweig” her zaman savaş karşıtı olması ile de bilinmektedir. Çünkü yazarın kendisi de Birinci Dünya Savaşı’nı ülkesi
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
Sadece Bir Savaş Romanı Değil, Bir Yaşam Dersi
50 syf.
8/10 puan verdi
Birinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde, Avrupa'yı kasıp kavuran bir dehşet var. Bu dehşetten kaçmak için Avusturyalı bir subay ve karısı İsviçre'ye sığınırlar. Subay, vatansever biridir
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
Özgürlük mü görev mi?
72 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabın ana karakteri ressam Ferdinand savaşın etkilerinden kaçmak için İsviçreye sığınmıştır. Ancak bir gün ülkesinden gelen askerlik çağrısı mektubu onu sarsıcı bir ikilemde bırakır. Eserde savaşın bireyler üzerindeki psikolojik etkileri içsel çatışma yoluyla detaylı bir biçimde aktarılmıştır. Kitabın 70 sayfa olduğunu göz önünde bulundurursak herkes tarafından kolayca okunabilecek yalın ve akıcı bir eser diyebiliriz. Kısa bir hacime sahip olmasına rağmen toplumsal baskılar ve özgür irade ikilemini başarılı bir şekilde anlatmıştır. Ferdinand ve eşi Paula arasındaki ilişki detaylı ve etkileyici bir biçimde aktarılmış. Bu da okuyucunun empati kurmasını kolaylaştırmış. Ayrıca eserde savaşın anlamsızlığı üzerinde durularak evrensel bir mesaj verilmiş. Ancak yoğun içsel çatışmaları sevmeyenler için uygun olmayabilir. Yoğun bir kurgu barındırmıyor, karakter ve mekan çok sınırlı. İçsel çatışmaların yoğun olduğu bölümler ağır ve tekrarlı gelebilir. Ancak ben kitabın uzunluğunu göz önünde bulundurduğumda büyük problemler teşkil edeceğini düşünmüyorum.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201969,4bin okunma
50 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Bu kitapta savaşın olduğu dönemde ana karakterimiz askere alınmamak için yaşadığı bölgeyi eşi ile terk ederek İsviçre’ye yerleşir. Ve bir gün askerliğe elverişli olduğuyla alakalı eve bir evrak gelir. Konsolosluğa çağrılan ana karakterimiz yapılan araştırmalarda askerliğe elverişli olduğu hakkında karar verilir. Ana karakterimiz askere gitmek ile eşinin yanında kalmak arasında ikilemde kalır. Kitap boyunca ana karakterin kendi içindeki bocalaması ve yaşadığı ikilemde hissettiklerini okuyoruz. Yazar, ana karakterin yaşadığı psikolojik durumları okuyucuya çok güzel hissettiriyor. Ana karakterimiz, eşine duyduğu sevginin yanında üzerinde borç bildiği tamamlaması gereken askerlik görevinin yanı sıra savaşmayı ve insanların öldürülmesini kabul etmediğini, ayrıca ressam olduğu için yapmış olduğu sanatsal çalışmaların sürekliliğinin devam etmesi gerektiği düşüncesi ile ikilem çatışmasının tam ortasında kalıyor. Kitap elli sayfa olsa da okuyucu da bıraktığı etki takdire şayan… ‘’Ana karakterin yerinde ben olsaydım acaba ne yapardım?’’ dediğim kitapları okumayı oldukça sevmişimdir, acaba siz ana karakterin yerinde olsaydınız ne yapardınız? Keyifli okumalar dilerim…
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
Fırçadan Vicdana Bir Ressamın Savaş Karşıtı Mücadelesi
50 syf.
10/10 puan verdi
Ressamın fırçası, tuval üzerinde renk cümbüşü yaratırken, zihninde fırtınalar kopuyordu. Barışçıl bir hayat kurma hayalleri, savaşın gölgesi ile kabusa dönüşmüştü. Vatanseverlik ve barışseverlik duyguları arasında gidip gelen kahramanımız, vicdanıyla amansız bir savaşa girişmişti. Eser, okurları savaşın sadece cephelerde değil, aynı zamanda bireyin ruhunda da yarattığı tahribata tanıklık ettiriyor. Kahramanımızın yaşadığı tereddütler, korkular ve pişmanlıklar, iç dünyasındaki çelişkileri gözler önüne seriyor. Yazar, kahramanın ruh halini ustalıkla tasvir ederek, okurları da bu vicdani ikilemin tam ortasına yerleştiriyor. Her iki seçeneğin de kahramanın ruhunda yarattığı karmaşayı ve bu karmaşanın onu nasıl yıprattığını etkileyici bir şekilde işliyor. Roman, savaş karşıtı bir mesaj vermekle kalmayıp, bireyin ahlaki seçimler karşısındaki çaresizliğini ve vicdanının sesini bastırma çabasının trajik sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Kahramanın yaptığı seçim, doğru mudur, yanlış mıdır? Bu sorunun cevabı okurun vicdanında saklıdır. Yazar, okurları hazır cevaplar sunmak yerine, onları kendi ahlaki değerleriyle yüzleşmeye ve kendi yargılarını oluşturmaya teşvik ediyor. Eserin sonu ise, okurları derin bir düşünceye sevk edecek şekilde belirsiz bırakılmıştır. Kahramanın seçimi, vicdanıyla yüzleşmesine yetmiş midir? Bu sorunun cevabı da okurun yorumuna bırakılmıştır. savaşın yıkıcı etkilerini, insan ruhunun kırılganlığını ve vicdanın karmaşıklığını ustalıkla anlatan bir başyapıttır. Her okuru derinden etkileyecek ve uzun süre zihninde yer edecek bir eserdir.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Başını gökyüzüne kaldırdı, yeryüzünde insanoğlu için kendi yasasının dışında bir yasa olmadığını ve hiçbir şeyin birine bağlı olmak kadar insanı hayata bağlamadığını hissetti.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202169,4bin okunma

Yazar Hakkında

Stefan Zweig
Stefan ZweigYazar · 187 kitap
Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı. Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.