Yazar, Dücane Cündioğlu, bilgi birikimi olsun, ilmi olsun hayran olduğum isimlerden. Bazen bazı görüşleri biraz "uç" olsa da kendisini hem yazıları olsun, hem videoları olsun takip ettiğim isim. Felsefik bakış açısından çoğu meseleye değinmesi alanında uzman olduğunu zaten gösteriyor. Kitap bir deneme formatında yazılmış, bence dili gayet sade bir kitaptı. Kimisine göre ağır gelebilir ama bu kitaba da ağır deniliyorsa diğer eserlerine ne demeli...
Yer yer öyle cümleler var ki durup beklemek, yutkunmak, hazmetmek gerek. Ana fikri "ölmeden önce ölmek" tir. Bunu öyle yavaş yavaş, öyle ağır ağır işliyor ki.. Ölümün Dört Rengi, elbette en çok da ölümden bahsediyor; Efendimiz'in "Ölmeden önce ölünüz” buyruğunun manasına işaret eden ölümden.. Hakikatin siyahından; ölümün kırmızı, beyaz, yeşil ve siyah çeşitlerinden. İffetin rengi maviden, Hızırın rengi yeşilden. Tek seferde hazmedilemeyip tekrar tekrar okunacak bir yapıt.
"Ey talip
Putlarını terk et.
Çünkü onlar birgün seni terk edecekler.
Sen, seni terk etmeyecek olanı ara.
Öfke ile değil, şefkatle, merhamet ile...
Sadece kadir gecesi, beraat gecesi değil,
her gece ara, elinde kandil ile ara..."