Kitap iki gencin aşkını anlatıyor, kitap, ilerledikçe bu aşk mı, alışkanlık mı? Soruları arasında çokça git geller yaşamanız kaçınılmaz. Yazar İstanbul’un yüz yıllık mimari ve kültürel değişimini bir çırpıda kurgu içinde anlatmayı başarmış. Bu anlatış içinde zaman kavramına tam olarak alışmak biraz zaman alıyor ama lezzeti de böylece daha da artıyor. Okurken Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanındaki havayı tekrar ciğerlerime dolu dolu çektiğimi hissettim. Masumiyet Müzesini okumuş olanlara şiddetle tavsiye edeceğim bir kitaptı Ölüyordum Geçerken Uğradım. Kitapta şunları mutlaka bulacaksınız; aşk, acıma, yalnızlık, sadakat, sevgi, öfke, çaresizlik, korku, şefkat, var olma mücadelesi, alışkanlık, vazgeçme, vazgeçememe. Bu notu da buraya bırakıyorum ancak sadece kitabı okumuş olanlara anlamlı gelebilir. “lakin her şehir iki yüzlüdür biraz, bir yandan sert soğuk bir yandan mahirdir mahurlukta nafizcesine. fakire nafiz, zengine mahir, birilerine mahurdur öylesine.”
İyi okumalar.