"Tarihten alınan en büyük ders, insanların tarihten ders almadıklarının anlaşılmasıdır."
Adı ile çelişen bir kitap: Surname... Osmanlı da düğün, tören ve şölen denmesine rağmen kitapta acı, adaletsizlik, cahillik hat sahfadaydı.
Ne zamandır Aziz Nesin okumamıştım. Pek özlemişim keskin dilini, iğneyi topluma batırmasını doğrusu...
Gelelim kitabımıza, Cumhuriyet dönemindeki son halka açık idamı konu alıyor. Halkın sapkınlıklarının, hukuk siteminin hala derebeylik olduğunun anlatıldığı kitabımız da çaresizlik ve adaletsizlik maalesef ki insanın yüreğine işliyor. Kahramanımız Berber'in hapishaneye girişi, yaşadıkları ve siyasi tutuklularla geçirdiği süreçte gerçekten değişmesi yazarımızın bakış açısı ile biz okuyucularla buluşuyor.
Surname; Cumhuriyetin ilk yıllarında toplumun yaşayışının, adaletin ne derece olduğunu da anlatan yazılı bir tarih kitabı doğrusu.
Okurken çok kızdım, sinirlendim. Kahramanımızın yaşadıklarına, yaşatanlara, çare olamayanlara ve pek tabii adalete. Zavallı insanların seyirlik idam için yaşadıkları telaşeye ise akıl sır erdiremedim.
Yüzyıllardır devam eden idam cezalarının her ülkede farklı yapılmasından tutun da tüm dünyadaki eşcinsellik tarihine kadar pek çok bilgi de vardı.
Eğitimin olmadığı ülkelerde toplumun gelişmesi beklenemez. Bu nedenledir ki toplum cahil, devlet daha da cahil... Konuşan, okuyan kitle ise siyasi suçlu. Nereden nerelere gelirken hala toplumsal gelişimimizi tamamlamadığımızı ne yazık ki üzülerek paylaşmak isterim. Medeni, demokratik, adil ve özgür yarınlara.
Kitabı çok beğendim. Takdir sizlerin. Keyifli okumalar dilerim.