İngiliz Edebiyatının önemli adlarından 1i olan Muriel Spark, yaşamının direksiyonunu eline almaya çalışan 1kadını anlatıyor yine sıradışı 1kurgu ve anlatımıyla...
Derin 1gözlem gücü, hızlı 1anlatım, sıçramalı 1kurguyla ilginc psikolojik ayrıntılar, günümüz yaşamı adına... Biriktirilmiş 1dehşetle çıkılan 1yolculuk, yolculuk içinde yolculuklar, hayat adına karşılaşılacak durumlarla ya da sıradışı halleri ki yazarın genel üslubu bu sanrm diğer okuduğum kitapta da yine aslında yaşanabilecek hayatın içinde olan durumları kendince dile getirirken bunu normalin dışinda sanki bu durumları ilk defa duyuyor ya da okuyor hissi veren 1yazar...
Olaylar sıçrayışlarla kurgulanıyor, polisiyeden, gerilimden travmaya ve ölüm arzusuna uzanarak gelişip, tek yönlü 1biletle seyahate çıkan 1kadın, kendi çizdiği kadere doğru son sürat ilerliyor ve direksiyon başında kim olursa olsun, bütün yollar aynı yere ulaşıyor. Ayrıntılarda gizli savrulma anlarını olduğu gibi, olanca tuhaflığıyla anlatırken; kişisel ve karanlık 1deneyim haline geliyor...
Sürücü Koltuğu, hâkimiyetin bizde olduğu yanılgısı sayesinde yol alabildiğimiz hayatlarımızı derinden sarsan, sert ve sıradışı 1roman, sanki Amerika filmi izler gibi. Kitap ölmeden önce okunması gereken #1001kitap arasındadır, günümüz kurgularını seven, farklı konular da kitap okumak isteyenlere tavsiyemdir, keyifli, huzurlu, mutlu okumalar...