Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer şehvet, nefsi istila eder, akla galip gelirse aşk adını alır. Aşk tehlikeli bir hastalıktır. Aşkın sebebi, sevgilinin güzelliğini gözönünde büyütmek, her zaman hayaliyle meşgul olmak ve onu düşünmektir. Aşık sararır, zayıflar, gözleri çöker, gözler güzel bir şey seyrediyormuş gibi gülümserken, içi dertle, üzüntü ile dolu, sesi de hazindir, uykusu azdır. Eğer doktor, elini âşığın nabzına koyup tanıdığı kızların isimlerini ağır ağır söylerse, sevdiği kızın adı geçtiğinde nabzı fazlasıyla atmaya başlar, rengi sararır ve bu halinden sevgilisinin kim olduğu anlaşılır. Sevgilisine kavuşamayan âşıkta gittikçe derinleşen sevgi, onu kara sevdaya hatta deliliğe kadar sürükleyebilir. 1. Cilt 52. Sayfa
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Psikiyatrist olan Gary Small’ın kariyeri boyunca yaşadığı ilginç vakaları anlattığı kitabında kariyerinin başından sonuna kadar farklı olaylar görmek mümkün. Seksi Bakış Daha yeni mezun olduktan sonra genç asistan doktor olarak çalışan ve gözetmen altında ilk hastası kocasının iş nedeni sürekli şehir dışına çıkması nedeni ile bunalım yaşayan
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,3bin okunma
Reklam
Turgut, kızların ortasında, elinde konyak dolu çay bardağı, şarkıya yer yer katıldı. Müşterilerinden biri, arkadaşının omuzuna başını dayamış horluyordu. Sigara dumanı gözleri yakıyor, eşyanın ve insanların üzerine siniyordu. Durum bir kere sağlığa aykırı oldu mu öyle sürüp gitmeli oğlum Turgut. İçki de çok içilmeli, sigara da. Havasız da
Sayfa 271 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İlk karmaşık devletlerin hepsi, "şeflerin ceza görmeden keyfi nedenlerle uyruklarını öldürme hakkına sahip olması" anlamında despotik devletlerdi. Laura Betzig'in gösterdiği gibi, Babil, İbrani, İmparatorluk Roması, Samoa, Fiji, Kimer, Natchez, Aztek, İnka ve dokuz Afrika krallığı kayıtlarında despotizm kanıtları bulunabiliyor. Despotlar lüks içinde yaşayarak ve muazzam haremlerin hizmetlerinden yararlanarak ellerindeki gücü Darwinci doğrultuda değerlendiriyorlardı. Hindistan'ın Britanya tarafından sömürgeleştirilmesinin ilk başlarında kaleme alınan bir rapora göre, "Surat'ın Moğol valisi tarafından verilen bir davet... ev sahibi ansızın büyük bir öfkeye kapılınca kabaca yarıda kesilmiş ve vali hayretler içinde kalan İngiliz misafirlerin gözleri önünde dans eden bütün kızların başlarının kesilmesini emretmişti." Hayretler içinde kalabilmelerinin tek nedeni, anavatanlarının kendi despotizmini yakın bir tarihte geçmişte bırakmış olmasıydı. Sekizinci Henry çeşitli kötü ruh hallerinden birine girerek, iki karısını, onların sevgilisi olduğundan kuşkulandığı birkaç erkeği, (araların- da Thomas More ve Thomas Cromwell de bulunan) birçok danışmanını, Kutsal Kitap çevirmeni William Tyndale'i ve on binlerce başka insanı idam ettirmişti.
Sayfa 184Kitabı okudu
Melafon - 1.Bölüm | "O bir canavar icadı"
wattpad.com/story/340223947... Fakirdik, cepleri paralarla taşan ama insanlığı, söküldüğü yerden eksilen birer çulsuzun tekiydik. -Fredric Her şey o gün can yoldaşım Raun ile benim ortaya bir fikir atmamızla başladı. Daha
Tecavüze uğrayan kadınlar arasındaki bir kadının birkaç yerinde yarası olduğu gibi gözleri de yarı kör bir duruma gelmişti. Tahkik Heyeti bu genç kadını da dinledi: Ben yangın başladığı vakit Çamoğlu Yusuf'un evinde oturuyordum. Üzerime bir Yunanlı atladı, herifi ittim. Beni dövmeye başladı. Yüzümde ve ellerimdeki yaraları o herif yaptı. Kandan bayılmıştım; ayıldığımda her yerim kan içinde ve ışığa bakamıyordum. Sonra evime gitmeye çalıştım. Sokakta yine o halde beni beş Yunanlı yakaladı ve sürüklediler. Çok ağladım, yalvardım fayda etmedi. Elcik köyünün yıkılması anında erkeklerin bir kısmı köyün mezarlığına kaçarken, kadınlar da tekke binasında toplanmıştır. Fakat kadınlar bu kutsal çatı altında da Yunanlıların tecavüzüne uğramışlardır. Kabak köyünde isimleri açıklanmayan iki bakire kız ve bir kadına köylülerin karşısında tecavüz edilmiştir. Bütün köy halkı bu olaya tanık olmuştur. Okçu köyünde isimleri açıklanmayan 20 kadın ve 10 bakire kıza sokak aralarında ve bahçe kenarlarında yapılan tecavüz, dayak ve işkence sonunda kadın ve kızların feryadını işiten köylü ağlamaktan başka bir şey yapamamıştır.
Sayfa 262
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Doktor böyle düşünmenin çok geniş çapta hata olduğunu çok sonraları anlayacak, bunun için at sırtlarında işte böyle kilometreler, kilometreler aşması, aynı kilometreleri karda, ayazda, kıraçta, güneşte, yağmurda, çamurda yaya geçmesi, kurşun sağanağı altında deli bir tümsek arayanları görmesi, yalınayaklı kızların, gök ekin gibi delikanlıların gözleri önünde "Allah" diyerek ruh teslim edişine şahit olması gerekti. Kısacası yanılmanın düzelişi büyük bir milletin bir tek kalp gibi ortaklaşa duyduğu istiklâl azminin harpten çok başka ve çok üstün bir mana kazanmasına bağlı idi.
Sayfa 137Kitabı okudu
Sucukçu, kızın bacakların1 inceliyor ve filimdeki adamın; neden hep, kızn gözleri içine baktığına hayıflanıyordu. Sucukçu da hayatında böyle bir hata işlemişti. Gençlik yılları, süklüm-püklüm kızların peşinde gitmekle geçmiş, ama hep kızların gözlerine bakmış, dudaklarından dökülecek sözcüklerde umut aramıştı. Günün birinde gözlerine bir çift göz gülmüş, kızın dudaklarıdan sevgi boşalmıştı. Ve Sucukçu, iste bu kızla evlenmisti...
Şafak Türküsü
Beni burada arama anne Kapıda adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma enne, Ağlama. Kaç zamandır yüzüm tıraşlı Gözlerim Şafak beklerdim Uzarken ellerim
Reklam
Vasiyetimdir Sevgili Atölyem;
‘Ah’lar Ağacı 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Beş yaşına gelinceye kadar dizlerimizde biten etekler giyerdik, o yaştan sonra ise ayak bileklerimizden sadece beş santim yukarısına kadar izin vardı, çünkü erkekler tahrik olabilirdi. Onların bu korkunç dürtülerine bizim set çekmemiz gerekirdi. Kaplan gözleri gibi sürekli orada burada dolaşan erkek gözleri, ışıldak gibi gidip gelen o gözler, biz kızların davetkâr ve kuşkusuz kör edici çekim gücünden korunmalıydı. Bacaklarımız ister biçimli, ister sıska ya da tombul olsun; kollarımız ister zarif, ister yamuk yumuk, ister sosis gibi olsun; cildimiz ister şeftali gibi, ister lekeli-pürüzlü olsun; saçlarımız ister parlak bukleli, ister yoluk yoluk kabarmış, ister saman sapı gibi ince örülmüş olsun, fark etmezdi.
Sayfa 22 - Doğan Kitap
Düşman, Başkale'de 13 gün kalmıştır. Bu zaman içinde Ermeniler, Müslümanlar'a karşı her çeşit küçültücü davranışta bulunmuşlar, hatta camilerde safahat âlemleri düzenlemişlerdir. Yollar, karınları deşilmiş, göğüsleri kesilmiş kadınların, parçalanmış çocukların, tecavüze uğramış genç kızların, gözleri oyulmuş erkeklerin cesetleri ile dolmuştur. Ermeniler tarafından girişilen vahşeti tek tek anlatmak mümkün değildir.
Sayfa 91 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
656 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.