Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne zaman çağırsa gelirdi hep. Üzerinde odalık giysisi olurdu, arkasında, kır düşmekle birlikte kızların saçını andıran, garip donuk renkli bir örük sallanırdı. Gelir Clifford'a bir kahve ya da papatya çayı yapar, onunla satranç ya da kâğıt oynardı. O uykulu durumunda bile, karşısındakini terletecek ölçüde iyi satranç oynayabilecek, garip, kadınca bir yeteneği vardı. Gecenin sessiz içtenliği içinde otururlar, ya da Mrs. Bolton oturur Clifford yatağına uzanır, gece lâmbasından üzerlerine dökülen yalnızlık ışığı altında, Mrs. Bolton uykudan nerdeyse gözleri kapanarak, Clifford ise korkudan altüst olmuş bir durumda, boyuna oynarlar, oynarlardı sonra birlikte çay içerler, gecenin ıssızlığı içinde ağızlarından tek söz çıkmaz, ama birbirlerine güven verir, destek olurlardı.
Sayfa 112
Seni de vururlar bir gün ey Acı Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın, sözün, türkülerin tükenir Ellerin koynunda kalakalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de
Reklam
"Hulda'nın damgasını taşıyorsun." Yüreği ağzına geldi. "Hulda mı?" "Emek tanrısı." Serilda ağzı açık bakakaldı. Elbette Hulda'nın kim olduğunu biliyordu. Ne de olsa sadece yedi tanrı vardı, onları akılda tutmak zor değildi. Hulda, tıpkı Madam Sauer'in söyleyeceği gibi iyi ve dürüst işlerle
Tarlaların arasından bir uluma sesi daha yankılandı, sanki aynı anda her yönden geliyor gibiydi. Serilda ürperdi ve etrafına bakındı, ancak değirmenden ileriye uzanan araziler her ne kadar dolunayın etkisiyle epey aydınlanmış olsalar da av partisine dair hiçbir şey göremiyordu. "Parsley, gitmemiz gerekiyor," dedi iki yaratıktan daha ufak
Güzel ve Dokunaklı
Gözbebeklerinde bir ağrıyla gelirdi. Ben, kirpiklerimde binlerce yol, parmaklarımı kalbime batıra batıra beklerdim. Sokakların telaşıyla odaların suskunluğu arasına sıkışmış kekeme hayaldi. Gülüşü, bir yaprak ummanında gün ışığı gibi hüzünlü bir sevinç verirdi. Akşamüstüne benzeyen sesle konuşurdu. Kendisine ait olmayan bir zamandan yaşamaktan
Bütün genç kızların pembe bir erkek, pembe yatak örtüleri, pembe koltukları, pembe yemek takımları ve pembe bahçelerle büyüyüp, dar ve siyah mutfaklarda yemek kokularına dönüştüğü; erkeklerin inceliklerini eşiklerde bırakıp birer çizgili pijama kesildiği ruhsuz ve soğuk bir dünyanın güceniğiydi..Herkesin, yenilgisinden bir sığınakla daha büyük yıkımlardan korunmaya çalıştığı bir büyük yanılgıda, rengini ufuklardan alan bir çift günebakandı gözleri. . .
Reklam
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Sen Yatağını yitirmiş pınarların Kanadı kırık göçmen kuşların Yönünü arayan kuzey rüzgarlarının Mazlum annelerin yürek tıpırtılarının Sokaklarında ismi konulan ümmet çocuklarının Özgür adımlarının adı oldun Dert kundağına sarılmış umut Her Ramazan sinelerde düğümlenen muhacir tebessümlerin EY ŞEHİR Ey şehit ve şahit Çileler gergefinde dokunmuş
Eğer şehvet, nefsi istila eder, akla galip gelirse aşk adını alır. Aşk tehlikeli bir hastalıktır. Aşkın sebebi, sevgilinin güzelliğini gözönünde büyütmek, her zaman hayaliyle meşgul olmak ve onu düşünmektir. Aşık sararır, zayıflar, gözleri çöker, gözler güzel bir şey seyrediyormuş gibi gülümserken, içi dertle, üzüntü ile dolu, sesi de hazindir, uykusu azdır. Eğer doktor, elini âşığın nabzına koyup tanıdığı kızların isimlerini ağır ağır söylerse, sevdiği kızın adı geçtiğinde nabzı fazlasıyla atmaya başlar, rengi sararır ve bu halinden sevgilisinin kim olduğu anlaşılır. Sevgilisine kavuşamayan âşıkta gittikçe derinleşen sevgi, onu kara sevdaya hatta deliliğe kadar sürükleyebilir. 1. Cilt 52. Sayfa
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Psikiyatrist olan Gary Small’ın kariyeri boyunca yaşadığı ilginç vakaları anlattığı kitabında kariyerinin başından sonuna kadar farklı olaylar görmek mümkün. Seksi Bakış Daha yeni mezun olduktan sonra genç asistan doktor olarak çalışan ve gözetmen altında ilk hastası kocasının iş nedeni sürekli şehir dışına çıkması nedeni ile bunalım yaşayan
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,2bin okunma
Reklam
Turgut, kızların ortasında, elinde konyak dolu çay bardağı, şarkıya yer yer katıldı. Müşterilerinden biri, arkadaşının omuzuna başını dayamış horluyordu. Sigara dumanı gözleri yakıyor, eşyanın ve insanların üzerine siniyordu. Durum bir kere sağlığa aykırı oldu mu öyle sürüp gitmeli oğlum Turgut. İçki de çok içilmeli, sigara da. Havasız da
Sayfa 271 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İlk karmaşık devletlerin hepsi, "şeflerin ceza görmeden keyfi nedenlerle uyruklarını öldürme hakkına sahip olması" anlamında despotik devletlerdi. Laura Betzig'in gösterdiği gibi, Babil, İbrani, İmparatorluk Roması, Samoa, Fiji, Kimer, Natchez, Aztek, İnka ve dokuz Afrika krallığı kayıtlarında despotizm kanıtları bulunabiliyor. Despotlar lüks içinde yaşayarak ve muazzam haremlerin hizmetlerinden yararlanarak ellerindeki gücü Darwinci doğrultuda değerlendiriyorlardı. Hindistan'ın Britanya tarafından sömürgeleştirilmesinin ilk başlarında kaleme alınan bir rapora göre, "Surat'ın Moğol valisi tarafından verilen bir davet... ev sahibi ansızın büyük bir öfkeye kapılınca kabaca yarıda kesilmiş ve vali hayretler içinde kalan İngiliz misafirlerin gözleri önünde dans eden bütün kızların başlarının kesilmesini emretmişti." Hayretler içinde kalabilmelerinin tek nedeni, anavatanlarının kendi despotizmini yakın bir tarihte geçmişte bırakmış olmasıydı. Sekizinci Henry çeşitli kötü ruh hallerinden birine girerek, iki karısını, onların sevgilisi olduğundan kuşkulandığı birkaç erkeği, (araların- da Thomas More ve Thomas Cromwell de bulunan) birçok danışmanını, Kutsal Kitap çevirmeni William Tyndale'i ve on binlerce başka insanı idam ettirmişti.
Sayfa 184Kitabı okudu
Melafon - 1.Bölüm | "O bir canavar icadı"
wattpad.com/story/340223947... Fakirdik, cepleri paralarla taşan ama insanlığı, söküldüğü yerden eksilen birer çulsuzun tekiydik. -Fredric Her şey o gün can yoldaşım Raun ile benim ortaya bir fikir atmamızla başladı. Daha
651 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.