Kendime ait hiçbir şeyim olmasın isterdim. Dünyevi servetimin senin olmasını isterdim,kalbimin zenginliklerin zaten senin olduğu gibi. Işık bana yalnız senin gözlerinden gelsin, düşüncemin de senin düşüncenden türediği gibi. O zaman senin ruhunun yansımalarını, senin kalbini sözlerini, senin günümün ışığını böyle sana geri gönderirken, seni incitmiş olmaktan korkmazdım, tıpkı tanrının ruhlarımızı beslediği tefekkürlerini ona geri gönderdiğimiz gibi. Sözün özü bütünümle sen olmak isterdim..
Gezmediğim müze, resim galerisi, nebatat ve hayvanat bahçesi, orman ve göl bırakmamıştım. Buna rağmen bu şehirde yaşayan milyonlarca insandan ancak birkaç tanesiyle konuşmuş, yalnız bir tanesini tanımıştım.