“Nesneye karışan erdemin kutsal kökeni
nesnenin ışımasını sağlar,
sevinçten ışıyan bir gözbebeği gibi.
Değişik görünmesi ışığın ışıktan,
yoğunluktan değil bundan ileri gelir.
Parlakla donuğu oluşturan,
işte biçime ilişkin bu ilkedir.”
"Hiçbir şey erdemden daha cana yakın değildir, hiçbir şey onun kadar sevmeye çekmez, nitekim erdemlerinden ve dürüstlüklerinden dolayı hiç görmediğimiz insanlara bile bir tür sevgi besleriz."
Retorik ve diyalektik mantıksal erdemin iki türüydü. Zenon parmakları açık bir elin retoriğe, yumruk yapılmış bir elin de diyalektiğe karşılık geleceğini söyleyerek ikisini birbirinden ayırmıştı.
"Erdemli oldukları söylenen kadınlara aldanma Eugenie. Onların tutkuları bizimkiyle bir değildir, onlar genellikle çok daha aşağılık olan tutkuları önemserler. Bu tutkular hırstır, kibirdir, kişisel çıkarlardır, çoğu zaman da onlara hiçbir biçimde yol göstermeyen bir yaradılışın soğukluğudur. Bu tür varlıklara saygı göstermeli miyiz, sorarım sana. Kendilerini sevmekten fazlasını becerebilmişler mi? Kendilerini tutkular
yerine bencilliklerine kurban ettikleri için mi daha iyiler, daha akıllılar?"