Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Çamur ve toprak bizi doğurur, karanlıktan gelmek muammayken ona dönecek olmak neden korkutsun ki ?
Sayfa 31 - FihristKitabı okuyor
İnsanlar zorba olabilirlerdi ancak hepsi gaddar olamazdı
Sayfa 29 - FihristKitabı okuyor
Reklam
Toprak olmayan vicdanınız toza bürünmüş her birinizin
Sayfa 28 - FihristKitabı okuyor
Toprağı kazdım,ektim tohumunu, Besledim verdim kan katan can suyunu, Kızar büyü olgunlaş kat soframa ruhumu, Sakin ha korkma, irembağina bulacaksin huzurunu
Sayfa 15 - FihristKitabı okuyor
❝Yemek hazırlamak sadece kendinizle ve başkalarıyla ilgili değildir. Her şeyle ilgili!❞ ✱
Shunryu Suzuki
Shunryu Suzuki
Brillat Savarin'nin tanımına göre gastronomi “Varlığımızı sürdürdüğümüz sürece bizi ilgilendiren her şeyin, akla dayanan anlayışıdır.”
Reklam
Botanikçilere göre, şeker kamışı, Saccharum offıcinarum, insan eliyle yetiştirilmiş bir türdür. Şeker kamışının doğal atası, büyük olasılıkla, Çin'in güneyine ait olan S. sinense'dir. Gelişimin nasıl olmuş olduğu konusundaki bilgiyi, yine dilbilimsel dedektiflikle öğreniyoruz. "Şeker" sözcüğünün kökü, göçler başlamadan önce Çin'in güneyinde bir yerlerde konuşulmuş proto-Avustronezya diline kadar gidiyor. Tebus olarak yeniden kurgulanmış tek ve aynı sözcüğün, Tayvan ve Filipin dilleriyle öteki pek çok çağdaş Avustronezya dilinde karşılığı var; bu karşılıkların hepsi de "şeker kamışı" anlamına geliyor. Örneğin Malay dilindeki tebu sözcüğü ve Fiji dilindeki dovu sözcüğü, tebus sözcüğünden türemiştir. Zencefilde söz konusu olduğu gibi burada da, olguyu açıklamak için, şeker kamışının özgün biçiminin proto-Avustronezya dilini konuşanlar tarafından bilindiğini ve bu halkların şeker kamışını yeni yerleşim bölgelerine ektiklerini belirtmemiz gerek. Bu yayılma, büyük olasılıkla Filipinler'de günümüzden 5000 yıl kadar önce başladı. Ve bu yeni "soylu" baharat, Saccharum oflicinamm, oradan giderek kuzeye, doğuya ve batıya yayıldı. Kuzeyde, geriye doğru Çin'e, doğuda Yeni Gine'ye ve Pasifik Okyanusu'na, batıdaysa Endonezya'nın batısına ve Hindistan'a yayıldı.
Sayfa 32 - Kitap yayınevi, 2004 Çev:Nazlı PişkinKitabı okudu
Silphium, sindirimi hızlandırıyordu, bu nedenle eski Yunanca tıbbi metinlerde, silphium çok keskin olduğu için ilk kez kullananlann midesini bozabileceği anlatılır. Silphium'un antik Yunan mutfağında, modern İngiliz ve Fransız yemeklerinde soğan ve sarmısağın işlevini gördüğü sonucunu çıkarmak çekici görünüyor.
Sayfa 22 - Kitap yayınevi, 2004 Çev:Nazlı PişkinKitabı okudu
Vasco da Gama, baharat konusunda artık Venediklilere ve Araplara bağımlı kalmamaları için Portekizlilere Hindistan yolunu açtı. Bu yol işe yaradı. Doğu Hindistan'da iş yapan Portekizli, Hollandalı ve İngiliz tüccarlar, Afrika'yı dolaşan uzun yol ve deniz kazaları yerine hatırı sayılır karlar elde ettiler.
Sayfa 17 - Kitap yayınevi, 2004 Çev:Nazlı PişkinKitabı okudu
Kızartılmış yiyecekler şölenlerde iyi karşılanır, yemeklere önemli bir çeşitlilik katar, görünüşleri hoştur, ilk lezzetlerini muhafaza eder ve elle yenebilir. Bu da hanımların her zaman hoşuna gider. Kızartma, aşçıya bir gün önce çıkan yemekleri maskeleme yolları sağlar ve gerekirse beklenmedik durumlar için yardıma koşar: Çünkü iki kiloluk bir sazan balığını kızartmak, rafadan yumurta pişirmekten daha fazla zaman gerektirmez.
Sayfa 111 - Düşünce 7 / Kızartma TeorisiKitabı okudu
Reklam
Suda pişirilenler yumuşar, erir ve bulamaç hâline gelir. Bundan et ve sebze suyu ya da özütler elde edilir: Bunun tersine yağda pişirilenler sıkılaşır, az ya da çok koyu bir biçimde karamelize olur ve sonunda da kömürleşirler. Birinci durumda su, içine daldırılan besinlerin özütleriyle yüklenir, ikinci durumda bu özütler muhafaza edilir, çünkü yağ bunları eritemez ve bu maddelerin kurumasının nedeni, ısının devam etmesi sonucu nemli kısımlarının buharlaşmasıdır.
Sayfa 111 - Düşünce 7 / Kızartma TeorisiKitabı okudu
Şeker dünyaya girişini eczacının laboratuvarları yoluyla yapmıştır.
Sayfa 95 - Düşünce 6 / Genel olarak besinlerKitabı okudu
Bilimin bugün vardığı noktada, şeker terimiyle, tadı şekerli olan, billurlaşabilir ve mayalandırma yoluyla karbonik aside ve alkole dönüştürülebilir bir madde kastedilmektedir. Eskiden şeker teriminden, şekerkamışının koyulaşmış ve billurlaşmış olan özsuyu kastedilirdi.
Sayfa 93 - Düşünce 6 / Genel olarak besinlerKitabı okudu
Analitik gastronomi, balık rejiminin hayvansal düzen üzerindeki etkilerini incelemeye çalışmıştır ve genel gözlemlere göre bu, cinsellik üzerinde büyük etki etmekte ve iki cinste de üreme içgüdüsünü uyandırmaktadır. Yarattığı etki öğrenildikten sonra, ilk önce o kadar doğrudan doğruya iki sebep bulunabilir ki, bu herkesin anlayabileceği düzeydedir: 1- Havyar, islenmiş ringa, marine edilmiş ton balığı, morina, kuru balık ve buna benzer diğerleri gibi çeşnilendirilmiş halleri uyarıcı olan çeşitli balık hazırlanış biçimleri. 2- Balığın bol bol içerdiği, yüksek düzeyde tutuşkan olan ve sindirme sırasında oksijenlenen ve acılaşan çeşitli özsular. Daha derin bir araştırma sonucu, daha etkin olan bir üçüncü neden keşfedilmiştir. Sütlü balıklarda tamamen oluşmuş bir biçimde bulunan ve ayrışma sırasında kendini gösteren fosforun mevcudiyeti.
Sayfa 85 - Düşünce 6 / Genel olarak besinlerKitabı okudu
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.