İnsan, hayvanata bir zekâ isnat etmez (yüklemez). Fakat kâinatı bir "oku" emri ile temaşa etse (seyretse) belki de şahit oldukları (gördükleri) ile baş edemez.
Sayfa 72 - Timaş Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2024Kitabı okudu
Göğün açık olduğu çoğu gece başınızı kaldırıp sabırla gözlerseniz, üzerinizde kısacık bir süre parıldayan bir meteor görürsünüz. Bazı geceler de meteor yağmuruna rastlarsınız. Bu geceler yılın hep aynı günlerindedir.
Bu gecelerde doğal bir havai fişek gösterisi vardır:
Cennet eğlencesi
"Enerjinin korunduğunu açıklayan termodinamiğin birinci yasasına göre evrendeki enerji miktarı ne yaparsak yapalım hiç azalmamaktadır. Birinci yasa evrenimizin ölümsüz olduğunu muştuluyor olsa da maalesef termodinamiğin ikinci yasasına göre evrenin entropisi sürekli arttığından bu ölümsüzlük değersiz, işe yaramaz bir özelliktir. Enerji her zaman var olacaktır ama çok ileride bir zamanda entropi doruk noktasına ulaştığında, enerji tüm evrene eşit dağılmış olacağından -bütün enerji hiç eksilmeden mevcut olmasına rağmen- artık hareket ve iş üretmek mümkün olmayacaktır. Aynı az önceki boru deneyinde gösterdiğim suyun iş yaratması için hareket etmesi gerektiği gibi. Peki, bu gerçeğin bize neyi fısıldadığını söylemek isteyen var mı?”
Caspal duygusuz bir sesle "Eninde sonunda ve kaçınılmaz olarak insanlık yok olacaktır." dedi.
Bu azamet-i vicdânşiken, bu pâyânsız derya nokta-i Kibriya'nın bir cüz-i ferdini bile dolduramaz!
( Bu, vicdanı paramparça eden büyüklük, bu uçsuz bucaksız derya Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğü karşısında bir nokta bile değildir. )
Derler ki bu iki unsur birbirine âşıktır. suyun sesi ilahidir. Dönüp durmak semadır. Zerre sema eder,âlem sema eder. Ay döner,gezegenler döner, dünya durmaz döner.
Neden?
Çünkü kainat aşk sarhoşudur.
İLM-İ NÜCÛM
İlm-i nücûm, İslam dünyasında astronominin karşılığıdır. En yaygın kullanımı ise ilm-i felek terimidir. İlm-i feleğin kesin bir tanımını yapamayan İslam astronomları, Batlamyus döneminin Yunanlı bilginleri gibi sadece gök cisimlerinin hareketleriyle ilgilenmiş, görünen bütün durumlardaki hareketleri açıklamak için geometrik şekiller kullanmış ve bu şekiller yardımıyla yıldızların yerlerini istenilen her vakitte hesaplayabilmişlerdir. Farabi’nin verdiği bilgiye göre ilm-i nücûm adıyla anılan iki ilim bulunmaktadır. Bunlardan ilm-i ahkâm-ı nücûm yıldızların zaman içinde olmuş ve olacak hadiseler hakkında verdiği işaretlerin yorumlanmasını amaçlar; ilm-i nücûm-i ta‘lîmî adıyla anılan ikincisi ise asıl matematiksel astronomidir. İlm-i ahkâm-ı nücûm rüya tabiri, uğursuz olduğuna inanılan bazı olayları yorumlamak ve geçmiş hadiselerden geleceğe dair gizli anlamlar çıkarmak gibi yöntemlerle gelecekte vuku bulacak hadiselere karşı insanları uyarma sanatından ibarettir.
Diyanet İşleri Başkanlığı
.. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp, onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır. İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsağı haline getirir.