Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölüm Yıl Dönümü

Profil
Sultan Abdülhamid'e Veda
O gün, 1918 senesi Şubat ayının onuncu pazar günü idi. Salondaki büyük saat, ağır ve madenî darbelerle 3.00' çaldı. O sIrada Sultan Hamid'in yanında bulunan Musahip Şöhreddin Ağa birdenbire oda kapısından koridora fırladı: "Aman, doktorlara haber veriniz; Efendimiz bayıldı!" diye bağırdı. O esnada Sultan Hamid'in en büyük oğlu Selim Efendi ile Doktor Ätıf Bey büyük salonda, ayakta konuşuyorlardı. Doktor, koşmaya başladı. Ve yatak odasına girdiği zaman Şu manzara ile karşılaştı: "sâbık hükümdarın gözleri açıktı. Fakat artık bu gözlerde hiçbir hayat eseri kalmamiştı. Başı yastıktan kaymışti. Kalbi çarpmiyor, nabızları atmıyordu. Aralıik kalmış olan dudaklarının arasıindan, hafifçe kan sıziyordu. Vücudu soğumuştu... Yalnız boynu ile yüzü henüz ilik hararetini muhafaza ediyordu.." Doktor artık hükmünü vermişti, büyük bir teessürle: "Innâ lillâhi ve innâ leyhi râciûn.." dedi. Sultan II.Abdülhamid, ruhunu Allah'a teslim ettikten sonra bu köhne dünyadan göçüp gitmişti. Cenab-ı Hak şefaatlerine nail eylesin... Amin.
Önce, büyük büyük düşündüm; Sonra büyük büyük yaşadım. Ne varsa, onlar aldı. Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.
Reklam
Kendime yeni bir önsöz yazmak istiyorum. Yeni bir dil yaratmak istiyorum. Beni kendime anlatacak bir dil.
Sayfa 541Kitabı okudu
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak ve küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve daha çok kitaplardan kopyalar yapmakla yetindiğim halde ve insan resimlerini fotoğraflardan kareyle büyütmeyi kolayıma geldiği için tercih ettiğim halde seni tanıdıktan sonra gözleri yeni açılmış bir küçük hayvan gibi çevreyi şaşkın ve hayran bakışlarla insanı ve insan olmayanı ayırmadan incelemeye başladım ve kalemi iğne uçlu mürekkepli kalemi ve resim kağıdını alarak kırlara açıldım
Sayfa 460Kitabı okudu
13.12.1977 Bu dünyadan bir Oğuz Atay geçti..
Siz de benim gibi, Günleri sevgiyle isteyerek değil de, takvimden yaprak koparır gibi gerçek bir sıkıntı ve nefret yaşadınızsa, Ata’nın izinde gitmekten başka bir kavramı olmayan Cumhuriyet çocuğu olarak yayan, Pis pis gezdinizse ( o sıralarda adı Opera Meydanı olan) Hergele Meydanında, Bu sarı ve tozlu alan iğrendirmediyse sizi, Bir taşra çocuğu sıfatıyla özlemeyi bilmiyorsanız denizi, Kaybettiniz (benim gibi).
Sayfa 124Kitabı okudu
Yaşamı tutkuyla sevenler dışındakilere ölüm hiçbir anlam ifade etmez. Ayrılacağı bir şeyi olmayan biri nasıl ölebilir ki? Aynlık hem ölümün hem de yaşamın olumsuzlanmasıdır. Ölüm korkusunun üstesinden gelmiş biri yaşam karşısında da zafer de kazanmıştır. Çünkü yaşam bu korkunun diğer adından başka bir şey değildir. Sadece zenginler ölümü yaşar; fakirler ise bekler onu. Hiçbir dilenci ölmez, sadece sahip olanlar ölür. Zenginlerin çektiği acı, fakirlerin kuş tüyü yatağıdır. Ölüm tüm sarayların korku ve çilesini kendisinde toplamıştır. Lüks içinde ölmek milyon kere ölmek demektir.
Reklam
Saygı Ve Özlemle...
sᴇɴi ᴀɴʟᴀᴛᴀʙiʟsᴇᴍ sᴇɴi. ʏᴏᴋʟᴜɢ̆ᴜɴ,ᴄᴇʜᴇɴɴᴇᴍɪɴ ᴏ̈ʙᴜ̈ʀ ᴀᴅıᴅıʀ. ᴜ̈şᴜ̈ʏᴏʀᴜᴍ, ᴋᴀᴘᴀᴍᴀ ɢᴏ̈ᴢʟᴇʀɪɴɪ. ᴀʜᴍᴇᴛ ᴀʀɪ̇ғ
Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan?
Reklam
Dünya dediğin bir konak.. Nur içinde yat Özdemir Asaf
* * * Sen gelirken ağlamıştın, Orası için. Bil, gidersen de ağlayacaksın, Burası için..
Sayfa 18 - Adam YayınlarıKitabı okudu
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.