Hiçbirimiz kendimizi "ırkçı" olarak tanımlamak veya görmek istemeyiz, ama hoşumuza gitmeyen sıfatları aklileştirmek için uydurduğumuz kalıpların veya açıklamaların hiçbiri, gerçeği değiştirmez. Bu, sadece ırkçılık için değil, hayattaki her şey için geçerli. Olaylara, insanlara, fikirlere zihnimizdeki kategorileri kırabildiğimiz oranda önyargısızca ve açık zihinle yaklaşabiliriz.
Ama bu hiç de kolay bir şey değil: Önyargılardan arınmamızın önündeki en büyük zorluk, bize "normal" gelen düşüncelerimizin "önyargı" olduğunu tanıyamamamızdan ileri geliyor.
Bu yüzden de tuzaklara düşmemek için herhalde ömür boyu bir çaba, daimi bir sorgulama ve cin gibi uyanık olma hali gerekecek.
Sayfa 141 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Önyargılar, zihinsel enerjiyi en az düzeyde kullanmamıza yardım ederek, bu eneriiyi (eğer varsa) daha önemli ve yaşamsal işlere yönlendirmemizi sağlar.
"Toprakları eğitimle gübrelenmemiş bir kalpten önyargıları söküp atmak, herkes bilir, çok zordur; orada taşlar arasındaki yabani otlar kadar sağlam büyürler."
İnsanlar neler dediğini bilmiyor muyum? Elbette biliyorum. Omzumu silkmekle yetiniyorum. Başka ne yapabilirim? Ağız dediğin torba değil ki büzesin? Rüzgârın esmesini engellemek bile insanların dedikodu yapmasını engellemekten kolaydır.
"Peki önyargının sizi kör etmesine izin verdiğiniz olmaz mı?
"Umarım olmaz."
"Görüşlerini hiç değiştirmeyenlerin ilk başta doğru yargıya varmaları bilhassa zorunludur."
Yargılamak ya bir insanın bilinçsiz davranışını onun gerçek kimliğiyle karıştırmak, ya da kendi bilinçsizliğinizi bir başka insana projekte edip bunu onun gerçek kimliğiyle karıştırmaktır.
G.A: Kayanın en ufak bir zerresi bile bu önyargıları ortadan kaldırma gücüne ya da arzusuna sahip değildir.
Y.A: Bu önyargıları harici etkiler yoluyla kaldırmalıdır, yoksa asla ortadan kalkmazlar.