Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
SICAK, SOĞUK, YAĞMUR, ÇAMUR DEMEDEN 365 GÜN, GÜNDE EN AZ 20 DAKİKA YÜRÜYÜN...
Sayfa 100Kitabı okudu
Bu sevgili Tanrı ne hastalıklı bir şey olmalıydı! Yarattıklarına acılarla, hastalıklarla ve ölümle işkence edip onları izlemekten zevk mi alıyordu acaba?
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
"Sürpriz, ölmemiz değildir. Sürpriz, ne zaman ve nasıl öleceğimizdir."
Sayfa 219Kitabı okudu
"... Doktor, kalp-damar hastalığının genetik olup olmadığını anlamak için babaanneme basit bir soru sordu: 'Annenizle babanız hangi hastalıktan öldü?'. Odada bir süre sessizlik oldu. Sadece babaannemin sessiz çığlıkları duyuluyordu. 'Hiçbir hastalıktan ölmediler!' Sesinde sitem vardı, acılıydı. 'Annemle babam öldürüldüler Doktor Bey. Hastalıktan ölecek kadar yaşlanamadılar. İlle de bir hastalık arıyorsanız, onları öldüren insanoğlunun zalimliğiydi!..."
İnsanoğlunun kusurları ve ihmallerinin sebep olduğu fiziksel hastalıklar, kurbanlarını seçerken ırk, cins, soy, zenginlik tanımaz. Ve kelimelerle anlatılamayacak acılardan ve insafsız kayıtsızlıklardan doğan korkunç ahlaki düzensizlikler de aynı şekilde cezalandırır insanları, fark göstermeksizin...
Öldürücü hastalıklara beden niçin dayanamıyor? Çünkü karşı koyacak gücü azalıyor, bitiyor. Örneğin; hastalık öyle azılıdır ki ilaç kar etmez, artık yaşamı eski yoluna konamaz. Şimdi bunun manevi olarak ölçüsünü bulalım. Morali olduğu gibi çökmüş, kolu kanadı kırılmış birini göz önüne getiriniz. Herşey onun üzerinde nasıl bir etki bırakıyor, düşünceler onda nasıl sertleşip duruyor ve nihayet, karasevdaya yakalanıp nasıl benliği elden gidiyor, yıkıma uğruyor. Aklı başında, keyfi yerinde bir adam o biçareye dilediğince öğüt versin, palavra atsın. Ölüm döşeğindeki hasta, çevresindekilerin sağlıklı olmasından ne anlar...
Reklam
Tanınmış bir elektrikli süpürge üreticisi 1950 lerde elektrikli süpürgenin dizaynını biraz değiştirmeye çalışmıştı. Süpürge hortumunun ucundan 2-3 cm içeriye jilet gibi keskin bıçakları olan döner bir pervane yerleştirilmişti. İçeri emilen hava bıçağı döndürecek, bıçak da hortumu tıkayabilecek kumaş tiftiği ip veya hayvan kıllarını ince ince kıyacaktı. En azından böyle olması planlanmıştı. Fakat olay, penisi parçalanmış bir sürü herifin hastanelerin acil servisine koşmasıyla sonuçlanmıştı
Sizde bu hastalığı ortaya koyan şeyin ne olduğunu düşünüyorum. Kendiminkini biliyorum, zaten bir çoklarında neden birdir. Şöyle oluyor: Beyin yüklenen üzüntüleri, acıları çekemez duruma geliyor, "Benden bu kadar!" diyor, "Bu bütünün ayakta durmasını önemli bulan biri varsa, yardım etsin bana, azaltsın yükümü, belki yaşamını sürdürürüz biraz daha." Akciğer hemen -yitirecek çok şeyi olmadığına göre- buradayım diyor. Beynimle ciğerimin bu pazarlığından haberim olmadı, ama bu pazarlığın korkunç olduğunu şimdi anlıyorum.
Sayfa 13
"Bu arada sefilhaneler toplumun ıskartaya çıkardığı sefillerden geçilmiyor; yoksullar doktor yokluğundan düşkünler koğuşunda ölüyorlar. Cezaevleri öylesine dolu ki mahkumlar yerlerde yatıyorlar. İnsanları satranç piyonları gibi kullanan toplum yüzünden akıl hastanelerinde boş yatak yok... Bir aydın ya da yazar olarak kendi kıçın kapanda değilken bu hoşlukları gözlemlemek pek memnuniyet verici. Aydın ve yazarların sorunu bu- kendi rahatları ve kendi acıları dışında fazla bir şey hissedemiyorlar. Ki doğal ama boktan."
Sayfa 121Kitabı okudu
"Ne kadar çok şeye sahipsiniz o kadar fazla şeye muhtaç olursunuz."
Reklam
"Fast food alma deneyimi her şeyiyle öylesine rutin, öylesine olağan ve öylesine gündelik hale geldi ki, artık dişlerimizi fırçalamak ya da kırmızı ışıkta beklemek gibi sorgulamadan kabul ettiğimiz bir şey oldu."
"İnsanların ne yedikleri (ve ne yemedikleri) daima toplumsal, ekonomik ve teknolojik güçlerin karmaşık bir etkileşimi tarafından belirlenmiştir."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.