Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Bizans hükümdarlarına bir Pers kralına gösterilen korku dolu bir hürmetle davranılıyor; halk önündeki eylemleri büyük törenler ve yaltaklanma gösterileriyle çevriliyordu. Saygı gösterisi olarak ayaklarına kapanılıyordu. Bizans sanatı bunu vurgulamıştır. Biçim ve içerik olarak nerdeyse dini bir ilahi güce sahip olan imparatorları tanrının temsilcileri olarak resmeder. İsa da Katolik sanatında acı çeken, alçakgönüllü bir kurtarıcı olarak görülürken Bizans sanatında kral gibi ve etrafına tepeden bakan bir kişidir.
Sayfa 169 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sadizm, bir insan yığınının öteki yığınını denetim altında tuttuğu, serpilmesine izin vermediği durumlarda yeşerirdi. Sömürücü denetim, sömürülen kitlenin bağımsızlığını, haysiyetini, eleştirel düşüncesini, üreticiliğini yok eder; bunların yerine koyduğu eğlencelikler, sömürülen yığının kişiliğinin gelişmesini önlerdi. Roma imparatorları kullarını gladyatör dövüşleri ile eğlendirilerdi.” dedi Günay, “Şimdi, televizyonlar cinayet, savaş, terör, her türlü sapıklıkla eğlendiriyor. Magic Box denilen Türkçe sözlü Amerikan televizyonuna bak! Sunulan eğlence ve heyecan, ‘neş’e değildir! Coşku, özgürlük gerektirir; ama denetleyen grup buna asla izin vermez! Sonuçta ortaya çıkan, gittikçe büyüyen bir hortum gibidir. Denetim altında tutulan kitlenin bireyleri kendilerini bomboş ve iktidarsız hissederler. Türkler gibi.” “‘ Onların her şeyini tahrip ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için olgun hale geldiler !” dedim, “Orient”e nasıl kıyıldığını anlatan Louis Massignon’dan alıntı yapıyordum. Bakınız, “Oryantalizm” Edward Said! “Evet. Aynen öyle,” dedi Günay, “Türk’ün içi boşaldı! Kendimizi gerçekten de iktidarsız hissediyoruz. Sindik. Korku içindeyiz; yarın ne olacak korkusu, gelecek korkusu, hiçbir şeyi doğru yapamayacağımız korkusu, asla adam olamayacağımız korkusu. Çocukluğu, sürgit aşağılanmakla, dayakla geçmiş yetişkinlerin ruh hali bizimkisi.
“Kendi halkından kor­karak onlara refah, huzur verebilmiş kimse yok tarihte. Olsa olsa korku imparatorları..”
Sayfa 49 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Bizans'taki Osmanlı şehzadeleri önemli bir tehdit unsuru oluşturuyordu. Bizans imparatorları onları kullanarak iktidar mücadelesini körüklüyor; ayrıca bazı uç beyleri ve kapıkulu zümreleri de bu tehdit aracını kullanıyorlardı. Fetret devri devleti âdeta uçurumun eşiğine getirmiş; bu korku ortamı, Fâtih'in kanunnâmesindeki kardeş katli maddesinin konulmasının ana sebebini oluşturmuştu.
Kendi halkından korkarak onlara refah , huzur verebilmiş kimse yok tarihte. Olsa olsa korku imparatorları...
Reklam
"Küçük işlerle uğraşıyorsunuz! Dünya alevler içinde yanıyorken biz burada, senato binasında yaşlı kadınların dertleriyle uğraşıyoruz. Sizin ve benim daha önceden vatan haini ilan ettiğimiz Maximus bize karşı saldırıya geçmişken ve sığındığımız iki Gordianus öldürülmüşken, ayrıca sıkıntıdan kurtulabilecegimiz hiçbir deva yokken tapınak restorasyonları, bazilika süslemeleri, Titus hamamı ya da amfitiyatro inşaatı üzerinde tartışmamızın bize ne faydası olur? Öyleyse, yeni imparatorlar atayın, ey seçilmiş babalar. Neden oyalanıyorsunuz? Herkes kendisi için korkuyorken, cesaret yerine korku göstermeyin ve metanetinizi kaybetmeyin."
Sayfa 204Kitabı okudu
Fatih Devrine Genel Bakış 1451’de Fatih Sultan Mehmed tahta çıktığında, Fetret Devrinin neden olduğu buhran atlatılmış ve Ankara Savaşı öncesindeki sınırlara aşağı yukarı yeniden ulaşılmıştı. Osmanlı Devleti; Balkanlar’daki Tuna Nehri ile Doğu Anadolu’daki Fırat Nehri arasındaki coğrafyaya büyük ölçüde yerleşmiş durumdaydı. İstanbul’un Fethi’nden
“Kendi halkından korkarak onlara refah, huzur verebilmiş kimse yok tarihte. Olsa olsa korku imparatorları...”
Korku imparatorluğu ve Korku imparatorları...
"Korkan bir insanı kontrol etmenin yolu, ona güven vermektir.Yani,senin katilinin yapacağı budur.Babam ordudaydı ve eğitmenlerinden birisi ona hep şöyle dermiş: 'Düşmanına hep bir kaçış yolu bırak.Onu hiçbir zaman köşeye kıstırma.Bir fare bile,köşeye sıkıştığında şiddetle karşı koyar.' "
Reklam
“Kendi halkından korkarak onlara refah, huzur verebilmiş kimse yok tarihte. Olsa olsa korku imparatorları...”
"Kendi halkından korkarak onlara refah,huzur verebilmiş kimse yok tarihte.Olsa olsa korku imparatorları..."
Hitler'in esrarengiz aile geçmişi ile ilkel korku ve nefretini yansıtan Yahudi düşmanlığı dikkatlice incelenirse onun ünlü devlet adamı Bismarck'm, Hohenzollern imparatorları kayzerlerin. ve Devlet Başkanı General Hindenburg'un koltuğuna oturabilecek en son şahıs bile olamayacağı açıkça görülür. Ne var ki, »Adolf Hitler bu koltuğa oturmuş ve on iki yıl boyunca Alman halkı onda Tanrısal ve ilahi bir güç bulunduğuna inanarak onun emirlerini tartışmadan yerine getirmeyi kabullenmişti.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.