Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir tepede insan ne kadar mutlu olabilirmiş ?
Meditasyon, zihnin giderek daha az şey yapacağı bir ortam yaratmaktan başka bir şey değildir. O kadar korkusuz, o kadar sevgi dolu, o kadar huzurlusun ki... Yaşanan olay seni o kadar tatmin ediyor ki, zihnin söyleyecek bir şeyi kalmıyor. O zaman zihin giderek geriye çekiliyor, arkada kalıyor ve aradaki mesafe artıyor. Bir gün zihin tamamen geride kalıyor ve o zaman sen evren oluyorsun. O zaman artık bedeninle sınırlı kalmıyorsun, hiçbir şey içinde hapis kalmıyor saf bir boşluk oluyorsun. Tanrı işte budur. Tanrı saf boşluktur. Sevgi bu saf boşluğa giden bir yoldur. Sevgi araçtır ve varılacak yer de Tanrı.
Mutlu yaşamın aslında özgür, dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihin olduğunu, keza bu zihnin korkunun ve şehvetin dışında konumlandığını, kendisi için tek iyinin ahlaki doğruluk, tek kötünün ise ahlaksızlık olduğunu, değersiz bir yığından ibaret diğer şeylerin mutlu yaşamdan hiçbir şey alıp götüremediğini ve ona katkı sağlayamadığını, en yüce iyiyi artırmak veya azaltmaksızın gelip gittiğini söylemekten bizi ne alıkoyabilir?
Sayfa 8 - epub
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Namaz, mümin insanın çivisidir. Bu çividen mahrum olanların yıkılması her an imkân dahilindedir. Ama çivisi olanlar, en önce ta’zimin gerçek manada kime yapılacağını öğrenirler. Bunun için namaz, sahibine korkusuz bir kalp, beklentisiz bir duruş ve dingin bir zihin kazandırır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Namaz, sahibine korkusuz bir kalp, beklentisiz bir duruş ve dingin bir zihin kazandırır.
Reklam
Namaz, sahibine korkusuz bir kalp, beklentisiz bir duruş ve dingin bir zihin kazandırır.
Korkusuz bir zihin büyük sevgi hissedebilir. Ve sevgi söz konusu olduğunda aynı zihin, istediği her şeyi yapabilir.
Korkuy- la mücadele etmeyin, korkuyu kabullenin.
Korkusuzluk; korkuyu hissedebilmek, kabullenebilmek ancak bizi etkilemesine, kontrol altına almasına izin vermemektir. Kontrolü korkuya bırakmadığınız an güç kazandığınızı hissedeceksiniz. Korkuyu hissetmek ama korkusuz olmak kalbimizi cesarete ve içsel dirence açmak demektir. Bu da içimizdeki sevgi, şefkat ve incelikleri ortaya çıkaracaktır.
...mutlu yaşamın aslında özgür, dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihin olduğunu, keza bu zihnin korkunun ve şehvetin dışında konumlandığını, kendisi için tek iyinin ahlâki doğruluk, tek kötünün ise ahlâksızlık olduğunu, değersiz bir yığından ibaret diğer şeylerin mutlu yaşamdan hiçbir şey alıp götüremediğini ve ona katkı sağlayamadığını, en yüce iyiyi artırmak veya azaltmaksızın gelip gittiğini söylemekten bizi ne alıkoyabilir?
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları//17.basım.//Latince aslından çeviren: C.Cengiz ÇEVİKKitabı okudu
Reklam
"İnsanlarla ilişkilerinde ziyadesiyle nezaket ve dikkat gösterirken yenilmemek, tecrübeyle bilgeleşmek, eylemde serinkanlı olmak zihnin kabiliyetidir." Şöyle bir tanım yapmak da mümkündür: İyi ve kötü zihin dışında başka bir iyi veya kötü diye tanımayan, ahlâki doğruluğa önem veren, erdemden hoşnut olan, şansın getirdiklerinin şımartamadığı ve parçalayamadığı, kendisine gerçek hazzın hazları küçümsemek olduğu düşüncesini benimsetmekten daha büyük bir iyilik yapamayacağını bilen insana mutlu diyelim. Konuyu biraz daha açmamı istiyorsan, aynı düşünceyi olması gereken, gerçek anlamını korumak şartıyla farklı şekillerde ifade edebiliriz, zira mutlu yaşamın aslında özgür, dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihin olduğunu, keza bu zihnin korkunun ve şehvetin dışında konumlandığını, kendisi için tek iyinin ahlâki doğruluk, tek kötünün ise ahlâksızlık olduğunu, değersiz bir yığından ibaret diğer şeylerin mutlu yaşamdan hiçbir şey alıp götüremediğini ve ona katkı sağlayamadığını, en yüce iyiyi artırmak veya azaltmaksızın gelip gittiğini söylemekten bizi ne alıkoyabilir
...zira mutlu yaşamın aslında özgür, dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihin olduğunu, keza bu zihnin korkunun ve şehvetin dışında konumlandığını, kendisi için tek iyinin ahlâki doğruluk, tek kötünün ise ahlâksızlık olduğunu, değersiz bir yığından ibaret diğer şeylerin mutlu yaşamdan hiçbir şey alıp götüremediğini ve ona katkı sağlayamadığını, en yüce iyiyi artırmak veya azaltmaksızın gelip gittiğini söylemekten bizi ne alıkoyabilir?
... zira mutlu yaşamın aslında özgür, dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihin olduğunu, keza bu zihnin korkunun ve şehvetin dışında konumlandığını, kendisi için tek iyinin ahlaki doğruluk, tek kötünün ise ahlaksızlık olduğunu, değersiz bir yığından ibaret diğer şeylerin mutlu yaşamdan hiçbir şey alıp götürmediğini ve ona katkı sağlayamadığını, en yüce iyiyi artırmak veya azaltmaksızın gelip gittiğini söylemekten bizi ne alıkoyabilir?
Kahramanların yürüyecekleri patikalar, tanrıların geçecekleri yollardan daha dardır, daha tehlikeli, daha yokuş. Ne kadar cesur, ne kadar fedakâr, ne kadar korkusuz olurlarsa olsunlar kahramanlar hiçbir zaman bir tanrının kudretine, bilgisine, öngörüsüne sahip olamazlar. Buna Perseus gibi, Herakles gibi, benim çocuklarım da dahildir. Kahramanlık bir olayla sınırlıdır, anlıktır, o serüvende insanları kötülükten kurtarmaya çalışmaktır. Kahraman gücünü, cesaretini, yeteneğini sadece o zor vazifeyi başarmak için harcar. Zihin ve duygu dünyası sadece o işle sınırlıdır. Verilen vazifeyi yerine getirince işi bitmiş olur, çünkü üzerine düşeni yapmış, acılar çekerek, esareti ve ölümü göze alarak insanları zor durumdan kurtarmıştır. Kahramanlar sadece kendilerine verilen işleri yaparlar.
Sayfa 385 - ZeusKitabı okudu
Toplum bizi belirli kalıplara uymaya zorlar kendi değerimizin farkına varmamız için öncelikle kendimizi önyargısız ve korkusuz bir şekilde bir çocuk gibi merakla tanımaya çalışmalıyız.
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.