Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
En ziyade yüreğimi yakan nedir bilir misiniz?... Bunların içinde haşin bir ahlâkçı olan Zehra'nın yanlış anladığı çocuklar da var... Öyle çocuklar ki meselâ ince, oynak bir zekâya malik... Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı buluşlarıyla, zarafetleriyle pırıl pırıl parlayacaklardı. Fakat fakir yahut düşkün bir aile içinde yetiştikleri için bu zekâ başka yollara dökülmüş... Bir ekmek parçası, ufak bir süs için, yahut sadece haksız dayaklardan ve zulümlerden korunmak için hırsızlığa, dolandırıcılığa, yalancılığa çevrilmiş...
Reklam
Vâkı'a Sûresi 77-80. Âyetler
77. Kuşkusuz o, değeri çok yüce Kur'an'dır. 78. (Aslı) korunmuş bir kitaptadır. 79. Ona ancak tertemiz olanlar (melekler) dokunabilir. [78. âyette geçen "korunmuş kitap" hakkında "levh-i mahfûz, mushaf, daha önceki ilâhî kitaplar" şeklinde farklı açıklamalar yapılmıştır.] 80. O, âlemlerin rabbinden indirilmiştir.
Sayfa 536Kitabı okudu
Bunlardan en önemlisi hali vakti yerinde olanlar arasında kötü cinsel eğitim köylülerden çok daha yaygındır. Köylü çocukları sadece insanlar arasında değil hayvanlar arasında da gözledikleri yaşamın gerçekleriyle, erken yaşlarda tanışırlar. Böylece hem bilgisizlikten hem de müşkülpesentlikten korunmuş olurlar. Bunların tam tersine cinsel konularda tüm pratik bilgilerden uzak tutularak titizlikle eğitilen zengin çocukları ve hatta çocuklarını kitaplarla yetiştiren en çağdaş ana babalar, köylü çocuklarının erken yaşlarda edindikleri pratik yatkınlığı verememektedirler.
Hüsrev Bey, son kalan beylerden ikincisi, işletme müdürü olanı, bizi de kardeş bileni, yemekhanede toplantı yaptığı gün anlamıştım ikimizin de öksüz kalacağını. O zamana kadar hiç dikkat etmediğim yemekhane tavanının demir putrellerine, duvarların nemden oluşan desenlerine, arkadaşların ağarmış saçlarına, bıyıklarına, masaların üstünde birbirine kenetledikleri eski ve usta ellerine, sararmış beyaz muşamba örtülerin yer yer delinmişliğine, eprimişliğine bakmaya durup, Hüsrev Bey'in hırçın, biraz da yıkık bir sesle anlattıklarına tam kulak verememiştim ama, anlamıştım, veda vakti gelmişti. Bütün gün yağmur yağmıştı, çatıda şakırdayıp durmuştu. Çıkışta, sonrası sen sağ ben selamet demişti Nurettin Usta açık duran büyük hangar kapısının önünden geçerken. Tamir edilmeyen oluklardan fışkıran yağmur sularından korunmak için açıktan dolaşmıştık. İki forkliftin aylardır kımıldamayan sarı mahzun duruşunu, boş, soru soran ıssız ambarları, kendini bu ıssızlığa baba olarak görevlendirmiş Nurettin Usta, görmezden gelmişti. Iskartaya çıkmış çeşitli makine aksamının yığıldığı duvar dibinden yürüyüp, akasyalı yoldan dış kapıya varmış, içimizden o sözü, sen ölü, ben felaket diye tercüme ederek sarılmıştık, vedalaşmıştık, meşin yeleklerimize bir hüzün bulaşmıştı parmaklıklı fabrika duvarlarından. Sonra evlerimize gitmek için ayrı yolları tercih etmiştik.
Sayfa 54 - Ahlat AltıKitabı okudu
Bunların içinde haşin bir ahlâkçı olan Zehra'nın yanlış anladığı çocuklar da var... Öyle çocuklar ki meselâ ince, oynak bir zekâya malik... Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı buluşlarıyla, zarafetleriyle pırıl pırıl parlayacaklardı. Fakat fakir yahut düşkün bir aile içinde yetiştikleri için bu zekâ başka yollara dökülmüş... Bir ekmek parçası, ufak bir süs için, yahut sadece haksız dayaklardan ve zulümlerden korunmak için hırsızlığa, dolandırıcılığa, yalancılığa çevrilmiş...
Reklam
Ankara'da in­sanlar gerçekten çok yalnız. Az görüşüp konuşuyorlar. Tek baş­larına kalkıp biryerlere gitmiyorlar. Oysa Dikmen kırına bakan Dört Mevsim gibi bulunmaz dinlenme yerleri var Ankara' da. Eski, çok katlı bir Ankara evi nerdeyse olduğu gibi korunmuş, tarzından döşenişe kadar. Durgun havalarda tek başınıza tara­çada oturabilirsiniz, önünüzde uzayıp giden Dikmen'i, aşağı­larda dost ışıklarıyla duran kenti gözleyebilirsiniz. Öğle vakti keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Akşamları "program" var; adı­mınızı bile atamazsınız yani.
Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı buluşlanyla, zarafetleriyle pırıl pırıl parlayacaklardı. Fakat fakir, yahut düşkün bir aile içinde yetiştikleri için bu zekâ başka yollara dökülmüş... Bir ekmek parçası, ufak bir süs için, yahut sadece haksız dayaklardan ve zulümlerden korunmak için hırsızlığa, dolandırıcılığa, yalancılığa çevrilmiş...
Bizler
Biz bir elbiseyi dört yıl, beş yıl, altı yıl giyeriz. Elbisemiz üstümüzde eskir. Eskiyle gezer, ona alışırız, çıkartmak da istemeyiz. Ta ki evlerimizden kadınlarımız, kızlarımız şikâyet edip, sabah akşam "Komşularımızdan, eşimizden dostumuzdan utanıyoruz!" diye diye başımızı ağrıtana kadar. Bizden çoğunun elbisesi üstüne göre biçilmiş
Ve bu güzelim çocuklar için bir şey yapamamanın hüznü
Öyle çocuklar ki meselâ ince oynak bir zekâya malik... Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı, buluşlarıyla zarafetleri ile pırıl pırıl parlayacaklardı. Fakat fakir yahut düşkün bir aile içinde yetiştikleri için bu zekâ başka yollara dökülmüş... Bir ekmek parçası, ufak bir süs için, yahut sadece haksız dayaklardan, zulümlerden korunmak için hırsızlığa dolandırıcılığa yalancılığa çevrilmiş.
Reklam
Suyun (Nuh zamanında) dağların tepelerine kadar yükselip de yer yüzü halkının tamamını boğmasına sebep ne idi?
Sayfa 12
Öyle çocuklar ki mesela ince, oynak bir zekaya malik(sahip)... Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı buluşlarıyla, zarafetleriyle pırıl pırıl parlayacaklardı. Fakat fakir, yahut düşkün bir aile içinde yetiştikleri için bu zeka başka yollara dökülmüş... Bir ekmek parçası, ufak bir süs için, yahut sade haksızı dayanaklardan ve zulümlerden korunmak için hırsızlığa, dolandırıcılığa, yalancılığa çevrilmiş...
"Bir birey, belli edilmeden nasıl Kontrol altına alınır? Kaldırılacak bir önceki duygusal eğilim bulunmadığında. Diğer bir deyişle, birey, boş bir zihni olan yeni doğmuş bir bebekken. Arcadia Darell, bundan on beş yıl önce, planın yapısına ilk çizgi çekildiğinde, tam da öyle bir bebekti. Kontrol altında olduğunu asla bilmeyecek ve bu onun
Sayfa 255 - Birinci Sözcü (Preem Palver - Baba)Kitabı okudu
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.