Kitabı okudum bilgi ve deneyim olarak iyi ama insanlardan çok üste bakmış. Köylü adam oy kullanmasın okuma yazma bilmeyen oy kullanmasın.
Mustafa Kemal Atatürk diyor köylü milletin efendisidir. Elit kesim oy kulanacaksa kim fakirin köylünün halinden anlarki. O zaman köylünün hiç bir değeri kalmaz. Köye yatırım goturemez devlet. Öyle yada böyle her vatandaş değerlidir farklıdır özgündür. Kimse üst pencereden bakmamalı bence.
Kendi parasıyla arazi alıp çiftçiliği destekleyen, halkına tarımı sevdiren ve , "bu ülkenin gerçek sahibi , hakiki üretici olan köylüdür" yani "köylü milletin efendisidir" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuna sahip çıkılmadığı için bu ülkede yıllar sonra köylüye " ananı da al git " denildi. Bu anlayış devam ediyor. Çiftçi , tarım yok sayılıyor. Pandemi şartlarında bile yok sayıldı. Birçok destek paket açıldı. Çiftçiye destek çıkmadı..
Keyif alarak okudum.Anadolu gerçeğini anlatan Fakir Baykurt halkın yöresel dilini de yazıya dökünce, yüzünde gülümseme garantili bir okuma yolcuğu başlıyor. Canım köylünün saflığı, çalışkanlığı, yaratıcılığı ve bürokrasi karşısındaki cahilliği, eğitimsizliği… Duygudan duyguya geçiş.. Neticede “Köylü milletin efendisidir.” sözünün önemini yeniden kanıksamak…
Kesinlikle tavsiye, herkesin okuyabileceği yalın bir dil…
.
Asla kitapla alakası olmayan bir başlık seçtim
Şimdi sıra kitapla alakası olan söyleceklerimle sizi aydınlatmaya geldim. Kitapla ilgili çok ufuk açıcı incelemeler yapılmış, bu onlardan biri olmayacak olsa da sevgili okurlar bir konuda çok iddialıyım : Bu kitabı neye göre seçip seçmeyeceğinizi, listenizde hangi sıraya eklemeniz gerektiğini bu
Birinci cildi bitirdiğimde içimde bir mutluluk vardı, İnce Memed'in serüveninde kötüler ve iyiler - ne yaparlarsa yapsınlar - karşılıklarını buluyor. Bunu şimdiki dünyada görememek ne üzücü, ama aynı zamanda bu roman inancın vücut bulmuş hâli. Koca Osman bir sayfada şunu diyordu, "Sığınılacak olan bir çavdar sapı da olsa sığınıyor bu
Cumhuriyet de aynı yolu takip ederek Köy enstitülerini kurdu. Dikkat edin, "şehir" enstitüleri değil... Çünkü Kemalizm açısından şehirlerde bin yıldır İslâm medeniyetinin etkisi oturma kalkmalarına, yeme içmelerine kadar sinmiş insanlarımızı dönüştürmek daha zordu. Düzen bu yüzden kendine sadık bir sınıf oluşturmak için köylüleri seçti. Atatürk'ün ilginç sözü olan, "Köylü milletin efendisidir" bunun bir göstergesidir. Zira medeniyetlerde köylülük değil şehirlilik esastır. Gerçi tek parti döneminde polisler köylü kıyafetlileri, yani çarıklı ve şalvarlıları Ankara'da Kızılay'a, İstanbul'da da Beyoğlu'na sokmazdı. Hatta Âşık Veysel'i bile geri çevirmişlerdi. Bir yandan da köylüye jandarma sopası ve ağır vergiler reva görülürdü. Nasıl bir efendilik ise!
Fakir Baykurt ile tanışmama vesile olan bir kitap oldu Eşekli Kütüphaneci. Kitabın atmosferi sıcaklığı yaşanan olayların gerçeklik kısmı ve aslında günümüzde gördüğümüz yansımaları. Mustafa Güzelgöz halkı ve milleti için çalışan bir kahramandı benim gözümde. Gayesi ve ileri görüşlülüğü ile milleti aydınlığa kavuşturmak isteyen köylü milletin efendisidir sözünü köylüye ulaşıp onlara dünyanın nasıl olduğunu gösteren bir karakterdi. Kitabın dili ve akıcılığı herkes tarafından anlaşılabilir olması farklı yaş gruplarında kitabı okumaya vesile olmasını sağlayabilir. Masalsı ama zorluklar ile nasıl baş edildiğinin açıklandığı bir kitap olmuş. Arada yapılan nükteler devletin ve milletin görüş açılarındaki farklılıkların aslında günümüz Türkiyesini nasıl oluşturduğunu bize sermiş. İyi okumalar dilerim
Efendim, Atatürk kadar tabana inmiş, dünyada hiçbir fikir adamı yoktur. Bir tek misal ile bunu bırakalım. "Köylü milletin efendisidir" diyebilmiş adam dünya tarihinde yok.
Dijital para geliyor diyorum
Biri gelsin zaten paramız yok diyor
Diğeri ohh ne güzel cüzdanımız yükten kurtuldu diyor
Dijital para ney biliyormusunuz ¿¿¿¿
Ne sizleri cüzdanlarınızın şişkinliğinden kurtarmak
Ne hijyenlik , nede vergi kaçıranları takip etmek
Kolaylıklar falan değil
Yeni dünya düzeni dedikleri düzensizliğin kölesel yaşamı