Biz herhangi bir organı anlamak icin nasıl hücreyi açıklamaya mecbursak, bir milleti anlayabilmek için de halkını ve halkının en küçük birimi olan köylüsünün karakterini de anlamak zorundayız.
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Topraklardaki ürünlerden alınan vergilere öşür/âşar deniliyordu.Toprağın verimini göre değişiyor 1/20 den başlayıp 1/2 ye kadar yükseliyordu.17 Şubat 1925'te TBMM'de kabul edilen bir yasayla âşar vergisi tümüyle kaldırılmış ve yüzyıllardır süren bir yakınmaya son verilmişti.
O yıllarda âşar bütçenin girinin %25'ini oluşturuyordu.Devlet böyle bir gelir kaynağından vazgeçerken tarım kesiminin rahat yaşamasını ön plana alınmıştı
...köylü bir şeyler sipariş etmek istiyor fakat garson mekânın ona uygun olmadığını ve kalkıp gitmesi gerektiğini söylüyordu. Köylü ise beklenmedik şekilde mekândan kovulamayacağını çünkü Bulgaristan'ı barış zamanında kendisinin ürettiği buğdayın beslediğini, savaş zamanındaysa döktüğü kanın koruduğunu haykırdı. Garson, bu kararlı çıkış karşısında mekânına yakıştıramadığı köylü karşısında geri çekilmiş ve siparişini alıp hizmet etmeye mecbur kalmıştı.
"İşte ideal köylü," diye iç geçirmişti Mustafa Kemal. Türk köylüsü de günün birinde böyle olmalıydı. Hakkını böyle savunmalı ve memleketin efendisi olduğunun farkına varmalıydı.
Mustafa Kemal sonra, " İşte ben Türk köylüsününde böyle olmasını istiyorum." dedi. Köylü milletin efendisi konumuna gelmedikçe, Türkiye de gerçek bir ilerlemeden söz edilemez.Kafasında, ilerideki Kemalist slogan böyle filizlenmişti: "Köylü memleketin efendisidir."
Doğruysa Mustafa Kemal'e atfedilen bir sözü çok hoşuma gider, kendisiyle uyuşmaz fikirlerim, ama "Köylü milletin efendisidir." demiş ya, o halde neden onu sevenlerin çoğu köylüyü adam yerine koymaz, bir türlü anlayamam bunu? Bir de aynı köylüye Kur'an okuması, ezanını orijinal haliyle dinlemesi yasak edilmeseydi...
"Köylü milletin efendisidir" diyebilmiş adam dünya tarihinde yok. Bu insan söylemiştir. Fakat diyelim ki bu bir teoridir, bu bir literatür diyelim ama, fiiliyatta ben size bir vakayı hatırlatayım. Devlet bütçesinin 300 milyonu geçmediği ve bu 300 milyonun 150 milyonunun Aşar Vergisi'nden elde edildiği bir dönemde bir madde-i kanuniye ile Aşar'a son vermiştir. Köylü zulümden kurtulsun, haksız bir vergi... Malum ya Aşar, müterakki sistem değildi, herkes ne düşerse ve mültezimler vasıtasıyla alınırdı. Köylüye zulmeden mültezimler vardı. Kim sosyal fayda için devlet bütçesinin yüzde 50'sini feda edebilmiştir? Dünyada böyle bir hareket var mı? Ben bilmiyorum. Siz biliyorsanız beni ikaz buyurun ...
Sayfa 113 - Dünya Kitapları 1. Baskı ( Genişletilmiş) 2004 - Sadi Irmak aktarıyor -Kitabı okudu
Ferhat Hoca köylü değil mi? Topal Ali, Sarı Ümmet, Koçyiğit Köroğlu, sazı güzel, sözü güzel Dadaloğlu da, Genç Osman, Gizik Duran, zenginden alıp fıkaraya veren Çötdelek, Müslüm çocuk da köylü değil mi?
Kendi parasıyla arazi alıp çiftçiliği destekleyen, halkına tarımı sevdiren ve , "bu ülkenin gerçek sahibi , hakiki üretici olan köylüdür" yani "köylü milletin efendisidir" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuna sahip çıkılmadığı için bu ülkede yıllar sonra köylüye " ananı da al git " denildi. Bu anlayış devam ediyor. Çiftçi , tarım yok sayılıyor. Pandemi şartlarında bile yok sayıldı. Birçok destek paket açıldı. Çiftçiye destek çıkmadı..
Cumhuriyet de aynı yolu takip ederek Köy enstitülerini kurdu. Dikkat edin, "şehir" enstitüleri değil... Çünkü Kemalizm açısından şehirlerde bin yıldır İslâm medeniyetinin etkisi oturma kalkmalarına, yeme içmelerine kadar sinmiş insanlarımızı dönüştürmek daha zordu. Düzen bu yüzden kendine sadık bir sınıf oluşturmak için köylüleri seçti. Atatürk'ün ilginç sözü olan, "Köylü milletin efendisidir" bunun bir göstergesidir. Zira medeniyetlerde köylülük değil şehirlilik esastır. Gerçi tek parti döneminde polisler köylü kıyafetlileri, yani çarıklı ve şalvarlıları Ankara'da Kızılay'a, İstanbul'da da Beyoğlu'na sokmazdı. Hatta Âşık Veysel'i bile geri çevirmişlerdi. Bir yandan da köylüye jandarma sopası ve ağır vergiler reva görülürdü. Nasıl bir efendilik ise!
Efendim, Atatürk kadar tabana inmiş, dünyada hiçbir fikir adamı yoktur. Bir tek misal ile bunu bırakalım. "Köylü milletin efendisidir" diyebilmiş adam dünya tarihinde yok.