Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
"Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf." ....
“İyilik eden, iyilik bulur”. Geceye bir hikaye bırakalım.
Bir zamanlar Hindistan'da, denize bakan muhteşem bir kalede kötü kalpli bir dev yaşarmış. Dev, savaşlara katılmak için uzun yıllar evinden uzak kaldığından, yakındaki köyün çocukları devin güzel bahçesine girip büyük bir keyifle oyunlar oynarmış. Bir gün, dev evine dönmüş ve küçük çocukların hepsini bahçesinden atmış. Tiksinti ile meşe
Sayfa 287Kitabı okudu
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf...
Reklam
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Çünkü çocuklar annelerinden hiç ümit kesmezler. "Çaban çok güzel.", "Elinden geleni yaptın, ben şahidim.", "Allah, emekleri zayi etmez.", "Canın sağ olsun, senden kıymetli mi. Gel, silmen için sana yardım edeyim.", "Ödevini yapmayı düşünüyor musun, vakit daraldı.", "İçimden geldi, size börek açtım.", "Hallederiz.. "Dolabında sana küçük bir sürpriz hazırladım." Bunları bir kez bile duymamış olsalar da kesmezler ümitlerini. Çocuklarımız da bizi her gün görüyorlar ama bizi "cepte" belleyip "olmasak da olurmuşuz" gibi davranmıyorlar. Asıl "mucize" onların bize olan sevgisi, çünkü bizi başka ebeveynlerle kıyaslamıyorlar, ya da bizi "işteyken" veya "uykudayken" daha tatlı bulmuyorlar. Bize kaba davranıp başka ebeveynlere şirinlik yapmıyorlar. Tüm çocuklar biz onlara mucizelerin uzaklarda veya nadiratta olduğunu öğretene kadar bizlere mucizeymişiz gibi davranıyorlar. Kerem ve Selim komşuya gidip ziyaretlerini biraz uzattıklarında, zile basıp "Ama biraz da ben sizinle vakit geçirmek istiyorum, hem evimiz sizin sesinizi özlemiş." diyerek çağırıyorum. Eğiliyorum bunu söylerken ve tabii gözlerim gözlerinde, gökyüzü onların gözbebeklerinde. Çünkü mucizeler evimizde; en kıymetli nimetler başkalarında değil, avucumuzun içinde.
_Eyy dünya denen çamurun üstünde yaşayan böcekler. Şehvetten kudurmuş besili rahiplerin, cübbeli ırz düşmanı namussuzların sizi nasıl kullandıklarını, masallarla nasıl uyutup mallarınızı yediklerini görün. _Ah! Sevgilim. Erdemli kadınlardan nefret ederim ben. Cici bir kız yalnızca skişmekle ilgilenmelidir. Küçük sürtük nasıl da boşalıyor! Anüsü
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye? _Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
Reklam
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf.
ESKİ BİR İBRANİ HİKÂYESİ
Eski zamanlarda uzak bir ülkede geçimini dağdan yont­tuğu mermerleri işleyerek sağlayan bir mermer yontucu­su yaşarmış. Yontucu, kızgın güneşin altında mermer yontmaktan bıkkın bir halde söylenir dururmuş: “Bıktım bu hayattan... Devamlı mermer yontmaktan, ölesiye çalışmaktan bıktım... Dağ büyük, bense küçüğüm. Ah tanrım! Ne kadar da güçsüzüm...
İpek Böceği
Söz Japonlardan açılmışken, kalkınmada ulaştıkları bugünkü nokta "mucize" olarak nitelenen bu ülkenin, bu duruma nasıl geldiğini ortaya koyan ve örnek alınması gereken tutumunu da belirtmek istiyorum. O yıllarda Sovyetler Birliği Sefareti, hariç diğer sefaretler, İstanbul'daydı. Bir akşam, davetli olarak Japon Sefarethanesi'ne gitmiştim. Büyükelçi, orta yaşlı, sevimli bir kişiydi. Sık sık Bursa'ya gitmesi dikkatimi çekmişti. Tedavi için gittiğini sanıyordum. Laf arasında bu konuya değinerek, "Banyolar için mi gidiyorsunuz?" diye sordum. Gülerek cevap verdi: "Hiçbir rahatsızlığım yok. İpek böceği ve ipek sanayini incelemem için hükümetimden emir aldım. İpek sanayisinde Amerika ile rekabet halindeyiz. Üç buçuk asra yakın bir süreden beri ipekçilikle uğraşan Türkiye'nin durumunu yakından izliyorum. Arzu ederseniz yemekten sonra çalışmalarımdan örneklerini gösterebilirim." Yemekten sonra yandaki odalardan birine geçtik. Kapısını açtığı madeni bir dolabın içi ipek böceği yetiştirilmesine ait örnekler, kozalar ve konuda düzenlenmiş koleksiyonlarla doluydu. Çalışmaları ile ilgili olarak bilgi verirken de "Hükümetimin emrini yerine getirmek için uzman olmaya çalışıyorum" demişti. İşte Japonlar, bugünkü başarılarına ulaşmak için yarım yüzyıl önce, en küçük ayrıntıyı bile gözden uzak tutmayacak bir sistemle işe koyulmuşlardır. Herhalde biz de bundan gerekli dersleri almalıydık.
Sayfa 146 - Destek YayınlarıKitabı okudu
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.