sürüklenen kalbiyle o zamanki dünyayı seyretmeyi seviyordu: Cesaret isteyen denizleri, kuleleri, mesafelerin baskısıyla sinekalmış o acayip kuleli şehirleri, yığılı dağların vecit dolu ıssızlığını, huşulu duraksamalarla incelenen ve bir süt çocuğunun kafası gibi yeni yeni bitişen gökyüzünü seyretmeyi seviyordu.