Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
76 syf.
4/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Lispector ve Macabéa'sı
Macabéa kitabın, vahşi ve kendine yönelik farkındalığı düşük ve kaygılı baş karakteri. Bu kaygılarının, bastırmalarının artmasına sebep olan kişi ise teyzesi. Kitap boyunca teyzesinin Macabéa'nın ruh dünyasını nasıl etkilediğini görebiliyorsunuz. Bunu da Macabéa, kendisinden farklı ve daha kaygısız insanların yaşamlarına dahil olduğu için fark ediyorsunuz. Bu cümlelerden sonra kitabı anladığımı düşünmeyin sakın. Yazar, Macabéa'yı; oyuncağını oynatan çocuk gibi dışarıdan bir gözle anlatıyor. Sürekli, onun öyküsünü şöyle yazmak istedim, şöyle bir karakterdi tarzı cümlelerle öykünün dışından öyküyü konuşturuyor. Öykümü beğendiniz mi, sonu güzel miydi; gibi sorularla okurunu bir türlü rahat bırakmıyor. Öyküye çok fazla müdahale ettiği için rahatsız oldum açıkçası. Sadece bu da değil. Karakterin kişiliğiyle hiçbir bağ kuramadım ve olay örgüsü de çok dağınıktı. Yazarın ne anlatmak istediğini de hiç anlayamadım. Karakterlerin konuşmaları da acayip. Hayatı yabancıladıklarını anlayabildim sadece. Kitap bana daha çok Lispector'un karmaşık bilinçdışının yansıması gibi geldi. Bazı yerlerde karakterlerini psikanaliz ve felsefeyle ele alsa da, beğendiğim birçok cümle bulunsa da kafamda anlamlı bir bütün oluşturamadığım bir kitap oldu. Maalesef tavsiye etmeyeceğim kitaplar arasında.
Yıldızın Saati
Yıldızın SaatiClarice Lispector · İmge Kitabevi · 1996422 okunma
668 syf.
8/10 puan verdi
İlk kitabından itibaren yapılan incelemelerin tümü İKİNDİ ÜSTÜ Tam garip başından sonuna kadar garip etkisi var. Ben de diyorum Edip ağabey neden bu kitabını reddediyor.. sebebi anlaşıldı. Orhan Veli kadar becermiş bu işi :) ama oldukça normal Edip ağabey bu kitabı yazdığında 19 yaşındaymış o zamanlar Türkiye de bir garip etkisi vardı. En azından
Sonrası Kalır 1
Sonrası Kalır 1Edip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 20222,680 okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Yazarımız ilahiyat mezunu ve bu çizgiden kopmadan var ettiği yaşam felsefesi her cümlesine sirayet etmiş durumda. İlk 120 sayfa Osmanlı Çağ'ı hasreti ile ağır Cumhuriyet karalaması üzerine kurulu ama sebat gösterip kitaba devam edebildim. Tabii sanatsal bir kitaba bu kadar taraflı politik bir giriş yapıldığı için haliyle okuyucu olarak bize
Müzik Ve Kimlik
Müzik Ve KimlikRıdvan Şentürk · Küre Yayınları · 201611 okunma
472 syf.
5/10 puan verdi
·
12 günde okudu
İnsanlar bu seriyi tamamlamak için yıllarca beklediler, ben birkaç ay içerisinde tüm kitapları okumuş bulundum. İlk iki kitabı okuduğumda öyle mutluydum ki "Aman bitmesin" diye kalan kitapları yavaş okumayı planlamıştım. Ne yazık ki Hava ve Ateş bende aynı hevesi bırakmadı. Uzun soluklu bir eser yaratmak her alanda eminim zordur. Burada
Ateş
AteşBuket Uzuner · Everest Yayınları · 2023694 okunma
220 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"bütün yankıların gücü adına insan sustuğu zamanlarda ne kadar da konuşkandır!" Ne kadar bu dizelere vurulup ona uymak istesemde duygularımı ifade etmek için kısa bir aralık konuşacağım. İlk defa "uzak diyarların iyi ki de uzak oluşu" gibi bir cümle okudum. Çünkü biz hep uzaklara hasret, çünkü biz hep uzaklara meftun.. Bazı
Şarkısızın Şarkısı
Şarkısızın ŞarkısıAlper Gencer · Dergah Yayınları · 2017292 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kitap sekiz hikâye içeriyor. Tüm hikâyeler aynı kasabada, aynı günlerde geçiyor. Hikâyelerin yaşandığı günlerde, söz konusu kasabada, yurt dışından gelen bir toz bulutu her şeyi sarıya boyuyor. Toz bulutunun ardından deprem oluyor. Her hikâyede toz bulutu kötüye yoruluyor. Depremin ardından da toz bulutu depremin habercisi sayılıyor. Sanırım yazar deprem üzerinden tüm hikâyeleri birbirine bağlamaya çalışmış. Ancak olmamış. Deprem hikâyeler üzerinde çoğunlukla etkisiz. Yaşananlar deprem olmasa da aynı şekilde gerçekleşecek gibi. Bazı hikâyelerde etken faktör olarak kullanılmış. Bir hikâyede deprem olmadan anlatı bitiyor. Birinde de depremden önce toz bulutu yok. Olayların aynı kasabada yaşanması da birbirine bağlamamış. Depremde yıkılan tek bina üzerinden bir bağ kurmak mümkün ancak her hikâyede değil. Yalnız son hikâye bir bağlantılar kurma çabası olmuş. O da tüm hikâyeleri içine almıyor. Ayrıca bu son hikâye diğerlerinden farklı olarak çok abartılı, fantastik, gerçek olma ihtimali hiçe yakın. Diğer anlatılanlar küçük bir kasabada, sıradan insanların başına gelebilecek olaylarken son hikâye bunlara çok uzak, çok aykırı. Olayları bağlamak için yazar başka öykü mü kuramadı, benim anlamadığım bir amaçla özellikle mi böyle yazdı bilemiyorum. Dili sade, hatta basit denebilir. Anlatılanlara, kişilere ve türe uygun. Azıcık zorlamaya kalkışılan birkaç cümlede cümle kurulum hataları yapılmış.
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,189 okunma
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Sevgili meslektaşım, arkadaşım Yücel Öztürķ'ün kaleme aldığı bu güzel kitabı bir solukta okuyup bitirmek haksızlık olurdu. 96 sayfa olduğuna bakmamak lazım. Bazı cümleleri durup yaşamak gerekti, bazısında dönüp bir daha okumak...Hem öyle dümdüz konuşur gibi, hem bir şiir gibi...Geciktirdiğim icin de bir kez daha mahcubiyet duydum..Bazen " ben niye böyle bir cümle kuramadım" dersiniz ya, bazen de öyle durup bakıverdim takdirle.. Eline, emeğine sağlık arkadaşım.. Çok keyifle okudum.. Siz de mutlaka okuyun..
Kuşkesen
KuşkesenYücel Öztürk · Ötüken Neşriyat · 202140 okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın en can alıcı kısımlarını anlatmıyorum ama yine de fikirlerinizi etkileyecek derecede spoiler mevcut!! Selam herkese, bitirdiğimde 'Eee..evet?' diye söylenerek bön bön baktığım bir kitap ile karşınızdayım. Yani gerçekten değişik bir kitaptı, ilk olarak bunu söyleyebilirim. Direk fikirlerime gireyim iyisi. Çünkü başka ne
Tutsak
TutsakRaven Kennedy · Ren Kitap · 2023255 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Doğduğum andan bugüne kadar...
Evet, başlık bu çünkü Kaspar"ı okurken ilk sahnelerde ortada bir çocuk-bebek gördüm. Sağa sola çarptı, yürüyemedi, nesneleri anlayamadı, cümle kuramadı... Sonra yavaş yavaş büyükler-koro konuşmaya başladı. Bak şöyle yaparsan böyle olur, bu bu demek ve buna dokunulmaz, buna dokunulan sevilmez, herkes ne istiyorsa sen de onu istersin, "Her yeni pabuç başlangıçta vurur", "Her nesneden yeni bir şey öğrenirsin" gibi bir sürü cümlelerle konuşmaya başladılar. Oyunun geldiği son nokta beni çok garip hissettirdi. Çünkü o ilk Kasparla son Kaspar arasında öyle bir fark vardı ki... Ve baştaki Kaspar çocukluğuma benziyorken bu Kaspar bendim, karşı karşıyaydık. Hepimizin çocukken kendi kendine sorduğu sorular vardır. İşte "kaleme neden kalem diyoruz". Hatta şöyle: + Bu şey ne baba? - O şey ütü yavrum. + Ütü ne ki? - Ütü... Ütü kıyafetleri ütülememize - ah(!) KIRIŞIKLIKLARINI gidermemize yarayan alet. + Yaa peki babaannemin yüzüne tutsak ütüyü gençleşir mi babaaa? - Yok kızım ütü çok sıcak bir şeydir, babaannenin yüzü yanar. + Haa o zaman ütü, kıyafet düzelten kaloriferdir. Bu sonuca çıkışımız yani sonda çocuğun da "-dırlı, -dirli" bir cümle kurabilmesi olayı-işte kitaptaki geçişte tıpkı böyle. Bir çocuk yavaş yavaş dil ile beraber büyüyor. Kitabın sonunda şu soruları sordum kendime: Dil bize ne yapıyor? Dil mi bize hizmet ediyor biz mi dile köleyiz? Dil, özgürlük aracımız mı yoksa özgürlüğümüze olan en büyük kısıtlamayı dil mi ortaya çıkarıyor? Bu soruların sizdeki cevabını merak ediyorum, kaç farklı yanıt olacak acaba?
Kaspar
KasparPeter Handke · İmge Kitabevi · 201847 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
Ev deyince hepimizin aklına farklı şeyler gelir. Bir çatı altında toplanmak, birine ev olmak, bir eve ait olmak, dört duvar arasında sıkışmak... İnsanın evinin dört duvardan ziyade kendini ait hissettiği yer olduğunu anlatmış kitap. Yaşadığımız bu süreçte birçok insanın yuvasını ve ait hissettiği yeri kaybetmiş olması gerçek manada evsiz kalması içimizi yaktı geçti her anlamda. Yorumlayacak veya bir şeyler yazacak güç bulamadık hiçbirimiz. İçimizde yaşadıklarımızı ne yazık ki tarif edemedik. Kitabı böyle bir süreçte okumam belki de bu kadar derinden etkiledi beni. Nermin Yıldırım dili ve anlatımı bakımından çok sevdiğim bir yazar, gayet akıcı ve keyifliydi kitabın dili. Altını çizdiğim birçok cümle ve kendime dersler çıkardığım güzel bir romandı. Çok tavsiyemdir.
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,535 okunma
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.