Dikkat!
Bu satırları okumaya başlayıp, bitirdiğiniz an, en az bir kadın şiddet görmüş olacak. Belki de en az bir Kadın cinayete kurban gitmiş olacak.
Kadın...
Herkesin adını andığı ama sadece anmakla kaldığı bir varlık. Kendisi hariç herkesin onlar hakkında söz hakkı sahibi olduğu düşünülen bir varlık. Hatta benim bile bu iletiyi yazarak
İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim.
İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
Kureyş Suresi'ne çalışıyordum dün. O kadar etkilendim ki! Not alayım dedim.
Kureyş Suresi kendinden önceki Fil Sûresi ile bağlantılı. Selefi Salihin'in görüşü bu yönde, hatta Ömer Radıyallahu anh bu iki sureyi tek süre gibi namazlarda birlikte okurmuş.
Olay şöyle; Kureyş halkı özellikle Fil olayından (onu da geçen hafta cancağızm anlattı,
Hacerülesved tarafından başlamalısın tavafa. Buradan girersin dünyanın sistemine, halkın girdabına, insanların arasına. Bir damla gibi yok olur, kalırsın. Kendi yörüngeni bulur, kendi hareketini başlatırsın. "Merkeze” yerleşir, yörüngeye oturursun,
Allah'ın yörüngesine, ama halkın arasında!
Öncelikle Hacerülesved'e dokunmalısın. Sağ
Ramazan Kur'an ayı... Her ne kadar "cliché" bir cümle olsa da işaret ettiği mana bakımından oldukça hakikatli. Bugün bir kez daha anlamanın hem gururunu hem burukluğunu yaşadım.
Tefsir okumalarını çok seviyorum. Boş (Faydasız mi demeliydim yoksa. Son süreçte çok fazla hikaye kitabı okudum çünkü) okumalardan aldığım hazzın önüne
Kitabının 263-268 nci sayfalarında Turan Dursun, benim yazdığım bir mektuptan söz ediyor. 2000 e Doğru Dergisinin, 11 Mart 1990 tarihli ve 11 sayılı nüshasında yayinladığı, Ayın yarılması ile ilgili
ayeti ele alarak "Kur'ân'da Bilim Dişı şeyler bulunduğu"nu iddiâ eden
yazısı üzerine, bir cevap hazırlayıp Dergiye gönderdim -kendine değil-
"Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir"! (48/Fetih Suresi 10)
Elini para ve baskı ile hile ve biat için uzatmaktan, yeryüzü ilahları, kabile reisleri, Kureyş Eşrafı, patronlar ve köşk sahipleriyle anlaşmaktan, evet bunların hepsinden uzak dur; bırak onları özgür ol.
Bir gün peygamber efendimiz Kureyş'in ileri gelenlerine islamı anlatırken yanlarına bir amâ gelir ve ona seslenir, Kureyş'in ileri gelenleri kendilerine özel muamele istedikleri için peygamber efendimiz onlarla ilgilenmeye devam eder ve amâya cevap vermez. Bunun üzerine amâ ikinci kez seslenince peygamber efendimizin yüz hatları değişir. Bu olaydan sonra Abese suresi vahyolunur.
Bismillahirrahmanirrahim
1- peygamber yüzünü ekşitti ve döndü.
2- Kendisine amâ geldi, diye.
3- Ne bilirsin belki o temizlenecek?
4-Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
5-Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6-Sen ona yöneliyorsun.
......
Resûlullah' ın davranışlarını ikaz niteliğinde olan bu ayetler onun hak peygamber olduğunun en büyük delilidir. Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez.
Ümmü Cemil'le ilgili bir hadise ise şöyledir: Resül-i Ekrem (a.s.m.), Safa tepesinde ilk olarak, Kureyş'e açıktan İlahi davette bulunurken, kocası Ebû Leheb, Peygamberimize çıkışmış, hatta hakaret etmiş, "Helâk olasıca! Bizi bunun için mi buraya çağırdın?" demek küstahlığında bulunmuş ve Efendimize doğru, yerden kaldırdığı bir taşı savurmuştu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, Tebbet Suresi'ni inzal buyurmuştu. Sure, Ebu Leheb ve karısının çirkin davranışlarını ve âkıbetlerini mevzu ediyordu.
Sen de Kabe'nin uzak yakınısın.Bir Kureyşli olmasan da...
Kabe'ye özünden akrabasın;can bağıyla.
Kutsal'a olan sevgin,seni birliğe ayrıştırır.
Kutsal Din'in,
kişiliğine,ahlakına,hayatına ayrıcalıklar getirir..!