Gerçi kırsal alanlardan kente ya da yabancı ülkelere göç eden gruplar Türk toplumunun en canlı ve yeniye açık kesimini oluşturmaktadır, ama yine de bu insanlarda toprağa duydukları özlem ve doğadan kopmakta olmanın acısı açıkça gözlemlenebilmektedir. Geçiş toplumu denilen grubu oluşturan bu insanlar, önce kentin çevresinde küçük köy evlerinin benzerlerini kurmakta ve kentin toplumsal yapısı onları yutana dek orada geleneksel yaşantılarını sürdürmede direnmektedirler. Bir yandan geleneksel yapıyı sürdürmeye çalışırken, diğer yandan kentin içine nüfuz etmeye çalışarak dışlanmışlık duygusundan kurtulmayı istemek, geçiş toplumunun yaşadığı çelişkilerin temelini oluşturmaktadır.
Bir insanı sevmek yol ayırımıdır. Neden mi? Şöyle ki, insan seveceği insanı seçemez.. bir kişiye gönlünü kaptırır, tanır ve tanıdıktan sonra yol ayırımına gelir; doğru kişiyi sevmiştir hayatın içindeki cenneti yaşar yahut yanlış kişidir iş işten geçmiştir ve cehennemin tam ortasında bulur kendini.. İçler acısı bir durumun tam ortasındadır; ne dünyaya sığabilir ne de kendine daha da kötüsü kaçmak ister kaçamaz, kurtulamaz.. Kendimizi çoktan Ercan Kesal'in "keder bulaşmış ömrümüze" dediği yerde buluruz. Bulaşmış bir kere keder nasıl kurtulur insan? Kurtulmayı istemez bazı insanlar; tek isteği kurtulmak istediğini yaşamamış olmaktır ki bu istek imkansıza yakındır. O isteği imkansız olduğunu bile bile istemek kor gibi ateşin insanı sarmasıdır, hiçbir yangın söndürücünün işe yaramayacağı türden bir ateş.. Selam olsun cenneti, cehennemi ve kor gibi ateşle yaşayanlara, yalnız değilsiniz dostlar!
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,168 okunma
Alan W.Watts bir yerde şöyle yazar: "Alışılmış şeylerden kurtulmayı istemek onları aşağılamak değil, onlarca aldatılmaya boyun eğmemektir." Bu sözü sürekli tekrarlamak gerekir.
Canınızı sıkan bir düşünceden kurtulmak istemek gayet
normal. Hatta tüm yaşamınız boyunca yapmaya çalıştığınız
şeyin bu olduğu düşünüldüğünde, bu beklenen bir durum.
Ancak bir şeyden kurtulmayı istemekle, bu şeyle aktif olarak
mücadele içinde olmak oldukça farklı şeyler. Farz edelim,
artık istemediğiniz eski bir arabanız var ve en az bir ay boyunca
arabanızı satma şansınız olmayacak. Hem arabadan
kurtulmak isteyip hem de hala arabanın sizde olduğunu kabul
etmek mümkün. Sırf hala bu eski araba sizde diye, arabanın
camını çerçevesini indirmeniz, kendinizi mutsuz etmeniz veya
her gece içip sarhoş olmanız gerekmiyor.