Nokta.
İzin verin de ölmeden önce yüzünüze karşı haykıra-yım; Allah'ın soyulmasına karşıyım ben. O'nun adının sizin iç savaşınızda reklam sloganı gibi kullanılmasına karşıyım. Bu savaşın Allah uğrunda savaş olduğunu söylüyorsunuz. Oysa Allah'a karşı bir savaştır bu. Sizi seçim mallarınızı pazarlama İşlerinde, kullanılmış döşemeler, kullanılmış giysiler, kullanılmış ayakkabılar, kullanılmış vicdanlar sergilediğiniz dükkânlarınızdaki malların reklamını yapar gibi, Allah'ın adını kullanmaktan men ederim. Allah diriliğin ve dirilerin yaratıcısıdır; öldürülene karşı öldürenin yanında duramaz. Öldüren Müslüman da, Hıristiyan da, Yahudi de, Budist de, Mecusi de olsa fark etmez. Sonra Allah adaletin ve adaletlilerin efendisidir; yoksulların ve güçsüz düşürülenlerin yardımcısıdır; insafın ve insaflıların emindir; yoksuna karşı semirenle, mazluma karşı zalimle, mahkûma karşı hâkimle, ata karşı arabayla, insan boynuna karşı kılıç çekenle birlikte olamaz. Kuşkusuz, soyutlanış, nezâhet; ulusçuluğun, ırkçılığın, bölünmenin, tutuculuğun üstüne çıkabilmek, Allah'ın örnek sıfatlarındandır. Allah bir Müslümanı salt Müslüman olduğu için üstün görmez. Salt Marunî olduğu için bir Marunîyi üstün görmez. Salt sûfî olduğu için sûfîye yandaşlık etmez. O, hangi milletten olurlarsa olsunlar, sakınanlarla, temizlerle beraberdir. O, hangi topluluğa mensup olurlarsa olsunlar, iyiliği emredenlerle, kötülükten sakındıranlarla beraberdir. İnsan kardeşine bir öpücük, bir gül, bir buğday tanesi sunan herkesle beraberdir O.
“Kuşkusuz  insanın  anlam  arayışı  içsel denge  yerine  içsel  geri­lim yaratabilir. Ne var ki, ruh sağlığının vazgeçilmez ön koşulu da işte bu gerilimdir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünyada, kişinin en kötü şartlarda bile yaşamını sürdürmesine, yaşamında bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardımcı olan başka hiçbir şey yoktur. Nietzsche’nin şu sözlerinde bilgelik var­dır: ‘Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl’a daya­nabilir.’”
Reklam
Şaşırdık mı!
Tuhaf biri olduğumu, beni kuşkusuz bu yüzden sevdiğini ama belki günün birinde, yine aynı sebepten nefret edebileceğini mırıldandı.
İnsaf et zaman!
Hiç kuşkusuz, zamanı ne kadar hesaplı kullanırsam kullanayım, birçok kitap kalacak öylece; asla okunamayacak. İşin kötüsü, okumam gerektiği halde okuyamadığım kitapların adlarını ve yazarlarını bile öğrenemeyeceğim.
Sayfa 75 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tanrıya inanmak isteyenler hiç kuşkusuz bu güzel yasaları, tüm doğayı ayakta tutan bir akıla yorabilir. "Benim kendi görüşüm, evreni gerçekte olduğu gibi anlamanın, olmasını dilediğimiz bir evren hayal etmekten çok daha iyi olduğudur.."
Söz, dönüp dolaşıp açıklığa, oradan kırlara bayırlara, derken yarım kalmış yapıya geldi. - Güzel mi sence? dedim. Buralarda herkes pek beğeniyor, çağdaş bir masal gibi dillere düştü. - Bitseydi, beğenen az olurdu kuşkusuz, dedi arkadaşım her zamanki akılcılığıyla. Şimdi kendi düşleri ile tamamlıyorlar yapının eksiklerini. Yarım yamalaklığında kendi yaşamlarının bir özetini görüyorlar. - Ben, kendi adıma, el üstünde tutulmuş, sevilmiş bir kadın için yaptırıldığını sanıyorum, dedim. Düşümü ele verdiğimi anlar anlamaz, sustum.
Sayfa 52
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.