Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni?
Reklam
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni?
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni?
Her şey yerli yerinde havuz başında servi Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi. Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak. Sağolasın Tanpınar. Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim?
Sayfa 50 - DergahKitabı okudu
Reklam
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
hüznün tüyleri dökülür, lirik bakar kedilerin camdan gözleri çocukluğumun kelimeleriyle şımartsam da gurbet gibi bakarlar kedilerde gördüğüm keder üşümüş sokaklar ve akşam kokuyor peşime takılır tenha bir şiirden atılmış masum yazlar ikindisi güz yüzlü bir kediniz olsun boşluğunuza tutunan, kalbinize taşınan odalar birbirinin rüyasına karışsın,
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lâkin ben nerdeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni?
Sayfa 50 - Dergah Y.Kitabı okudu
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin Ben neredeyim? Zamanın neresinde?
Reklam
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben neredeyim? Zamanın neresinde?
DOKUZ - OĞUZ MENKIBESİ
Dokuz - Oğuzlar evvelce, Kumlançu adı verilen bir ülkede otururlarmış. Burada Tuğla ve Selenga adlı iki ırmak akarmış. Bir gece oradaki iki ağacın üstüne, gökten bir nus nütunu indi. Bu ağaçlardan biri sümü yani huş yahut kayın ağacı (bouleau), diğeri kasuk (yani Cihangüşâ’ya göre çamfıstığı, Mahmud-i Kâşgarî’ye göre fındık) ağacı idiler.
Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Descartes'a diyorlar ki, bütün bunlar pek güzel, ama bizde düşünenin beden olmadığını ne kanıtlayacak bize? Bunu ona soran çağın materyalistlerinden biri... Ve Descartes cevap verir —herhangi bir karşı çıkış yöneltindiğinde ona, hep küstahlaşırdı — çok küstah ve kabaydı— der ki: Hiçbir şey anlamamışsınız, bizde düşünenin beden olmadığını asla iddia etmedim; tam ola­rak şunu söyler Descartes: İddia ettiğim, düşünceme dair bil­diklerim henüz bilinmeyen şeylere bağlı olamazlar. Başka bir şekilde söylersek, söz konusu olan bizde düşünenin beden olup olmadığını bilmek değil, Kartezyen düşünmenin perspektifinde, düşünceme dair bildiğimin henüz bilinmeyen şeylere bağlı ola­mayacağıdır söz konusu olan —yani bedene çünkü kuşku be­denden de olabilir. Öyleyse, mantığın bakış açısından —ama yepyeni bir mantıktır bu, çünkü cinsler ve farklarla işlemez, bir gerektirmeler, imalar mantığıdır —çünkü Descartes, kavramlar arasındaki açık ilişkilere dayanan bir mantık olan klasik mantığa karşıt olarak ... Yeni bir mantık tipi ortaya atıyor -bir gizli, imalı ilişkiler mantığı, bir imalar mantığı... O zaman, bir belir­leme tarafından belirliyor -düşünenin varoluşunu belirliyor ve düşünenin varoluşu düşünen şeyin varoluşu olarak belirleni­yordu. Demek ki Descartes belirlemeden belirlenmemişe ve be­lirlenmişe doğru gidiyordu: Ben düşünen bir şeyim. Mantığında hep imaları ekliyordu art arda: Kuşku duyuyorum, düşünüyo­ rum, varım, ben düşünen bir şeyim.Öyleyse tözün özne olduğu araziyi keşfetmişti. Ve sonra Kant ortaya çıktı.
Sayfa 69 - PdfKitabı okudu
(...) Aman Allah'ım, ne güzel, ne güzel. Yağsın durmadan, yağsın ve örtsün üstümü bu çiçek kokuları, nerdeyim ben? Gözlerimde yaş, dilimde dua. Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm.
Sayfa 209 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
"Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.