Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
YouTube kitap kanalımda Freud'un hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/63ikZqbdnAA
Bu kitabı okumaya başladığımdan beri 100den fazla kişi beni takipten çıktı. Demek ki bir şeyleri görmekten ve duymaktan hala korkuyoruz. Ama neden korkuyoruz? Kendi cinsel
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Neden öldürüldü mini etekmi giymişti?
+Hayır
Neden öldürüldü gece geç vakitte dışarı da mıydı?+hayır
Lan ozmn neden öldürüldü?
+ Kadındı.! (Toplumun cinayetlere olan bakış açısı)
'Kadındı zayıftı bu yüzden öldürdüm'
Böyle bir savunma olamaz.!
*Adalet katledilen KADINLARI koruyamayan devletin temelleridir
#istanbulsozlesmesiyasatir
#kadinCinayetleriPolitiktir
#BASAKCENGİZ
O’nu unutursam her şeyi unutacağımı düşünmüştüm
ama öyle olmadı. O’nu unutmak, her şeyi hatırlamamı
sağladı. Hani bir gün demiştin ya bana “İnsan, kendi
trajedilerini anlatmak için gülmeyi icat etti.”
RİCA EDİYORUM HERKES SONUNA KADAR OKUSUN!
Öncelikle; Bana uygulamada destek verdiğini her fırsatta dile getiren kim varsa, bu iletiyi profilinde paylaşmasını ŞİDDETLE rica ediyorum!
Bu benim için çok önemli! Herkes verdiği destek kadar benden değer görecek, kusura bakmayın.
Şimdi, UYGULAMA YÖNETİCİLERİ SİZE SESLENİYORUM!
Statükocu bir anlayışınız
Eğer bir okur okuduğu her kitabı akıcılık ve sürükleyicilik beklentisiyle okuyorsa daha gidecek çok yol var demektir.
Her kitap akıcı ve sürükleyici olamaz, bazı kitaplar size yumruk atar, bazı kitaplar yumruk attıktan sonra sizi yerinizden kaldırır, yedirir, içirir, sonra yalnız bırakır, bazı kitaplar akmaz veya sürüklemez, çünkü yazar öyle
" Dert anlatacak birini bulmak da başka derttir vesselâm "
Ne de güzel söylemiş yazar. Cümleyi okuyunca, döndüm döndüm baktım sağıma soluma. Yok.. yok.. Artık derdini deşeceğin, gözün arkada kalmadan, hüznünü hatta sevincini paylaşacağın birileri yok. Ya da bakın etrafınıza bir elin beş parmağı kadar etmez.
Her şeyler arttı çoğaldı, hep bi'üst modelleri çıktı, leveller atladı, uzaylara çıkıldı Ay'lara gidildi gelindi. Ama insan azaldı, vicdan azaldı, merhamet azaldı, empati azaldı... azaldı.. azaldı.. azaldı.. Kendi kendimize ağlar, kahkaha atar, çalar oynar olduk. Bırakın sokakta gördüğümüz çöp karıştıranlara üzülmeyi, burnumuzun dibindekileri bile görmez olduk..
Her öykü muazzamdı. Hepsi birbirinden farklı duyguma nüfuz etti. Melda; yalnızlığa küfrettirdi. Rasim abi; acılara karşı gülümsetti. Taner; gerçeklerle yüzleştirdi. Deniz; geçmişe döndürdü. Jülide; şaşkına çevirdi. Ahh! Saraylı; ciğerime işledi. Ayşen aşkı ( en çok sana üzüldüm çocuk) veee Selim. Seni hiç unutmayacağım çünkü sen " Güzelsin anne. Gördüğüm en güzel kadınsın.." dedin ya, annen hatırlamayacak bile olsa..
Velhasıl, nasıl bittiğini anlayamadığım neden bu kadar az bu kitap diye hayıflandığım muazzam bir kitap oldu benim için.
Rasim Abi'nin lafı ile bitirmek istedim;
" Takma lan. Bir geldik bir gidiyoruz, gerisi yalan. "
Hiç...
oğlum siz delirdiniz mi? yok "araplar bize ne zaman destek olmuş ki biz onlara olalım",
yok "araplar türk düşmanı" yok o yok bu. oğlum mesele zulme uğrayanların arap yahut müslüman olmaları değil. milliyetçilik yahut din düşmanlığı yapacak zaman da değil. insan oğlum bunlar insan. masum insanları en savunmasız anlarında topluca öldürüyorlar farkında değil misiniz? adamlar hastane bombalıyor lan hastane. adamlar yaralı, masum çocukların yattığı koğuşları mezarlığa çevirdi. bunlara karşı olmanız gerekirken hâlâ yok "o arap" yok "o müslüman" yok şu yok bu. oğlum siz sahiden kafayı yemişsiniz.
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Yüksek müsaadenizle bugün biraz kendinden bahsetmek istiyorum. Sizlere derinin altında sıkışıp kalan bir cam kırığından bahseder gibi, hayatımdan bahsedeceğim. Bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Beni anlamayacaksınız, sadece ara sıra bardağınızdaki kadehlerden yudumlar alıp, yüzünüze beni dinlediğinizi belirten mimikler konduracaksınız. Abiler,
"Bitti" diyorsun, "Bitti lan bitti unuttum." diyorsun. Sonra radyoda bir şarkı, durakta bir siluet, tetikte bir anı ve solunda bir sızıyla irkiliyorsun.
Daha bitmemiş..
Anlıyorsun..”
Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmakarışık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek...