Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdilerde tam tersi galiba...
Osmanlılar bina kurdukları yere ağaç dikerler. Biz ise bina kurmak için ağaçları söküyoruz. *Le Corbusier(1915) *Dönemin Fransız mimarı.
Sayfa 197Kitabı okudu
Mimarinin temel ögesi: IŞIK
“Mimarlık, ışık altında bir araya getirilen kitlelerin ustalıklı, doğru ve muhteşem oyunudur.”[Le Corbusier].
Reklam
Uçun kentlerin üstünden ve özellikle 20.yüzyılın yaptıklarına bakın:her şey bölük pörçük, kişisel, yerel ve tutarsız.
Sayfa 38 - YKY - 5.baskı -2013Kitabı okudu
''... Abidin Dino, Sinan'da (Ferit Edgü'nün armağanı) şöyle diyor: 'Istanbul'un fethi 1453'de başladı, Süleymaniye'nin yükselmesiyle tamamlandı' (gibi — ezbere alıntılıyorum). Çok haklı: buradan bakıyorum da 'Eski Şehir' —'Stimpoli'—nin silueti, tam bir Osmanlı silueti. (Le Corbusier de —çevirdiğim bir metninde— buna benzer birşey söylüyordu... Aynı metinde 'Istanbul bir meyve bahçesidir, bizim kentlerimiz ise taş ocakları.' tümcesi vardı — gel de şimdi bak, Üstâd!...) Pekâlâ: Osmanlı gerçekten de kendi kültür damgasını basmış... beş yüz yıl boyunca Şehir'e — ya şimdiki 'Türk'ler; o Osmanlı'nın 700'üncü yılını kutlama hakkını kendilerinde görürken, Şehir'e katkıları ne olmuş acaba — 'be-te-be' (!) kaplı 9 katlı 'apartman'lar mı?... ... Öldürüyorlar bu şehri; ama, öyle bir şehir ki bu, can çekişirken bile, güzel...''
Sayfa 21 - Metis Yayınları
Bu yüzden sanat, politikaya da hakim olmalıdır.
''Yeniçağın başında nasıl Leonardo, Barmante gibi Rönesans ustaları doğa gerçeğini beş yüzyıl işleyecek olan bir dünyanın kurucuları oluyorlarsa, Picasso, Le Corbusier, Mondrain, Gropius vb. XX. yüzyıl sanatçıları da tekniğin getirdiği olanakları insanın buyruğunda kullanacak olan yeni bir dünyayı kuranlara öncü oluyorlar.''
Gel bir de şimdi gör :/
Mimar Sinan gibi, çağlar boyu Başmimar niteliğine sahip olabilecek ' Le Corbusier', 20 yaşlarına doğru ilk gezisini, İstanbul'a yapıyor ve bu kenti "dünyadaki silueti olan tek kent," diye niteliyordu.
Sayfa 26
Reklam
• Her zaman, gördüğünü söylemesi gerekir insanın, ve özellikle de her zaman -ki bu daha zor- gördüğünü görmesi. •
Fransız mimar Le Corbusier'in notlarından. .
“Her şey beni Türkleri ayrı bir yere koymaya itiyor. Kibar ve ağırbaşlılardı. Nesnelerin varlığına saygıları vardı. Kapıları kocaman, güzel ve görkemliydi. O ne birlik, o ne zamansızlık, o ne bilgelik.”
Bir bahçeniz olsun. Ve mutlaka yaprak döken ağaçlar dikin. Böylece zamanın geçtiğini daha iyi anlarsınız.
"Eğer New York'u İstanbul ile kıyaslayacak olursak New York'un felaket, İstanbul'un ise bir yeryüzü cenneti olduğunu söyleyebiliriz" diyor modern mimarinin ve şehirciliğin babalarından Le Corbusier. Le Corbusier'in İstanbul'a ilk gelişi 1911-1912 yıllarına rastlar.
Sayfa 104 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
• En büyük maddesel gücüne ulaştığı bir zamanda insanoğlu, görme yeteneğini yitiriverdi. •
Sayfa 19
• İnsanı küçülten her şeye karşıyım ben; onu daha az bilge, daha az güvenli ya da daha az çabuk olmaya iten her şeye... •
Sayfa 9 - Andre Gide-Yeni Nimetler
Ünlü şehirci mimar Le Corbusier:
İstanbul’da veciz bir doku görülür; bütün fânilerin evleri ahşap ve Allah’ın evleri ise taştandır.
Sayfa 142 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
When the cathedrals were white, spirit was triumphant. But today the cathedrals of France are black and the spirit is bruised.
397 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.