Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Adolf Hitler
_Düşünce özgürlüğü, tüm kötülüklerin anasıdır. _Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir. _Belki bazılarınız, Marksist Parti'yi yok ettiğim için beni affetmeyi başaramıyorsunuz. Fakat arkadaşım, ben diğer partilerin de tümünü yok ettim. Hepsi gitti. _Zayıfa acımak, doğaya ihanettir. _Hayatım boyunca tek bir şeye asla
Reklam
Yaşadığı mahalle, üniversiteye yakındı ve şu an sanki bulaşıcı bir hastalık yayılmış gibi ıssız ve sessizdi. Kadın zile basınca babası onu kapıda bekliyormuş gibi koşarak geldi, kızını içeri alıp kapıyı kilitledi. Kızını tavan arasına gizledikten sonra göze çarpmasın diye kapısının önüne portatif bez gardırobu yasladı. Öğleden sonra askerlerin ayak sesi duyuldu. Sürgülü kapının açılıp birinin sürüklenerek çıkarılışı, bir şeylerin parçalanışı, birilerinin yalvarışı da duyuldu. "Hayır evladım, benim oğlum mitinglere katılmadı. Hayatında hiç eline silah almadı benim oğlum." Askerler onların da zilini çaldılar. Avluyu inleten bir sesle babası cevap verdi. "Kızım lise üçüncü sınıf, oğullarımın biri daha ortaokul, diğeri ilkokul öğrencisi; hangisi protesto edebilir ki?" Sonraki günün akşamı lnsuk tavan arasından indiğinde annesi, cesetlerin çöp kamyonlarına yüklenip halk mezarlığına götürüldüğünü söyledi. Sadece fıskiyenin önüne fırlatılmış cesetler değil, aynı zamanda Ticaret Odasındaki tabutlara ve teşhis edilemeyen cesetlere varıncaya kadar hepsini diye de ekledi.
Sayfa 75 - 3. Bölüm Yedi Tokat - Editör, 1985 Tokat AltıKitabı okudu
Bilgi maalesef yetişemeyecekleri kadar yüksekteydi. Bu iki dirhem bir çekirdek delikanlıları gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Nasıl becermişti anne ve babaları bunu? 1980 yılının ilkbahar döneminde lise üçüncü sınıf öğrencisi olarak boy gösteren bu yaratıkları nasıl yetiştirmişlerdi? Bunların öğretmeni olmayı kişiliğime yapılmış bir hakaret olarak alıyordum. Hem bana hem de beni filolog olarak eğiten ve kültür mirasımızı günümüze ve gelecek nesillere taşımak gibi şerefli bir görev için yetiştiren Det Kongrelige Frederiks Universitet'e hakaretti bu. Şu anda karşımda olan şey gelecek nesil değildi, bir hakaretti. Ağzım açık bir vaziyette karşımda öğrencim olarak duran tiplere bakıyordum. Gözlüğümü çıkardım, silip taktım ve bir daha baktım, kürsüden başımı uzatıp tekrar baktım. Gerçek miydi gördüğüm? Gerçekten 1980 yılının Norveç gençliği miydi? Ağzım açık bir vaziyette böyle olduğunu kabul etmek zorunda kaldım. Nasıl bir hakaretti bu! Peki ama ne yapacaktım? Tarih'in çarkını döndüren, insanların beyinlerini tutuşturan şeyler karşısında terbiyeye, saygıya, alçakgönüllü olmaya vurgu yapan, sıradan, normal bir eğitim vermek bu şartlar altında imkansızdı.
Sayfa 202 - Yapı Kredi Yayınları
Babam Bekir Berk Ertuğrul Hakan Berk BEKİR BERK’İN ilk eşinden oğlu, Ertuğrul Hakan Berk’tir. O da babası gibi bir avukat. Balıkesir Barosunda görev yapıyor. Hakan Berk, babasıyla ilgili hatıra, bilgi ve belgeler konusunda bize yardımlarda bulundu. Bize gönderdiği hatıralarda, ilk kez duyacağınız ilginç anekdotlar da var. Oğlunun kaleminden Bekir
186 syf.
9/10 puan verdi
Attila İlhan şiirlerini beğenirim. Hatta çok beğenirim. Farklı bir tarza sahip olmasına rağmen Hilmi Yavuz, Sezai Karakoç, Cahit Kulebi, İsmet Özel, Haydar Ergülen, Şükrü Erbaş'ı sevdiğim gibi. Bunlar en beğendiklerim. Herbiri farklı bir estetik, söyleyiş, ideoloji sahibi. Attila İlhan şiiri sonraki kuşakları "esir eden" bir şiir.
Korkunun Krallığı
Korkunun KrallığıAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020846 okunma
Reklam
Matematiğin Kısa bir Tarihi Bu konuşmada sizlere, Matematiğin nasıl başladığı ve hangi aşamalardan geçerek günümüze geldiğini anlatmaya çalışacağım. Bir Matematik tarihçisi olmadığımı, anlatacaklarımın okuduklarımın bir sentezi olduğunu, orijinal çalışmaları inceleyerek hazırlanmış bir konuşma olmadığını belirtmek isterim. Giriş. Matematik
7 Eylül 1992. Istanbul Yenibosna'da lise üçüncü sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Tolga Korkmaz, akşam 21.00 sularında evine gitmektedir. Ancak birden omzundan bir kurşun yer. Ardından bir hareketlilik, bir panik, 'yat lan', 'kalk lan' talimatları falan. Korkmaz, hızla üst aramasından geçirilir ve hastaneye kaldırılır. Polisler, bütün bu olup bitenleri, "Cebindeki gazeteyi silah sandıydık," diye açıklar.
Sevgili okuyucu, İnsanlar uzunca bir süredir, yeni genç yetişkin üçlememin ilk kitabı olan Açlık Oyunları'nı yazmaya nasıl başladığımı merak ediyorlar. Sanırım bunun en önemli nedeni, bu kitabın, orta öğretim seviyesindeki okuyucular için kaleme aldığım Gregor the Overlander serisinden çok farklı olması. Açlık Oyunları'na ilham veren asıl öğeyi tayin etmek gerçekten çok güç. Sanırım ilk tohumlar, sekiz yaşında mitoloji saplantılı bir çocuk olarak, Theseus'un hikâyesini okuduğum günlerde atılmıştı. Mitolojiye göre, Atina halkı, geçmiş eylemlerinin cezası olarak, belli aralıklarla, yedi genç kız ve yedi delikanlıyı, Labirent'e kapatılacakları ve canavar Minotor'a yem olacakları Girit'e göndermek zorundaydılar. Sadece bir üçüncü sınıf öğrencisi olmama rağmen, verilen mesajın merhametsizliğini takdir edebilmiş olmalıyım. "Bizimle uğraşırsanız, sizi öldürmekten beter eder; çocuklarınızı öldürürüz." Bunun dışında, çokça seyrettiğim, Romalıların idamları sosyal bir eğlenceye dönüştürme kabiliyetlerini dramatize eden gladyatör filmleri; askeri uzman olan babamın bizi tatillerde götürdüğü savaş alanları ve lise yıllarımda bir kılıç dövüşü kumpanyasıyla birlikte çıktığım turne bende erken dönemde iz bırakmış birkaç olay olarak sıralanabilir. Ancak Katniss'in hikâyesinin zihnimde canlanması, yakın zamanda reality TV programlarıyla gerçek savaş görüntüleri arasında, kanal kanal gezdiğim döneme rastlıyor. Belki de birinci tekil şahısla yazdığım için, Katniss kalbime çok ama çok yakın bir karakter oldu. Onun sizin kalplerinize giden yolu da keşfedeceğini umuyorum. En iyi dileklerimle, Suzanne Collins.
Matematiğin Özelliği Malumdur ki ele alınan her konunun yani objenin, olgunun, sürecin bir biçimi bir de içeriği vardır Aynı şey matematik için de geçerlidir. Onun biçimini geometri, içeriğini aritmetikte buluruz. Buna göre geometri hareket, süreklilik, değişirlik, zamanlılıktır. Buna karşılık aritmetik durallık, süreksizlik, değişmezlik,
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.