Efendiler, dünyada her şey için, için en gerçek önder bilimdir, tekniktir... Yalnız bilimin ve tekniğin yaşadığımız her dakikadaki aşamalarını, evrimini bilinçle kavramak ve ilerlemesini günü gününe izlemek şarttır.
Ben manevi miras olarak hiçbir nassı kat’ı hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.
Gazi M.Kemal Atatürk
-(...) Memleketi bir akılsızın eline ve keyfine bırakamam. Bu çok adamların yerine, birkaç kafa ile iktifa edebilirim: Mesela Kâzım ( Özalp) Köprülü'yü Harbiye nazırı yapacağım. Nuri'yi (Conker) Kumandan ve idare şefi yaparım. Fethi'yi (Okyar) yeni inkılapçı Türkiye'nin mümessili sıfatıyla Avrupa'ya gönderirim...
(...)
Sofradaki arkadaşlarından biri Nuri (Conker), M. Kemal'in istikbali kucaklıyan bu sözlerine, ahenkli bir kahkaha ile gülüyordu. Mustafa Kemal, kahkahasını bir türlü yenemiyen, bu arkadaşının sükunet bulmasına intizar etti (bekledi) ve sonra sordu:
-Niçin gülüyorsun?
Gülen arkadaşı cevaben:
-Seni düşünüyorum da, onun için... Bütün bu işler içinde sen ne olacaksın?
Mustafa Kemal, bu suale sarih cevap vermeden, yalnız şu umumi cümle ile karşılık vermiştir:
-Ben mi? Ben de sizleri o makamlara koyabilen olacağım.
Belleten, Cilt XVIII. Sayı 72, S.429, Ankara: 1954.Kitabı okudu
~
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur.
Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin?
M Kemal Atatürk
Ben 1919 senesinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran, yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. Işte ben bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.
M.Kemal Atatürk
“Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım.”
M.Kemal Atatürk
“Bu kadar okumayı ve yazmayı seven bir insanın tabiidir ki yazarlara karşı büyük bir sevgisi ve saygısı vardı. Zaman zaman onları köşke davet eder, kütüphanede kabul ederdi. Kitaplar üzerinde görüş alışverişinde bulunurdu..
Genç ve vatansever Türk şairleri onun hayranlığını kazanan kişiler olmuştur. Bunların başında Namık Kemal, M. Emin Yurdakul ve Tevfik Fikret gelirdi. Bunların haricinde Ziya Gökalp, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’yu da takdir ederdi..
Yabancı yazarlardan hayran olduğu ve kitaplarını zevkle okuduğu J.J. Rousseau ile gençliğinde tanışmış olmasını keyifle anlatırdı.
Ayrıca Montesquieu da tesiri altında kalıp okuduğu yazarlardandı…”