Sıcacık düşlerindi yıllarca
Dişlerinde sancı gibi beklettin
Şiirinle, insan dolu sevdanla
"Hasretinden prangalar eskittin."
Nedret Gürcan, Yeditepe Dergisi, Mart 1969
1969'da Konya'dan bağım sız milletvekili; 1970 başında Milli Nizam Partisi'nin kurucu genel başkanı oldu. MNP 12 Mart 1971 as keri darbesinin hemen ardından "laikliğe aykırılık" suçlamasıyla kapatılınca, Milli Selamet Partisi kurul du.
Ülkenin aydın birikimini yansıtan Yön (1961-1967) dergisi, Türkiye'ye dair teşhis ve reçete barındıran Türkiye'nin Düzeni (1968) kitabı, orduya "tarihsel" görevini hatırlatmayı görev edinmiş Dev rim (1969-1971) dergisi ve başarısız 9 Mart Cuntası (1971) onun siyasal ve düşün hayatımıza miras bıraktıklarıdır.
Maslow, modelini zaman zaman kendisi de eleştiriyordu. Ömrünün sonuna doğru (1969) ev, araba ve iyi bir kariyerin mutlu olmak için yeterli olmadığını gören Maslow, yeni bir ihtiyaç basamağını dile getirir olmuştu. Yeni görüşüne göre son basamak “Kendini Aşmışlık” olmalıydı.
Kendini aşmışlık, bireysel gelişimden ziyade dışsal gelişimdi. Olumlu sosyal ilişkileri geliştirmek, çevreye duyarlı olmayı odağına alıyordu. Kişinin benliğinin ötesindeki sebepleri araştırması, bir ideale hizmet etmesi, potansiyeliyle başkalarına yardım etmesi, bir sebebe (dini inanca) kendini adamasıydı. Psikiyatr Victor Frankl, kendini aşmışlığın, hayatın anlamı ve maneviyatla ilişkili olduğunu belirtir. Bu yeni basamak, kendini gerçekleştirmenin de üstünde; onu içine alan daha kapsamlı bir basamaktı.
Albay Muammer Kaddafi 1 Eylül 1969'da kansız bir darbeyle Kral Idris es-Sunusi'yi tahttan indirip Libya'yı bir cumhuriyet olarak ilan etmesiyle iktidarın dizginlerini eline geçirdi. Sonrasında, Kaddafi Arap dünyasının İslâmcı reformist bir mesaj taşıyan radikal bir lideri haline geldi. Yönetiminin ilk evresinde, 1 Eylül
Maslow, "kendini aşmışlık" düzeyine çeşitli makalelerinde ve 1969'da çıkardığı kitabında da değindi. Ancak günümüzde çoğu kitapta ve medyada yer bulan ihtiyaçlar hiyerarşisinin son hâline, kendilerine çok sayıda atıf yapılan akademik kitaplarda bile rastlamak mümkün değil. Ancak bu hiyerarşinin eski sürümü, insanların zihninde iz bırakmaya ve kafa karışıklığı oluşturmaya devam ediyor. İnsanlar, bireyselcilik içerisinde kalıyor, çevresine ve sosyal ortamına duyarlı olma, bir ideale ve manevî inanca kendini adama hâlini yakalayamıyor.
Maslow, modelini zaman zaman kendisi de eleştiriyordu. Ömrünün sonuna doğru (1969) ev, araba ve iyi bir kariyerin mutlu olmak için yeterli olmadığını gören Maslow, yeni bir ihtiyaç basamağını dile getirir olmuştu. Yeni görüşüne göre son basamak "Kendini Aşmışlık" olmalıydı.
Ayasofya, her zaman şeriatçıların bir bahanesi ve kavga nedeni oldu.
Neydi Ayasofya'nın önemi?
Bu kavga daha ne kadar sürecekti?
Bu soruların yanıtını biraz daha net alabilmek için tarihe bakmak
gerekiyor.
Ayasofya, 24 Ekim 1934'te, Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu
Kararıyla müzeye çevrildi. Aradan geçen 60 yıl boyunca,
10 yıl içinde ülkede 1750 kişi anarşi kurbanı oldu. 1968 yılında anarşi yüzünden iki; 1969'da 10; 1970'te 19; 1971'de 16 kişi öldü. 12 Mart' ta ölenlerin sayısında düsüs oldu. 1972'de altı; 1973'te 12; 1974'te dört kişiye düştü. Sonra yeniden sayı tırmanmaya başladı ve 1975'te
36; 1976'da 108; 1977' de 295 ve 1978'de 1172' ye çıktı.
Maslow, modelini zaman zaman kendisi de eleştiriyordu. Ömrünün sonuna doğru (1969) ev, araba ve iyi bir kariyerin mutlu olmak için yeterli olmadığını gören Maslow, yeni bir ihtiyaç basamağını dile getirir olmuştu. Yeni görüşüne göre son basamak “Kendini Aşmışlık” olmalıydı.
Sevgili Zühal[,]
İstanbul bir özlem halinde masmavi akıyor içimde, seninle karışık. Seni nerelere götüreceğim. Sana neler alacağım.
İstanbul, 21 Mart 1969