Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
"Ben burada: sen orada - dayanılmaz..."
Merhabalaaaar!
Oruç Aruoba, 1948 yılında Kocaeli'nde doğdu. Felsefe ve psikoloji eğitimi aldı. Yazar, şair, akademisyen ve felsefeci olarak tanınan Aruoba, birçok önemli esere imza attı.
Eserlerinde varoluşsal kaygılar, kimlik arayışı, yalnızlık ve yabancılaşma gibi temaları ele alan Aruoba, yalın ve akıcı diliyle okurların beğenisini
“Umut bağlanmışsa ve gönül sevmişse birini, vuslatın bestesi olurmuş kalbî dualar…”
“Beni de kalbinde götür,” yazısının tutsağı kalbim.
“Hiç solmayan çiçeğin umut çiçeği olduğunu biliyorum. Aşk gerçek mi muhal mi bilmiyorum. Duygularımı süsleyen beni hayata küstürmeyen hülyalarımın avuntusu da olmasa yalnızlık çekilir gibi değil…”
Sarı Mendil Mavi Oya kitabıyla tanıdığım yazardan okuduğum ikinci kitap #benidekalbindegötür
Annesiz ve babasızlığın hüznüyle dolu yüreğine hiç görmeden ilmek ilmek işlediği bir sevdayı sığdırır İsa.
Düzgün, iyi yetişmiş bir genç babasının vasiyeti üzre bir aile dostunun kızı ile münasip görüldüğü için başkasına bakmayı kendine haram bilmiş ömrünce saklı sevdasına günlüğüne yazdığı şiirler, güzel cümleler ile öyle bağlıdır ki bu zamanda kaldı mı böylesi dedirtecek cinsten.
Tahsil için gittiği yurtdışında yalnızlığı büyür dayanılmaz olur tam da bu sırada babasının bir arkadaşı ve kızı ona kucak açar. Meryem de İsa gibi tıp tahsili yapmakta aynı zamanda mezun olurlar ve İsa’nın sır gibi sakladığı sevdasını aramak için yollara düşerler.
Yıllarca hayalinde büyüttüğü Menekşe’sine kavuşabilecek midir?
İsa’nın onu sevdiği ve beklediği gibi Menekşe de söze sadık kalabilmiş midir?
Sevda hayalini kurduğumuz gibi midir yoksa kader ağlarını örüyor ve hiç bilmediğimiz bir yoldan bizi ona sürüklüyor mudur ?
Aile, dostluk, maneviyat, sevda gibi konuları tam dozunda güzel işleyen @ahmetgunbayyildiz ‘dan masum bir aşkın roman.
İyi okumalar
Video: youtu.be/qJWbNIiL-cA
Türkiyem.
Dilaver Cebeci'den okuduğum ilk kitap.
Türkiyem, 271 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; anne, aşk, at, baba, bozkır, çocuk, dağ, erkek, kadın, kahramanlık, kuş, öfke, ölüm, özlem, sevda, şehir, vatan ve yalnızlık gibi temalarda şiirler yer alıyor. Şiirlerdeki coşkunluk ve destansı ögeler
"TOKSİK YALNIZLIKLAR"
"Mavi kır çiçekleriyle dolu çayırda koşmaya başlıyorum birden. Annem balkonda beni izliyor. Vücudumdaki bütün acılar geçiyor ve ben uykuya dalarken, listede defterine hayallerini çizip, gelecekte nasıl bir hayatı olacağını düşünen halim karşıma dikilip cevap bekliyor."
Yalnızlık, kimsesizlik değildir;
Serkan Karaismailoğlu hocamızdan okumadığım tek kitap olarak kalan bu kitabı konusu ilgimi çok çekmesede kalemini sevdiğim için okumak istedim.
•Öncelikle Mater serisini, Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum ve Kadın Beyni Erkek Beyni kitaplarını okuduysanız ve ergen veya ergen ebeveyni değilseniz bu kitabı bir tık az sevebilirsiniz.
•Okurken yalnızlık, bağımlılık, yapay zeka ve hormonlar gibi önemli konularda bilgi sahibi olabiliyorsunuz ve hayatınızda ilk defa duymuş olacağınız terimleri bile yalın anlatımı sayesinde kolaylıkla anlayabiliyorsunuz.
•Çevrenizde “mavi” olan kimseler varsa bu kitabı alıp onlara hediye ederek yalnızlıklarından, uyku düzenlerinden, streslerinden, cesaretlerinden ortaya çıkacak sonuçları en az zararla atlatmalarına yardımcı olabilirsiniz.
232 syf.
·
Puan vermedi
“BEKLENEN GÜN GELECEKSE ÇEKİLEN ÇİLE KUTSALDIR..”
Peki ya beklenen gün hiçbir zaman gelmediyse ve siz çektiğiniz çilenizle ortada kaldıysanız? :))
57. Sayfadaki alıntıda “ Öyle bir şey ki, insan ‘artık sona gelmiş olsam bile beklemeye değmiş’ diyebilmeli”
Şeklinde bir alıntı geçiyor. Peki Uğruna ömrünüzü adadığınız bir bekleyişe son nefesinizde
"Adını bilmediği duygular ruhunu sarıvermişti. Bak ben de varım bu hayatta diyor da her biri. Şaşkınlık burada, üzüntü burada, korku burada, acı burada, öfke ... Bu hayat çok zengin çocuk! Tanışacaksın, yaşayacaksın."
Öyküler ... Farklı farklı hayatlara değinen, ruhun erinliklerine inen , öznesi insan olan, insanın hayvan ve doğa ile bütünlüğünü yansıtan öyküler...
İnsan konuşmaya ve anlatmaya muhtaç bu hayatta. Bazen çevresindekine, bazen bir hayvana en çok da kendi kendine... İçinde birikenleri, ruhunun serzenişlerini, hissedip de yansıtamadıklarını...
Sekiz farklı öyküde sekiz farklı insanın hayatına dokunuyoruz. Bir öyküde dilini bilmediği bir ülkede dört duvar arasında yalnızlık çeken bir kadının arkadaşa duyduğu hasreti , yalnızlığını okurken diğer bir öykü de atına aşırı bağlanmış bir çocuğun onun kaybı ile yaşadıklarını okuyoruz. Farklı bir öykü de arı sokması ile yaşanan ve hissedilenleri okurken bir diğerinde mavi kelebeğin kanatlarında uçuyoruz. Virüs ve yoğun bakım süreci de en can yakanlardan bir tanesi.
Akıcı, etkileyici, sürükleyici öyküler. Yazarın kalemi ile tanışma kitabım oldu #beyazat . Öykü sever olarak tüm öyküleri keyifli okuduğumu ve sevdiğimi belirteyim. Yazarın diğer öykü kitaplarını da okumayı çok istiyorum bundan sonra.
" Sevgi her zaman kazanır dostum."
Edebiyatımızın ilk kaybedeni, ilk tutunamayanı Ahmet Cemil’in mavi düşlerinin ve siyaha çalan umutsuz yaşamının hikâyesi: Mai ve Siyah.
Muazzam bir kitaptı. Müthiş bir keyifle okudum. Okurken Uşaklıgil’in karakterine yaşattığı bütün duyguları ben de yaşadım; umut, sevinç, aşk, yalnızlık, düş kırıklığı, varoluş sancısı ve nicesi. Roman, bir gün
Ahmet Oktay'ın şiiri, genel itibarıyla, bir kent şiiri. Onda baskın olarak kent yaşamının yarattığı yalnızlık, huzursuzluk duygularını görmek mümkün. Şiirinde açıklık ve imgesel anlatım birlikte ilerliyor. İmgeler her zaman olmasa bile çoğunlukla başarılı. İmgeye dayanan şiirlerde imgelerin altının boş olması sıklıkla rastlanan bir durum. Bu bakımdan Oktay'ın şiiri altı dolu bir şiir.
Oktay; Mavi ile II. Yeni arasında bir yerlerde duruyor. Onu tam olarak bir II. Yeni şairi olarak nitelendirmek mümkün değil. Fakat gerek temalar gerek üslup bakımından Turgut Uyar'a benzettiğimi söyleyebilirim. Elbette Turgut'un şiirini çok daha dolu, çok daha başarılı buluyorum.
Genel kanaatimi ifade etmek için söyleyebilirim ki Ahmet Oktay, kafasının ve kalbinin içinde gerçek bir şair bulunan bir adam. Daha iyilerini yazabilirmiş, aralarda pırıl pırıl parlayan mısraları çoğaltabilir ve çok daha sağlam bir şiir kurabilirmiş. Okurken hep bunları düşündüm.
Yine de iyi, sıkı şair Ahmet Oktay, es geçilmemesi gereken bir şair. Tavsiye edilir.
ZEYNEP KAÇAR-YALNIZ-216 sayfa
Feray;müziğe düşkün,özellikle rock müziğe.Lise yıllarında kızlardan oluşan bir müzik grupları var.Konsere çıkacakları ilk gece elektrik çarpması sonucu kalp krizi geçiriyor ve orada bulunan intörn doktor Veli ilk müdehalesini yaparak hayatta kalmasını sağlıyor.Zamanla Feray ile Veli arasında bir aşk başlıyor.
Çok
2 mevsimlik işçinin; hayallerinden, kısa çiftlik macerasından bahseden bir kitap. Her mavi yakalı gibi kendi işini eline alıp kimseye muhtaç olmamanın hayaliyle para biriktirmeye çalışırlar ellerine geçen bir fırsat zavallı bir ihtiyarı bile hayallere daldırır. Dostluk, yoldaşlık fedakarlık, yalnızlık ve sevgi üzerine yazılmış basit dilde bol betimlemeli hayal kurmanın, mecbur kalmanın ne olduğunu anlatan muhteşem bir kurgu. Başkasına muhtaç olmanın ezikçe hissini sanki kitaptaki benmişim gibi hissettim. Kitap sonu ile hayatın gerçeklerini yüzüme tokat gibi vurdu.
