Nerden nereye!!!
“Kahraman Tazeoğlu” kendi deyimimle “ergen tripli kız yazarı…” Onun yazdığı bir kitap… Aldım elime okumaya başladım. Daha ilk sayfadan saçma sapan aşk cümleleri… Öyle abartı öyle sıradan öyle pespaye ki aşkın hiçbir duygusunu size yaşatamıyor. Okudukça nefesim daralıyor. Biraz sayfa geçtikten sonra öyle saçma sapan cümlelerden
Bende Mecnun’dan füzûn aşıklık isti’dadı var
Âşık-ı sâdık benim Mecnun’un ancak adı var
Bende Mecnun’dan daha ileri seviyede bir aşıklık yeteneği var. Gerçek aşık benim aslında, ama Mecnun’un adı çıkmış işte.
İnsan hiç okumayacak birine ve hatta aslında hiç olmamış birine günler, aylar, yıllarca mektupta ne yazar? Hislerin erozyona uğradığı modern zaman afetinde enkaz altında kalmış bazı güzel duyguları kurtarmaya çalıştığım serüvende bir çok umut kaybı yaşanmış olsa da çok sayıda sevmelere temiz ulaşıldı. Içimde bu sevmeleri koyacak yer ararken hangi taşı kaldırsam kendimi buldum. Kırmızı beyaz çiçekleri sevdim, çakıl taşları biriktirdim, mavi denizler aradım, şiirlere tutundum, çiçeğimin toprağını suyla besledim hergün, ondan çiçek bile beklemeden, küsmedim, türküler söyledim, şarkılar çaldım, kalem tuttum, hep yazdım. Ama hep kitap okumadım bir de yazdığım kitabın konusu oldum. Fuzuli'nin dediği gibi " aşık-ı sadık menem, mecnunun ancak adı var." Sormuştun ya Oğuzcum Atay "ben buradayım. Sen nerdesin?" Diye. Ben de buradayım. O zaman bu tarihe bir şiir iliştirip kapatayim defteri:
üç tarafı denizlerle çevrili ülkem gibi sevmeler,
hasret yasak,
özlem yasak,
konuşmak yasak,
Dinleyen yok.
bense sayfalara tutsak
-Aysel Mamoste
‘’O kadar çok kendimle uğraşıyorum, yüreğimde öyle fırtınalar kopuyor ki, diğer insanları kendi hallerinde bırakmayı yeğliyorum; keşke beni de kendi halime bıraksalar..’’ Goethe, romantizmin en güçlü kalemlerinden. Romantizm, sadece romantizm değildir. Sadece kendi ruh dünyasına kapılmak değildir. İnsanların dertleriyle de ilgilenmektir.
•/ MECNUN
Aşkından aklını yitiren, deli, divane demektir. Kelimenin kökünde cnn “gece karanlığı, gizlemek” vardır.
Cin sözcüğü de buradan gelir ve görünmeyen varlık anlamındadır.
Etrafı kapalı, göremediğimiz o gizli bahçenin adı bu yüzden CENNETtir.
Cenin ise anne karnında gizlenmiş, göremediğimiz insan demektir.
Cinnet, bir anlığına aklın örtülmesidir.
Mecnun, cin, cennet, cenin, cinnet… Hepsi aynı köktendir ve hepsinde örtülü, gizli olma hâli vardır.
“Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var”(Fuzûlî)
(Bende Mecnun’ dan daha çok âşıklık yeteneği vardır. Sevgide, sadakat gösteren âşık benim, Mecnun’un ancak adı vardır.)
Ayrıca, çok zeki gördüğümüz insanlara cin gibi deriz. İngilizcede zeki, dâhi anlamına gelen “genius” da bu kökten olabilir.
“Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık istidâdı var.
Aşık-ı sadık menem, Mecnun’un ancak adı var” (Fuzuli)
Bende Mecnun’da olduğundan daha fazla âşıklık kabiliyeti, sevmeye doğal eğilim var. Gerçek aşık benim Mecnun'un yalnızca adı var.