Şiirin Kırı
Türk şiirinin kırsal yaşamla ilgisi oldukça karmaşık bir sü­reç oluşturur. Türkçülük akımının etkisiyle başgösteren he­ce'ye dönme eğilimi, ister istemez halk şiirini de gündeme getirmiştir elbet. Her edebiyat tarihi kitabında bulunabilecek bu tür bilgiler vermenin gereği yok. Ama buradaki bir nokta önemle vurgulanabilir: Kırsal yaşamı bir ideoloji içinde gör­me ve diriltme girişimi asıl tek parti dönemine rastlar. Parti­nin "halkçılık" ilkesinin yaygınlaştırılmasını ve kentlinin duygusal açıdan köylüye dönüştürülmesini öngören bu girişim, şiir alanında uzun süre etkin olmuş ve Ahmet Kutsi Tecer gi­ bi bir şairin yozlaşmasına yol açmıştır. "Orda bir köy var uzakta." Gerçi, Orhan Veli'den Oktay Rifat'a, kimi yenilik­çi şairler de bir dönemde, popülist olduğu açık düşünsel kay­gılar dolayısıyla "halk ağzını" kullanmışlardır ama, bu bir içerik ilişkisi olarak değil, biçim ilişkisi olarak belirmiştir. Bü­yük kent olayları "koşma" ve "türkü" diliyle iletimlenmek is­ tenmiştir nedense. Burada, Melih Cevdet'in folklor/şiir ilişki­ sindeki ikirciği çok önceden gördüğü, köylülüğü pek benim­semediği söylenmelidir yeri gelmişken. Kendi doğal ortamının ürünü olan Veysel bir yana, folklor ilgisi ve halk şiiri biçemi tutkusu, önemli bir şair yetişmesine yetmemiştir. Ama "halk şiiri" ideolojik/siyasal bir öğe olarak şiirimizi hala etkileme­ yi sürdürmektedir.
Sayfa 128 - İşKitabı okudu
Îngiliz-Amerikan çen-geli 1953'te atılıp dersler İngilizce'ye çevrildi. Okula "Ankara Koleji" dendi. O zamana dek yurtta böyle bir misyoner tipi Türk okulu yoktu. "Kolej" (Robert Kolej gi-bi) misyoner okulu demekti. Sonra açılan bu İngiliz deli-ğinden kova gibi su girdi. "Anadolu Liseleri" vb. aldı yü-rüdü.
Reklam
Oktay'a Mektuplar
Şu an dışarıda yağmur yağıyor Ve bulutlar geçiyor aynadan Ve bugünlerde Melih'le ben Aynı kızı seviyoruz.
Sayfa 203 - YKYKitabı okudu
112 syf.
·
Puan vermedi
BENDENİZ, KARTAL, MAZHAR LÜTFİ, MÜMTAZ: MAVİ GÖZLÜ DEV
Öncelikle herkeslere merhaba. Uzun zaman sonra tekrardan inceleme yazmak müthiş bir şey. Yazmaya açmışım meğer. Neyse bu incelemeyi bana yazdıracak olan en önemli sebebime gelelim: Öğretmenim. Kitap, edebiyat, sanat, müzik, felsefe, din ve daha neler neler konuşurdum onunla. Dergi rica etmiştim bir keresinde ödünç vermeyi kabul etmişti :) ama
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202223,7bin okunma
Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı Kâinattan 7079 yıl, İsa Mesih'ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına Kostantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı. Ceneviz taifesinin buraya ilk gelen gemilerine karanlıkta uçan bir ak martının yol gösterdiği, ancak salimen karaya vasıl olduktan sonra dümencileri olacak Pundus nam kâfirin bu martıyı Mesih addederek yuvasını arayıp bulduğu ve itikatlarınca İsa'nın etini yemek sünnet olduğundan kuşu kızartıp yediği rivayet olurdu. Eskiler, bu martının yuvasının bulunduğu yere Ceneviz kavmının yüksek bir kule diktiğini rivayet etmişlerdir ki, sonraları Galata Kulesi diye nam salmış bu heybetli yapının tepesinde, yalı adamlarının dürbünle, yiğitlerin ise çıplak gözle, Bursa kentinin ulu dağını seçtikleri söylenegelmiştir.
"Eğer adın İsa ve lakabın da Mesih ise, su üstünde yürüyerek geçebilirsin!"
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 831 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.