Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bediüzzaman Said Nursi, CHP'lilere göre Cumhuriyet düşmanıydı, yobazdı, mürteciydi. Ona bu sıfatların yakıştırılması, biraz da kızgınlığın ve öfkenin ürünüydü. Çünkü Said Nursi, siyaseti hiç sevmemesine ve siyasetten hep uzak durmasına rağmen, 1950 seçimlerinde ve sonrasında da Demokrat Parti'yi desteklemişti.
Sayfa 45 - Nev YayınlarıKitabı okudu
Adnan Menderes: “Türkiye , bütün maddi ve manevi potansiyelini kıbrıs meselesine bağlayacak bir devlet değildir . “
Reklam
Menderes'in kölesi, köpeği...
Adnan Menderes'in 1951 DP İzmir İl Kongresi'nde söylediği şu sözler Necip Fazıl'ı derinden etkilemiştir: "Şimdiye kadar baskı altında bulunan dinimizi baskıdan kurtardık. İnkılâp softalarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaştırdık. Mekteplerde din derslerini kabul ettik. Radyo'da Kur'an okuttuk. Türkiye Müslüman devlettir ve Müslüman kalacaktır. Müslümanlığın bütün icapları yerine getirilecektir." Menderes'in bu sözlerini duyan Necip Fazıl işte o an kendi ifadesiyle "Menderes'in kölesi olmaya" karar vermiştir: "Böyle bir sözü söyleyecek başbakanın kölesi olduğumuzu söylemekten şerefduyarız. Tekrar ediyoruz. Partimize, siyasi muhitimize, kabinemize, tezatlarımıza ve hatıra gelen ve gelmeyen her şeyimize rağmen, en saf ve halis tarafından azat kabul etmez köleliğimizi kabul buyurunuz."
Sayfa 151 - İnkılap Kitabevi - Genişletilmiş 12. Baskı 2020Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Türkçe ezan
Türkçe ezanın kalktığı , Ezanın artık aslı olunacağı haberi gazetelerde duyurulunca halk Arapça ezanı dinlemek için sabırsızlanıyordu minarelerden ezan sesleri yükselmeye başladı tıpkı yıllar önce nasıl yalkılanıyorsa şimdide öyle yalkılanıyordu halk sevinçliydi ağlıyorlardı O gün Bursa da Bi camii de ezan 7 kez okundu müezzinler okumaya doymuyor halk dinlemeye doymuyordu çünkü insanlar ezanı özlemişlerdi. Bugün günümüz toplumunuda İslamla olan ilişiği kesildi insanlar İslam'a hasretler inşallah bir gün bu hasrette bitecek bu toplum yeniden İslam olacak.
Türkçe Ezan ve Menderes
Türkçe Ezan ve MenderesMustafa Armağan · Timaş Yayınları · 2010269 okunma
511 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Adnan Menderes ile ilgili biyografi tarzında okuduğum ilk kitaptı. Tarih mezunu öğrencisi olduğum için fakültedeki hocalarımdan Şevket Süreyya Aydemir'in adını ve eserlerini sıkça duymuştum. Kitabı alıp okumak mezun olduktan sonra nasip oldu. İyi ki de alıp okumuşum, yazarın anlatımını, tarafsızlığını sevdim. Yeri gelince Adnan Menderes'i övmüş, sevmiş yahut onun için üzülmüş, yeri gelince de Atatürk'ü, İsmet İnönü'yü ve İnkılapları savunmuş. Dönem içinde yaşanan olaylara ve durumlara her iki açıdan da bakabilmiş. Ki bence bu kolay bir şey değildir böyle bir anlatış tarzı için Şevket Süreyya Aydemir'e teşekkür ederim. Adnan Menderes'in doğumundan ölümüne kadar geçen hayatıyla, kişilik özellikleriyle, ruh haliyle, hayatında yaşadığı değişimleriyle ilgili bilgi sahibi olmak isteyen kişiler için kesinlikle ama kesinlikle alıp okunması gereken bir eserlerden biri olduğunu düşünüyorum.
Menderes´in Dramı
Menderes´in DramıŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 0359 okunma
Menderes'in hayat hikayesi, Menderes'in ruh yapısına sıkı sıkıya bağlıdır. Onun siyasi hayatındaki hata ve sevabın ancak onun ruh yapısına inersek değerlendirebiliriz. Örneğin, onun, kendini bir türlü kurtaramadığı İsmet Paşa fobisi, Menderes'in siyasi kaderinde, önemli etkiler yapmıştır...
Sayfa 241 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Bitmeyen çatışmalar
... Ama öyle sanıyoruz ki, kıratın süvarisi, baştan sona kadar gene de Adnan Menderes'tir. Doğru ve yanlış bütün manevralarıyla, DP'nin önde gelen söz sahibi daima o oldu. Kurucular arasında tartışmalar, ilk yöneticiler arasındaki kavgalar, buhranların veya bunların içlerini kemiren aşağılık veya üstünlük duyguları, hulasa bitmeyen çatışmanın bin bir olayları içinde o, bütün hata ve sevabıyla, bu kafilenin daima önünde göründü. On yıllık iktidar boyunca, kayıtsız şartsız sorumluluk yüklenmekten çekinmeyen oydu. Zaman zaman zikzaklar yapmadı. Asıl hatası da belki bu oldu. Ancak bu gerçek, şu demek değildir ki, eğer bu yolculuk bir dramla sona ermişse, onun tek sorumlusu odur. Hayır! Bu dramda sorumlu olanlar, şartlara ve çarklara kendini kaptıran herkestir.
Sayfa 142 - Remzi KitabeviKitabı okudu
304 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitabı 1000 kitapta benden daha önce okuyan olmamış sanırım, olduysa da yazmamış çünkü kitabı beğenen, yarım bırakan, okuyan vs yok, inceleme hiç yok, alıntılarda sadece benim paylaşımlarım var. Önce kitabı alırken bana çok şey katacağını düşünmüştüm, hem kitabın adı hem kapağı kaliteli bir kitap olduğuna dair izlenim bıraktı bende. Aslında ilk sayfalarda fena değildi güzel bir şekilde okuyordum fakat sayfalar ilerledikçe yazar kendi bakış açısını belli etmeye başladı, bu durum pek hoşuma gitmedi. Kitapta kendisinden bir 'Tarihçi' olarak bahsetmiş, ama olaylara taraflı bakış açısı onun bu kimliğini pek sağlamıyor, bence. Tarihçiler tarafsız olmalıdır, herhangi bir siyasi görüşü, akımı, ideolojiyi savunup yanlısı olabilirler ama ortaya bir eser koyarken yaşananlara ve durumlara tarafsız bakıp o tarzda yazmalıdırlar. Bu yüzden kitabı pek sevemedim çünkü bahsettiği yıllara sadece yazarın gözüyle bakabildim. Ayrıca iki bölümden oluşan kitapta (1. Bölüm: Demokrasi'ye Geçiş Yılları. 2. Bölüm: Demokrat Parti Dönemi) ikinci bölümünden itibaren sanırım hem yazarın İzmirli olup orada doğup büyümesi hem de Adnan Menderes'ten dolayı İzmir'den bahsedilmiş devamlı. Eğer kitap 1946-1950 yılları arasında sadece İzmir'i anlatıyor olsaydı bu bahislerde sorun olmazdı. Kitapta sevdiğim tek yön yazarın bahsettiği konularla ilgili eserler örnek vermesi ama bu eserlere karşı da şu an ön yargım yok diyemem:)
Demokrat Parti Karşısında CHP
Demokrat Parti Karşısında CHPCemil Koçak · Timaş Yayınları · 20177 okunma
Başbakan Menderes, belki de Arapça ezanı geri getirerek idamının da fermanını imzaladı. Zira, orijinal haline geri getirilen ezani, Anadolu'daki halk büyük bir sevinç ve coşkuyla karşılarken, Osmanlı'yı yıkan 'darbeci' ve 'mason' güdümlü İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin uzantıları, Menderes'e diş bilemişlerdi.
Sayfa 31 - Nev YayınlarıKitabı okudu
Bazı konular bazıları tarafından tehlikeli görülürken, bazıları tarafından da tam aksine, çok faydalı kabul edilir.
Sayfa 31 - Nev YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Partinin feshedilmesi(Serbest Cumhuriyet Fırkası) istenir ve Fethi Okyar tarafından parti feshedilir.. Feshedilmek zorundaydı. Çünkü feshedilmediğinde yaşanacaklar daha beş yıl önce tecrübe edilmişti. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı Kazım Karabekir'den feshetmesini Mustafa Kemal adına isteyen Fethi Okyar'dır. Kazım Karabekir'in bu isteğe direnmesinin nelere mal olduğunu da yine en iyi bilen Fethi Okyar'ın kendisidir. Bu sebeple fesih isteğine direnmenin Fethi Okyar'a, partinin diğer yetkililerine, teşkilat mensuplarına ve oy verenlere maliyetini Fethi çok iyi bilmektedir.
Sayfa 59 - Nev Yayınları.Kitabı okudu
Babama bakıp İstanbul'u, İstanbul'a bakıp da babamı sevmiştim.
Sayfa 112Kitabı okudu
meğer menderes'i inönü! değil, ABD infaz etmiş
Başından itibaren önce Menderes ihtilafa düşmüştür. O zaman ~çok meşhurdur- McNamara, Dünya Bankası’nın başındaydı. Aralarında hır çıktı. Menderes onları dinlemiyor, görülmemiş kalkınma yapacağım diyor. Onlar, “Boş ver kalkınmayı, sen yolları yap, benzin sarf et” diyorlar. Menderes’in devrilmeden önce Havza’daki konuşmasında, önümüzdeki sonbahar Kruşçef’le görüşmek üzere Rusya’ya gideceğini söylediğini herkes bilir. Ondan birkaç ay sonra devrilmiştir.
Sayfa 378Kitabı okudu
Cevap verin sözde muhafazakarlar ??
Bütün Türkiye din ve ahlak dersinden 5 alıyor, peki bu kadar hırsız, uğursuz, ahlaksız nereden çıkıyor ?
Tophane Kışlası - Neden yıktırıldığını yıktıranlar bile bilmiyordu.
İstanbul'un Galata bölgesindeki Tophane semti, adını Fatih Sultan Mehmet'in şehri fethinden hemen sonra bu bölgede yaptırdığı top dökümhanelerinden alır. Fütuhat döneminde kuşatma ve meydan savaşlarında kullanılan bu dökümhaneler gelişerek büyümüş ve burası Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük sanayi tesisi haline gelmişti. Kanuni Sultan Süleyman döneminde buradaki dökümhaneler ordunun ihtiyacını bütünüyle karşılayamaz hale gelince Belgrad ve Budin'de de tophaneler kurulmuştu. Fakat İstanbul Tophanesi daima tophanelerin en büyüğü olarak kalmış ve dünyanın en gelişmiş savaş sanayisinin üretildiği bir üst merkez haline gelmişti. (...) Osmanlı savaş sanayisinin bu önemli tesisleri 1834 yılında kurulan Tophane Müşirliğine bağlanmıştı ve bölgeye bir de harp okulu kurulmuştu. Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamit Han dönemlerinde gelişimini sürdüren Tophane bölgesindeki tesisler, ilerleyen yıllarda Zeytinburnu'nda açılan modern tophane binası ile top döküm işlevinden uzaklaşmıştı. Tophane Kışlası ise zamanla bir eğitim kurumuna dönüşmüştü. Cumhuriyet döneminde Tophane Sanat Mektebi olarak kullanılan Tophane Kışlası, sağlam görüntüsü ile dikkat çekiyordu. Şehirde büyük caddeler ve bulvarlar açma temayülü, Menderes Hükümeti döneminde Karaköy-Beşiktaş güzergahında büyük yıkımların planlanmasına neden olmuştu. Tophane Kışlası, fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere yol yapımına hiçbir engel teşkil etmemesine rağmen, Henri Prost Planı çerçevesinde alınan bir kararla yıktırıldı. Böylece Tophane semti, maalesef ki Osmanlı mirası olan kıymetli bir eserini daha kaybetmiş oldu...
Sayfa 188Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.