Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Merdin yakası namerdin eline geçmiştir..."
Sayfa 341 - Remzi KitabeviKitabı okudu
"Merdin yakası namerdin eline geçmiştir!"
Sayfa 341 - Gündüzün İşleri, Gecenin Düşleri...Kitabı okudu
Reklam
Ruhum huysuz atlar misâli özgür, Çıplak atlar kadar göğe amâde... En onmaz zamanda, mekânda en gür Nârasıyım elbet yiğidin, merdin...
Basret Şeyhleri
Basret dergâhı, Kürt halkı arasında ilim ve tasavvufi hâlleriyle öne çıkan birçok şahsiyetin yetişmesine büyük bir katkı sağlamış- tır. Anadolu'daki Kürtler arasında büyük bir hürmet gören Sibğa- tullah Arvâsî, Şeyh Hamîd Mardinî ve Şeyh Salih Sıbkî gibi kişiler bu dergâhın tasavvuf terbiyesinden piştiler. Bu dergâhın tasavvufi atmosferinde yetişen mürşîd şahsiyetler Kürt halkı arasında "Bas- ret Şeyhleri" olarak tanındılar. Bu dergâhta yetişen halifeler Kürt bölgesinin önemli şehirleri olan Şırnak, Serd, Merdîn, Amed, Ruha, Muş, Bidlîs, Batman, Antep, Van ve Irak Kürt bölgesinde tarîkat hizmeti verdiler. Bu hizmetler günümüzde de sürmektedir. Aynı zamanda Basret, Hâlidîliğin Anadolu Kürtleri arasında yayıldığı Tavila, Barzan, Nehri, Hınıs ve Norşin gibi tarîkatın en önemli merkezleri arasında anılır.
Evet, merdin yakası namerdin eline geçmiştir!
Sayfa 315Kitabı okudu
Güneş her saniye 657 milyon ton hidrojeni birleştirerek 652.5 milyon ton helyuma dönüştürür. Aradaki 4.5 milyon ton, enerjiye dönüştürülür ve yaklaşık 4.5 x 10²6 Watt gücünde enerji üretir. Bu enerjinin de ancak 2 milyonda biri Dünya'mızın dış atmosferine ulaşır (Ant'a göre Tanrıya Koşan Fizik/Saadettin Merdin). Güneş'in 1 sn'deki enerji üretimini Dünya'daki tüm santraller 1 milyon yılda üretemez. Dünya'da her insan büyük bir enerji santrali olsaydı, üretecekleri toplam enerji Güneş'in 1 sn'lik enerjisini karşılayamazdı.
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Mürâinin(iki yüzlü) sahte çehresi olmasa,merdin asil yüzünü neyle mukayese ederdin?
Övenler, onu layıkıyla övemezler... hadleri değil bu. Onu övmek, her merdin, her namerdin harcı değil..
Eşref
" Muktezâ-yı hükm-i kânûn-ı tabî'at böyledir Düşmek üzre yıldırım ekser mu'alla tâk arar Çok mu nâ-merdin felâketden selâmet bulması Herkese gelmez belâ erbâb-ı istihkâk arar" ** Yıldırım, tabiat kanunun hükmü gereği , düşmek için genellikle yüksek bir tâk arar . Mert olmayan insanların felaketten kurtulmaları şaşırılacak bir şey değildir . Zira belâ herkese gelmez , onu hak etmiş olanı arar .
Sayfa 113 - ötükenKitabı okudu
Reklam
"Bu yerküre üzerinde sizin gibi kahramanların pek azı uzun bir ömür yaşadı. Talihsiz olduklarından değil, yalnız olduklarından... Yalnızlık yiğidin törpüsüdür; merdin ayağındaki pranga, bahadırın bileğindeki kelepçedir"
Şıhabeddin Sühreverdi, Şam'a seyahat edip orada uzun süre kaldıktan sonra Anadolu'ya geçer. Burada önce Amed ve Farqin/ Silvan'a uğrar bir müddet kaldıktan sonra, oradan da Elaziz'e geçer. Uzun bir süre Elaziz'de kalır. Merdin'e uğrar. Konya'da Sultan Kılıçarslan ve saray efradı tarafından ilminden dolayı büyük bir itibar ve hürmet görür. Buradan Haleb'e geçen Sühreverdi, Kürt Sultan Selâhuddîn Eyyûbî'nin oğlu Sultan Melik Zâhir Gazi'nin sa- rayında ilmi müzakerelerin hepsinden galip ayrılır. Sultan Zahir, kendisine iltifata bulunur. Şeyh Sühreverdi'nin aleyhinde âlimler büyük bir propaganda içine girerler. Melik Gâzi, bunların hiçbirine itibar etmediği gibi Şeyhîn aleyhinde konuşanları da cezalandırır. Fakat zamanın kadısı öyle bir ölüm fermanı çıkarır ki, Sultan Selâhaddîn Eyyûbi halkın ve devletin bekası için buna uymak zorunda kalır. Fakat Selahaddîn Eyyûbi, daha sonra bu katlin gerçekleşme- sine sebep olduğundan dolayı büyük pişmanlık duyacaktır. Nihayet Sühreverdî gibi bir Allah dostu, âlim ve filozof, 1191 yılında henüz otuz altı yaşındayken katledilir. Sühreverdî bu kısa ömrüne tasavvuf ve felsefeye dair elliye yakın eser sığdırır. Sühreverdî, İslâm düşünce tarihinde İşrak anlayışının temsilcisi olarak kabul edilen bir filozof ve mutasavvıftır. O, gerçek bir tasavvuf ehlidir. Tasavvufun keşf yönünü en berrak bir şekilde hâline uygulayan ve yaşayan bir mutasavvıftır..
'' Merdin yakası namerdin eline geçmiştir. ''
Sayfa 306 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Said Nursi
Artık Nurcular, insanları bir misyoner gayretiyle Said Nursi ve onun kitaplarına davet etmeyi bırakmalıdırlar. Ona yakıştırılan efsanevi, fevka'l-beşer imajları terk etmelidirler. Ona Allah'ın ismi olan "Bedi" ismini vermekten haya etmelidirler. Eğer zerre kadar Allah'tan korkuyorlarsa! Yıllardır Kur'an tefsiri okuyoruz diye cemaati uyutmaktadırlar. Risaleler asla bir tefsir değildir. Olsa olsa en fazla birkaç yüz ayetin tefsiri olabilir. Onlar da remzen, işaretten delinerek yapılan makbul olmayan bir tefsir türüdür!
Sayfa 485Kitabı okudu
Said Nursi
Bu zavallılar Said'i Nursi'ye yazdırılan Risaleleri bırakıp da birazcık Kur'an ile haşır-neşir olsalardı Kur'an'ın Risaleler gibi tefsir kitaplarına, Bediüzzaman gibi bir müfessire muhtaç olmaktan münezzeh olduğunu göreceklerdi. "Bu kitap (Kur'an-ı Kerim) Rahman ve Rahim olan Allah katından indirilmiştir. Bu kitabın ayetleri genişçe açıklanmıştır..." (Fussilet 41/2-3) Bu kitap (Kur'an-ı Kerim) kendisine Allahın sıfatının verilmesine itiraz etmeyen Bediüzzaman tarafından değil, bizzat Allah tarafından açıklanmış, "Kitab-ı Mübîn"dir. Yani hem apaçık bir kitaptır, hem de açıklayan, beyan eden bir kitaptır.
Sayfa 484Kitabı okudu
325 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.