Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve DAĞ

110 syf.
6/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Seda Zadeoğlu ve Adem Sağır 2013 yılındaki “Göğü Delen Adam: Papalagi” adlı makalesinde kitabı aşağıdaki şekilde özetlemektedir; “Kitapta Samoa’da bir kızıl derili kabile reisi olan Tuiavii’nin Avrupa’da geçirdiği bir dönemi mektup halinde halkına anlatması konu edilmektedir. Onların dilinde Papalagi Avrupalı demektir; yani Beyaz Adam. Beyaz adama Papalagi denmesinin sebebi ise Samoaya gelen ilk misyonerin kullandığı yelkenli olmasıydı. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, onlara göre beyaz adam göğü delip gelmişti. Kitabın görünürdeki amacı, bir mektup şeklinde Tuiavii’nin halkına Avrupa’nın yaşam tarzını anlatması olarak nitelendirilse de daha ilk sayfalarda karşılaştırmalı bir eleştirel bakış göze çarpmaktadır. Tuiavii; Avrupa’yı, Avrupa insanının yaşam anlayışını geleneksel bir paradigma çerçevesinde Samoa ile karşılaştırarak eleştiriyor. Ortaya bir Samoa ve Avrupa sentezi çıkartıyor.” Kitapta verilmek istenen mesaj birçok kitapla ortak bir biçim ve yöntem ile verilmektedir. Ancak kitapla ilgili verilmek istenen mesaj her ne kadar günümüzde de herkesin dilinde olsa da sağlam bir zemine oturulmadan söylendiği aşikâr. Yapılmaması gerekenlerin söylendiği ancak bunlara alternatif ne yapılması gerektiği tartışılmadan verilen cümleler maalesef havada kalmış durumda. Okurken bu yüzden hep düşüncelere daldım ve bu da kitabı okurken çok fazla bölünmeme sebep oldu. Genel itibariyle kitaba baktığımızda alt metnin güçlü olduğunu ancak veriliş biçiminin yetersiz kaldığını söyleyebilirim.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
Reklam
266 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Huxley’in yazdığı bu eserde ise bireyselliğin yok edildiği, ailenin, dinin, edebiyatın olmadığı bir düzen vardır. Eserde insanlar şişe içinde vücut dişi döllemeyle seri bantta üretilmeleri vardır. İnsanların tek tipleşmesi ve sınıflandırılması anlatılmaktadır. Aslında ütopik bir dünya iken ironik bir yanı vardır. İnsanlar sağlıklı, teknoloji
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,2bin okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Klasik olmayan klasiklerden birisi… Evet, bu sözlerim yanlış olmaz. Çünkü alıştığımız o klasik eser havasından tamamen farklı. Bu yapıt, Oscar Wilde’ın sanat, resim, sanatsal yücelik ve ölüm kavramlarını ele alan tek romanı olarak ifade edilmektedir. Oscar Wilde'ın 1891 yılında yayınlanan bu eser, Basil Hallward'ın kendi portresine âşık
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 201872,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
115 syf.
9/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Mektup okumak her zaman garip gelmiştir. İnsanların özeline müdahale gibi görürüm. Ahmed Arif’in Cemal Süreya’ya olan mektuplarında bu hissi daha fazla hissettim. Yaşadıkları sıkıntıları, sorunları, sevinçleri hepsi bu mektuplardaydı. Okurken hep içimde bu hisle okudum. Mektuplarda edebi kaygı olmamasına rağmen bu mektuplar edebi yönden çok doyurucuydu. İçerisindeki Fikret Otyam ve Cemal Süreya’nın önsözleri ile kitap daha da zenginleşmişti. Burada hem Ahmed Arif’in hem de Cemal Süreya’nın şiirlerine ve edebiyata verdiği önemi çok daha iyi anlıyoruz. Onun dışında mektup yorumlamak kimsenin haddi olmamalı. Keyifle okudum.
Cemal Süreya’ya Mektuplar
Cemal Süreya’ya MektuplarAhmed Arif · Alaca Yayınları · 2019830 okunma
159 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Dostoyevski, bu eserinde dönemin fakir halkı hakkında bazı betimlemelere yer vererek tarihin seyrine ışık tutacak fotoğraflar vermiştir. Hem dönemin halkının özellikleri hem de o dönemdeki etkili olan düşünceler ile dönemine ayna tutmuştur. Ancak kurgu bakımından pek zayıf olduğunu söylemek gerekir. Şu ana kadar okuduğum Dostoyevski kitaplarından farklıydı ve okurken oldukça sıkıldım. Yer yer olaylardan koptum ve tekrar döndüm. Bu yüzden bu okuma beni oldukça yordu. Öykü kitaplarından da oldum olası hoşlanmamışımdır. Çünkü bir olayın içinde hissederken kendini hikâye bitiyor ve içimde yarım kalmışlık duygusuyla kalakalıyorum. Bu yüzden öykülere mesafeliyim. Bu kitapta da 4 adet öykü vardı. Hepsinin tadı aynı. Edebi olarak oldukça doyurucu ancak kurgu bakımından bir o kadar yetersiz. Tüm bunlara rağmen kitabın çevirmeni Tansu Akgün’ü takdir edemeden geçemeyeceğim. Oldukça başarılı bir çeviriye imza atmış. İçerisinde yer alan notları ile de kitaba zenginlik katmış. Son olarak tavsiye eder miyim sorusuna gelirsek de okunmasa da olur bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,4bin okunma
Reklam
70 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
1925 yılında yayınlanan bu eser Stefan Zweig’ın okuduğum dördüncü kitabı. Başlarda isminin de yarattığı etkiyle buhrana girmemek adına devamlı ertelediğim bir kitap oldu. Ancak kendimi hazır hissettiğim en doğru zamanda kitaba başladım. Sonra iş yoğunluğundan dolayı araya birkaç hafta girdi ve en sonunda dün bir oturuşta bitirdim. Stefan Zweig’ı her okuduğumda “bir insan bu kadar kısa sayfalar içerisinde bir duyguyu iliklerinize kadar nasıl hissettirir?” diyorum kendime. Her defasında beni büyülemeyi başarıyor. Bu eserde o kadar başarılı duygu betimlemeleri okudum ki. Okurken devamlı kendimi de sorgulamayı ihmal etmedim. Mesela bir insan daha önce işlediği bir suçtan ötürü bugün cezalandırılabilir miydi? Bugünkü ‘beni’ suçlamak haksızlık olmaz mıydı? Bu soruları sormakla kalmıyor kitap. Aynı zamanda sizinle tartışıyor da. Peki, daha önce vicdanınızla baş başa kaldınız mı? Kalmadıysanız kendinize yalnızca 1-2 saat verin ve dip duygularınıza inip bir vicdan temizliği yapın bu kitapla. Sonunda da Stefan Zweig’ın alışılmış olmayan sonlarından biriyle ters köşe olup hayranlıkla kitabı kapatın.
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,9bin okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
·
83 günde okudu
Teneke, Yaşar Kemal’in tiyatro türünde yazdığı tek eseridir. Teneke, önce roman olarak kaleme alınmış daha sonra yazarı tarafından tiyatroya uyarlanmıştır. Kitapta da ilk önce roman metnini daha sonra ise tiyatro metnini okuyorsunuz. Teneke, Çukurova’da geçmektedir. Geçim kaynağının çeltik tarımı olduğu kasabada büyük tarla sahibi olan ağalar, birtakım usulsüzlüklerle köylülerin yaşadığı yerleri de tarım arazilerinin içine dâhil ederler. Böylece çeltik için yapılacak sulamada köyler ve içinde yaşayan insanlar, hayvanlar, bitkiler, canlı cansız tüm varlıklar su altında kalacaktır. Geçmişte de yapılan bu tarz sulamalarda büyük bataklıklar oluşmuş buradan türeyen sivrisinekler yüzünden sıtmadan onlarca insan hayatını kaybetmiştir. Bu duruma itiraz eden köyün sakinleri kaymakama şikâyette bulunurlar ancak çeltik üreticileri bundan önceki tüm kaymakamları baskıyla, korkuyla, Ankara’ya çekilen asılsız telgraflarla sürgün ettirmişlerdir ki bu durum kasabada bir “Kaymakam Oyunu”na dönüşmüştür. Kitapta da Memed Ali’nin dediği gibi “Ağa bir değil kim! Ağa bin tanem, Okçi bin tane Garadagi Mirtaza yüz bin tanedir, baci. Hepsini çok öldirem. Ağa çohtir. Çoktir baci. Öldir Öldir bitmezkim ağa.” Ve bu ağalar nice kaymakamları sürgün etmiştir. Dili Yaşar Kemal’in alıştığımız dili, yani gayet akıcı. Çok severek okudum. Ancak yöre ağzıyla yazıldığı için okurken bazen zorlanabiliyorsunuz. Onun haricinde alt metni oldukça kuvvetli olan bir eser. Tavsiye ederim.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
123 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitap ile ilgili yorumuma geçmeden önce yazarın birkaç cümlede hayatından bahsedip daha sonra da kitabın ana konusunu belirtmek istiyorum. Mehmed Uzun, gençliğinde politik faaliyetlerin içinde yer alan bir isimken bir süre hapiste kalmış ve 1977’de mecburi olarak İsveç’e göç etmiştir. 1987 yılında yayınlanan Yaşlı Rind’in Ölümü de (Mirina Kalekî Rind) siyasi nedenlerle tutuklanması riskine karşılık yasadışı yollardan Suriye’ye geçip buradan İsveç’e giden bir Kürt genci olan Serdar’ın Suriye’de tanıdığı bir aydın olan Yaşlı Rind ile ilişkisi üzerinden Kürt diline ve folkloruna yönelişini işleyen bir eserdir. Yaşlı Rind’in bilgisi ve kültürel birikiminden derlemeler yapmaya çalışan Serdar yılda bir kez İsveç’ten Suriye’ye gelerek Rind’in yanında birkaç hafta geçirir ve ondan Kürtçe folklorik ve edebi verimleri derler. Kitapta bu iki karakterin dostluğunu, konuşmalarını hatta çoğu zaman sessizliğini okuyoruz. Evet, sessizliğini… Kitabı okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Kitap, oldukça sade bir anlatıma sahip. Eğer vakit ayırabilirseniz bir günde bitirebilirsiniz. Kesinlikle okurken sizi sıkmıyor. Bu kitaba bir dinlenme kitabı bile diyebiliriz. Her ne kadar konunun biraz daha geliştirebileceğini düşünsem de ben Mehmed Uzun’un tarzını çok beğendim. O yüzden diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
Yaşlı Rind'in Ölümü
Yaşlı Rind'in ÖlümüMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20174,205 okunma
311 syf.
7/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Kitap ilk başta çevirmen Sabahattin Eyüboğlu'nun önsözleriyle gidiyor. Daha sonra denemelere başlıyorsunuz. Bu kitabı okurken bir yazarın günlüğünü okuyor gibiydim. Neye üzüldüğünü, mutlu olduğunu, neler düşündüğünü okumak çok kıymetliydi. Tabii ki kitap bir anda okuyup bitirilebilecek bir kitap değil. O yüzden biraz uzun sürüyor. Altını çizdiğim birçok cümle hatta sayfalar oldu. Güncelliğini koruyan kitaplar her zaman ışık olur insanlara. Bu da öyle bir eserdi. Bundan sonra Stefan Zweig'ın Montaigne biyografisini de okuyacağım.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,6bin okunma
71 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Stefan Zweig’ın okuduğum üçüncü kitabı. Bu kitabı da çok sevdiğimi söyleyebilirim. Bir insanın hayatının yirmi dört saat içinde nasıl değişebileceğini ustalıkla anlatmış. Dili oldukça akıcı ve sadeydi yine. Kitap, yine dönemin koşullarıyla aşkın güzel bir potada eritildiği bir kadının hikayesi. Bir tutku bu kadar iyi anlatılabilirdi. İçerisindeki betimlemelere bayıldım. Mesela novelladaki esas yabancı karakterle karşılaşmasını anlatırken “selde sürüklenen iki taşın aniden birbirine çarpması gibi” şeklinde anlatması, yine onun hayatını kurtardığını söylerken “kendi çocuklarımın doğumundan daha sancılı olan doğumunu sağlamıştım” demesi, bunlar inanılmaz güzel ifade edişlerdi. Kitaptaki bir cümle ise beni derinden etkiledi. “Bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.” diyor Stefan Zweig. Bunu başka biri dese belki böyle hissetmezdim. Ama yaşadığı buhran sonucu intihar eden bir insanın yaşama arzusunu bu şekilde tasvirlemesi, bir süre bu cümle üzerinde düşünmeme sebep oldu. Konusu itibariyle farklı mı? Belki, hayır. Ancak betimlemeleri için defalarca okunmaya değer...
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,8bin okunma
Reklam
62 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu… Okurken her cümlesinden, her sayfasından etkilendiğim ve elimden bırakamadığım bir kitap. Hem bitmesini istemediğim hem de ‘biraz daha okumalıyım’ diye kopamadığım bir kitap. Uzun süredir bir kitaptan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Bu kitabın inceleme ve yorumlarına baktığımda aslında okuyucunun ikiye
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,5bin okunma
83 syf.
10/10 puan verdi
İlk defa 4-5 yıl önce okumuştum. Şimdi de farklı bir yayınevinden -özellikle de Ahmet Cemal çevirisiyle- okumak istedim. Benim Stefan Zweig'ın ilk okuduğum kitabı olmasına rağmen aslında bu kitap yazarın son kitabı. Bu yüzden Stefan Zweig'ın o buhranını, umutsuzluğunu hissedebiliyoruz. Yönetimin yarattığı baskı ve karamsarlık zaten yazarın intiharıyla son buluyor. Bu kitabın bize Stefan Zweig'tan veda kitabı olması, kitabın üzerimdeki etkisini artırdı. Baskıcı rejimlerin toplumda yarattığı depresyonu çok güzel aktarmıştı. Satranç dahice bir oyun ve bu kitapta dahice tasarlanmış. İnsan psikolojisini çok iyi işlemiş. Çok sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı. Kitap, oldukça da akıcı bir dile sahip. Özellikle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından okunmasını tavsiye ederim. Bundan sonra da bir süre Stefan Zweig eserleriyle devam edeceğim.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,1bin okunma
228 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kişisel gelişim kitaplarını sevmiyorum. Ancak kitabı okumaya başlamadan önce arka kapaktaki Cemil Meriç’in kitapla ilgili düşüncelerini görmek beni heyecanlandırmıştı. Kitabı kötüleyen tek bir inceleme yazısına dahi rastlamadım. Fakat okuduğumda büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Kitabın içeriğiyle ilgili yorumuma geçmeden önce dilinden bahsetmek istiyorum. Ben çok fazla makale okuduğum için dili bana ağır gelmedi. Ama siz çok fazla makale ve tez okumuyorsanız biraz ağır gelebilir. Zaten yazımı da bir tez gibi yazılmıştı. İçeriğine geldiğimde ise yazarın kendisiyle çok fazla çeliştiğini gördüm. Bunun haricinde söylediği şeylere katılmadığım çok nokta oldu. Mesela kadınlar, spor ve gençlik ile ilgili söyledikleri kabul edilemezdi. Tabii ki bunu dönem şartlarına göre değerlendirmek gerekiyor. Bu yüzden yazara kızmıyorum. Kızdığım tek nokta; bu kadar insanın bu kitabı okumasına rağmen hâlâ “beni çok değiştirdi”, “işte hayatımın kitabı” gibi iddialı söylemlerde bulunan insanlar. Bahsedildiği gibi iddialı mesajlar yok. Aslında kısaca söylemek gerekirse bu kitabın abartılan kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum.
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Karbon Kitaplar Yayınları · 202028,8bin okunma
176 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Muhteşem Gatsby... Muhteşem, görkemli, zengin, hayalperest... Peki, gerçekten öyle mi? Fitzgerald'tan okuduğum ikinci kitaptı. İlki Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'ydi. İlk kitapta yaşadıklarımı bunda da yaşadım. Beni edebi açıdan tatmin etmeyen bir kitaptı. Yalnız bu kitapta bir farklılık vardı; kitabın dili diğer kitabına göre biraz daha ağırdı. Okurken sıkıldım ve olaylardan çok fazla koptum. Az da olsa bilinç akışı tekniği kullanılması okumayı daha da zorlaştırdı. Fitzgerald sanırım bana göre bir yazar değil. Zaten Türkçe'ye çevirilen başka kitabına da rastlamadım henüz. Kitabı okuduktan sonra hemen filmini izledim. Filmde kitaba oldukça sadık kalınmıştı. Diyaloglarda kullanılan cümleler bile aynıydı. 1929'daki Büyük Buhran öncesinde Amerika'nın görkemli binalarını, gündüz ve gece hayatı oldukça güzel aktarılmıştı. Zaten kitapta da bu büyük çöküşün öncesi anlatılıyor ve Gatsby'nin ölümüyle de bu "rüya" sona eriyor.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
204 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bu kitap için ne söylesem az kalır sanırım. Aşkın seven ve sevilen olmak üzere her iki tarafını da bizlere gösteriyor. Yaşadığımız ilişkilerde de her zaman böyle değil midir zaten? Ya çok seven taraf oluruz ya da çok sevilen… Kitabın ilk bölümünde Philippe çok seven taraftayken ikinci bölümünde ise çok sevilen tarafta yer alıyor. Her ikisinde de farklı bir Philippe karşımıza çıkıyor. Çok seven Philippe büyük aşkı Odile’e karşı oldukça kıskanç ve kısıtlayıcı bir yapıda. Ancak Odile, Philippe’in yaptıklarını aşırı bulduğu ve daha az seven tarafta olduğu için bunları umursamaz. Kitabın ikinci bölümünde ise roller değişiyor. Burada da Isabella’nın Philippe’e olan aşkını okuyoruz. Philippe’inde umursamaz tavırlarını… Aslında çok sıradan bir tema olan aşkı bu kadar güzel ve farklı şekillerle yansıtabilen bir yazarla tanıştığım için çok sevindim. Normalde bir kitapta yalnız bir tarafın hissettiği duyguları okuruz. Ama burada çok seven ve sevilen tarafların ikisini de okuyup özümseyebiliyoruz. Her ilişkimizde nasıl da farklı rollere bürünüyoruz öyle belki de farkında olmadan… Çevirisi Tahsin Yücel tarafından yapılmış ve oldukça başarılıydı, duyguların hiçbiri kaybolmamıştı. Fransız Şair Louis Aragon Cengiz Aytmatov’un ‘Cemile’ adlı kitabı için en güzel aşk hikâyesi derken kendi memleketinin yazarından çıkan bu kitabı nasıl görmemiş? Louis Aragon görmese de siz hiç vakit kaybetmeden bu kitabı hemen alıp okuyun lütfen.
İklimler
İklimlerAndre Maurois · Helikopter Yayınları · 20082,751 okunma
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.