Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aybike Cansu

Aybike Cansu
@miyav_su
1997
8 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
And all in war with Time for love of you, As he takes from you, I engraft you new. Zamanla savaşırım senin sevgin uğruna, O seni kemirse de ben can veririm sana.
Reklam
“Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de. Pırılpırıl dalgalı bir denize karşı Yangelmişim dizboyu sulara, Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum, Hiçbirinizle döğüşemem. Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var, Sizin alınız al inandım, Sizin morunuz mor inandım, Ben tam dünyaya göre, Ben tam kendime göre”
Sayfa 119
İki ayak üzerinde dimdik yürümek bu kadar önemli bir şey mi ki, kendine insan diyen cins, sağlam bir dengeyle ortalıkta dolaşan biz dört ayaklılar üzerinde hâkimiyet kurma hakkını kendinde görüyor? Fakat bildiğim bir şey varsa, kafalarının içinde bulunduğu iddia edilen ve adına akıl denen bir şeye dayanarak kendilerini önemli buluyorlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ölemeyecek kadar canlı ve yaşayamayacak kadar ölüyüz.”
Sayfa 28
Hakikaten yalnız varlık, insanlar tarafından terk edilmiş olan değil insanlar arasında acı çekendir
Sayfa 49
Reklam
Bir insan ne denli üstün zekâlı ve bilgili olursa olsun, eğer duyarlılıktan yoksunsa; kafa açısından görkemli bir dev, duygu açısından zavallı bir cüceyse, ben neyleyim böyle bir adamın dostluğunu?
Sayfa 82
Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmas gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşama gibi dingin, yumuşak ve tatlı olacak. İnanıyorum, inanıyorum buna.
Bizden yüz yıl, iki yüz yıl sonra yaşayıp da hayatımızı böyle aptalca, böyle tatsız yaşadığımız için bizi hor görecek olanlar, belki de mutlu olmanın yolunu bulacaklardır... Bize gelince... Seninle benim içinse tek bir umut kaldı: Mezarlarımızda yatarken hayaller, bir ihtimal hoş hayaller görmek...
Şayet çatallıysa hep böyle gerçek âşıkların yolları, Demek ki bu bir alın yazısı. Madem çiledir âşıkların payına düşen, Efkârlı hülyalar, iç çekişler, murat yüklü gözyaşları, Ayrılmaz madem bu biçare aşkın peşinden; Biz de mecbur geçeceğiz bize düşen sabır testinden. If then true lovers have been ever cross’d, It stands as an edict in destiny. Then let us teach our trial patience, Because it is a customary cross, As due to love as thoughts, and dreams, and sighs, Wishes, and tears poor fancy’s followers.
Nereden buldum da başıma geldi, Ne demeyedir, nereden gelmelidir, Bildiğim mi var; Hem keder öyle sersem etti ki beni, Daha çok çırpınmam lazım, bilmek için kendimi. But how I caught it, found it or came by it, What stuff ‘tis made of, whereof it is born, I am to learn; And such a want-wit sadness makes of me, That I have much ado to know myself.
Reklam
“En acı söz ninni gibi gelir sersemin kulağına.”
Sayfa 110Kitabı okudu
Korkudan yediğim lokma boğazımdan gitmeyecekse, Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı, Varsın her şey çığrından çıksın, Bu dünya da yıkılsın, öteki dünya da, İnsana rahat nefes aldırmayan kuruntularla Beynimizi bir işkence masasına çevirmektense Ölüp rahat etmek daha iyi, Rahat etmek için öldürdüklerimizle.
Düşünmeye başlamak, için için yenmeye başlamaktır. Bu başlangıçlarda toplumun fazla bir etkisi yoktur. Kurt insanın yüreğindedir. Yürekte aramak gerekir onu. Yaşam karşısında uyanıklıktan ıșık dışına kaçışa götüren bu ölümcül oyunu izlemek ve anlamak gerekir.
“Umut, nefes nefese koşarken bir sokağın köşesinde, arkadan yetişen bir kurşunla vurulmaktı elbette.”
gözlerinin rengi bence malumdur elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün eylül’den itibaren geceler hazindir uzundur