Hazin biten bir aşk senaryosu... Anlatım ağırlıklı olarak Wherter'in yazdığı mektuplarla yapılıyor. Sevginin gücüne boyun eğmekten öte çaresi kalmayan Wherter. Eskiden böyleymiş sanırım. Eskiden sevgi, kendi canına kıymana sebep olacak kadar güçlüymüş. Veya sadece günümüzde salt ve gerçek seven kalmamıştır, burası muamma. Yine de sevgi hafife alınacak bir duygu değil. Ömrü boyunca kendini değiştiremeyeni, bir başkasına duyduğu sevgi bambaşka biri yapabilir. Sevgi karşılığını bulunca cennet vaad edebilir. Karşılıksız kalıncaysa cehennemi göğsünüzde yaratır.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,8bin okunma
Leyla Erbil
An itibariyle Ahmed Arif'in burada kayıtlı olan dört kitabından üç tanesini okumuş olarak bulunuyorum. İncelemenin hemen başında söyleyeyim şiirleri güzel lakin nesir yani düz yazı mektupta ise Ahmed Arif cidden çok yavan ve hoş olmayan şekilde yazmış bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Mektuplara gelecek olursak
Serkan Karaismailoğlu’ nun ilk okuduğum romanı Pia Mater. Yazarı okumaya böyle güzel bir kitapla başladığım için çok memnunum.
Pia Mater, aşkın, bilimin, maceranın harika bir kurguyla harmanlandığı nöro-roman.
Yazar romanda hislerimizin, tepkilerimizin, davranışlarımızın altında yatan bilimsel, beyinsel gerçekleri bize aktarıyor. Hem de
Romanya doğumlu yazar Herta Müller'in 1997 yılında okurla buluşturduğu romanı Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım. Yazarın bilinç akışı tekniği ile kaleme aldığı eser 2009 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş. Eserde temel olarak Faşizm şemsiyesi altında yaşayan bir toplumun içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik çöküntü, bir
Gregory’nin hikayesi ile seriye noktayı koyuyoruz. Seriyi göz önüne aldığımda bence yazar serinin sonlarına doğru sıkılmaya başlamış olacak ki son iki kitaptan da pek keyif alamadım. Aslında Francesca’nın hikayesi biraz daha iyiydi ama yazar kardeş sayısını dörtte falan bıraksaymış daha iyi olurmuş diye düşünmedim değil.
Gregory’nin aşık olmaları
bu kitapta olaylar bambaşka yere evriliyor benden söylemesi
ilk kitapta scar'ın ağzından okurken şimdi diğer kardeşe yani tella'yı dinlemeye başlıyoruz. ikisi bambaşka karakterler olduğu için okurken baya eğlendim. hatta scarlet'ten daha fazla desem yalan olmaz çünkü bu karakterimiz biraz daha gözü karaydı. zaten ilk kitabın sonunda da görmüştük bunu.
yine caraval'da olduğu gibi bu kitapta da kocaman bir tahminimiz var. ve yine anlatıcımız da bizimle aynı şeyler düşünüyor. ben aslında bu olayı sevdim hani birlikte tek akıl olmuş da düşünüyoruz gibi oluyor ama bir yerden sonra da yazar bizimle dalga mı geçiyor falan oldum. tamam legend kimse söyle artık deliricem oldum.
bir de bu kitapta tella'nın scarlet'in ona verdiği değeri aynı şekilde ona vermediğini hissettim ve bu beni çok üzdü. gerçi bir sürü olay oldu bu kitapta. kurgu farklı yere evrildi. başka bir kahramanımız jacks işin içine girdi. ve muhteşemdii! cidden onunla olan sahneleri okurken baya eğlendim.
çevirmenin bu karakterimizin adını neden vale'ye çevirdiği ise hala muamma bu arada...
neyse ben kitabı beğendim ve yine sonlara doğru başından kalkamadım. güzel bir ikinci kitap olmuş bence. hatta genelde ikinci kitaplar sönük olur ama bu kitap baya iyiydi.
Kitabı kitap alışverişi yaparken rastgele görüp aldım hakkında bir şey bilmiyordum daha önce görmemiştim ve de bir beklentim yoktu. Kitap farklı statüde farklı şartlardaki iki çocuğun bir cinayete şahit ve de dahil olmasını anlatıyor. Ama bu hikayeyi o kadar uzatmışlar ki sanki sayfa sayısı dolması için uzatılmış gibi sonu da bir muamma ile bitiyor...
Genel olarak kitap güzel evet ama bi süre sonra sıkıcı oluyor. Çok fazla tavsiye edeceğimi söyleyemeyeceğim maalesef. İçinden şu alıntıyla bitirmek istiyorum:
Böyle durumlarda, insanlar neler olduğunu gerçekten anlamadiklarind, gerek olmasa bile en kötüsünü düşünürler. Insanların karanlıktan korkması gibi. Aslında korktukları şey karanlık değildir; o karanlıkta neler olabileceğini bilmemeleridir. Görmedikleri, dolayısıyla da emin olmadıkları için, normalde olabileceğinden daha kötü şeyler olduğunu hayal etmeye başlarlar.
Lanetlenmiş Sayru( Hasta) Usman (Akıl adamı)… Mel’un Sayru Usman… Ciddi bir şekilde incelenebilecek bir roman kahramanı Us(man)… Kibirli, hırslı, eleştirdikleri, yargıladıkları gibi olan ama onlar gibi olmamak için de bir yandan kendi kendini yiyen bir Sayru Usman…Şizofrenik bir vaka olan Sayru Usman bas bas bağırıyor yedi defter tüm ülkeye,,,
İlk aşk üstüne kısacık bir roman. Stella ve Christian. Bazı olayların eksik kaldığını düşünmekle beraber bir 100 sayfa daha olsaydı kitap daha da bütünsel bir hale bürünecekti gözümde. Belki de yazarımız özelikle böyle istedi. Bilinmez, muamma.
Saygı DuruşuSiegfried Lenz · Can Yayınları · 2020173 okunma
Daha önce bu tarz çok kitap okudum ,buna en yakını aşkın gözyaşları Sinan Yağmurun kitabıydı. Bu da ondan çok Farklı bir kitap değil hatta daha yetersiz bir kitap içerik olarak. Artık bu Mevlana ve şems muhabbeti çok sıkıcı gelmeye bile başladı bana şems- i Tebrizi ve Mevlana dostluğu birbirini tamamlayan iki Allah dostundan farklı şekilde yorumlanmaya başlandı. Acaba ikisi karşılaşma saydı biz Mevlana'yı ve şemsi tanır mıydık orası bir muamma demek ki o dönemde de bu dostluk farklı yorumlanmış ve şemsin ölümüyle bitmiş . genel olarak Yeter siz olsa da okuması kolay ve sayfa dizaynı olarak çok güzel bir kitap iyi bir başlangıç kitabı olur tavsiye ederim
Herman Hesse'nin ağaçlar ve doğayla ilgili yazılarının toplanmış hali. Yazarın bu kitaptan haberi var mıdır bence bu kısım muamma.
İnsana özgü özellikleri doğaya aktararak betimlemeler yapmış, gözlem yeteneği ile ortaya doğa edebiyatını çıkartmış.
AğaçlarHermann Hesse · Kolektif Kitap · 20193,616 okunma
bastırılmış duygular bir vakitte hatta sanırım hiç beklemediğimiz bir vakitte gün yüzüne çıkıp bize kendi varlıklarını hissettiriyorlar. onların ortaya çıkışlarıyla da bizim düşüşümüz başlamış oluyor. (gerçi yerden kalkabildik mi orası muamma) her düşüşün kendine özgü getirileri oluyor. kimisi acılı kimisi yorucu ama hepsinin bi ortak noktası var ki insanı günden güne çürütüp ruhunu kemiriyor ve en sonunda da tüketiyor. kaç acı kaç düşüş daha kaldırabilir bünyelerimiz yaşayıp göreceğiz. ama bu şekilde devam edersek eğer ruhumuz fiziksel ölümü bekleyemeyip kendi kendine bi köşede can verecek. hem de çok büyük acılarla...( nerden biliyorsun diye sormayın.)
kitaba gelecek olursak eğer baş karakterlerimiz ishak ve jülide normal şartlarda denk gelebilecek statüde insanlar değil diye düşünüyorum ama kader mi dersiniz yazarın zorlaması mı dersiniz ki ben ikinciyi tercih ediyorum denk gelip birlikte gitmeye kaçmaya karar veriyorlar. kaçtıkları şey geride bıraktıkları insanlar mı kendi düşünceleri mi yoksa bambaşka bi şey mi bunu okudukça anlıyorsunuz. hüzün duygusunu da iliklerinize kadar hissediyorsunuz. kitabın akışı ve dili gayet güzel. ilerleyen sayfalarda ne olacak hissi her daim diri tutulmuş ama bazı kısımlar zorlama olmuş gibi geldi. yine de her şeye rağmen tarık tufan okumaya devam edeceğim aşikâr. çünkü bayılıyorum böyle hüzünlü şeylere, bayılıyorum kitap okurken ağlamaya. ( kitaptaki olaylara mı kendime mi ağlıyorum onu tam çözemedim)
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226,2bin okunma
Christie, Oscar Wilde'ın hayalet yazar olduğunu düşündürecek kadar yumuşak, romantik bir anlatımla insanları şoklara sürüklemiş.Diğer kitaplarından kesinlikle çok farklı.Diğerlerinde de hep bir muamma söz konusu, tahmin zordur ama inanın, bu kitapta son dakikaya kadar anlamlandıramıyorsunuz.Çok beğendim.
Sonsuz GeceAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2015689 okunma
