Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mukaddes Emanetler
O tarihte Hicaz, Kutade sülalesi tarafından yönetilmekteydi. Osmanlılar Hicaz yöneticilerine "Mekke Şerifi" derlerdi. Devrin Mekke Şerifi Berekat, Mısır Sultanlığı'na bağlı bulunuyordu. Mısır'ın Sultan Selim Han tarafından fethedilmesi üzerine oğlunu Yavuz Selim’e gönderdi. Berekat'ın oğlu, beraberinde Mekke ve Medine'nin anahtarlarıyla mukaddes emanetleri de getirmişti. Bugün İstanbul Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet Dairesi'nde korunan ve "Emanat-ı Mukaddese" (Kutsi Emanetler) adı verilen eşyaların çoğu Peygamber Efendimize aitti. Aralarında Peygamber Efendimizin hırkası, sancağı, dişi, kılıcı, sakalının kılı, ayak izi, seccadesi, bastonu ve Kabe'nin anahtarı da bulunuyordu. Yavuz Selim, Mekke şerifinin oğlunu törenle karşılamış, hürmet göstermiş ve babasını eski görevinde bıraktığını bildirmişti.
Sayfa 148 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Sultan I.Ahmed hakkında / #y:39710
Kapak Resmi Sûfî Perspektif , 220.Sayı Paylaş Osmanlı Padişahı I. Ahmed’in Tasavvufî Atmosfere Olan İlgisi Sultan I. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Çok mükemmel bir tahsil gördü. Arapça ve Farsçayı mükemmel derecede konuşurdu. Ok atmak, kılıç kullanmak, ata binmek gibi savaş ve
Reklam
Türkmenistanlı bir genç çıkmış ve: "-Bir dakika beylerl Siz Türkiye'den gelmiş olmalısınız, öyle değil mi?" Hilmi bey ve arkadaşları: "Evet" cevabını verince Türkmenistanlı genç: "-Size bir sual sorabilirem mi?" demiş. Onlar da: "-Buyur, sor!" demişler. Türkmenistanlı genç: "-Türkiye'de hatun
Mısır Sultanı Kansu Gavri'nin merakını mucip olmuş, Yavuz'a şu sualin sorulmasını istemişti: "Mektuplarında bize daima 'Pederim' diye hitap edersin, 'Ben senin oğlunum,' dersin; oğul, pederinin üzerine kılıçla varır mı?" Yavuz Selim gülümsedi: "Biz," dedi, "İttihad-ı İslâm' gibi büyük bir emelin ardındayız, mukaddes bir yolun üzerindeyiz; maksadımızın önüne kim geçerse üzerine kılıçla gideriz! Vaktiyle bu uğurda öz babamızın dahi üzerine gittiğimizi sultanınıza kimse anlatmamış mıdır ki, hâlâ sormaktadır?"
Sayfa 136Kitabı okudu
Osmanlının İtilaf Devletlerine Karşı Cihat Fetvası İlanı
Şeyhülislam Ürgüplü Hayri Efendi ve eski şeyhülislamlar, kazaskerler ve ünlü bilginlerden yirmi dokuz kişinin imzaladığı bu fetva, 13 Kasım 1914 Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesinde Padişah ve Meclis-i Mebusan'dan bir heyet huzurunda okunur. Ertesi gün Meşihat dairesinden alınarak Fatih Camii'ne getirilir ve Fetva Emini Ali Haydar Efendi tarafından okunarak, Padişah hatt-ı hümayunu ile dünyanın her yanındaki Müslümanlara Teşkilat-ı Mahsusa elemanları tarafından ulaştırılmaya çalışılır: Ayrıca, Müslümanlık hassasiyetlerini harekete geçiren, aralarında Şeyh Salih Şerif Tunusi'nin cihat hakkındaki yazısının da bulunduğu, çesitli İslam dillerinde yazılmış broşürler ve Padişah fermanları da gidilen yerlerde dağıtılır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Topkapı sarayı'nın 3 ayrı avlusu vardır. Bâbussade, Bâb-ı Hümâyun ve Enderun.. Mukaddes emanetler bölümü en iç kısım olan Enderun avlusunda bulunmaktadır... Bu bölüme girdiğiniz zaman ruhunuzun bir gül kokusu algıladığını hissedersiniz. Burnunuzla değil belki ama ruhunuzla algıladığınız bu koku Mukaddes emanetler bölümünden gelmektedir. Fakat siz bunu burnunuzla algıladığımızı düşünüp ortalıkta Gül ararsınız. Çünkü maddenin hafızası vardır ve bu manevi koku Peygamber efendimizin eşyalarından gelmektedir.. Peygamber efendimizin kırmızı gül ile sembole edilmesinin sebebi de budur. Çünkü Kendisinin ruhu Gül frekansından yaratılmıştır ve bu frekans maddenin hafızasına geçmiştir. Burnunuzun alacağı bir koku olarak değil belki ama frekans olarak ortalığa yayılmaktadır..
Reklam
VEDÂ HUTBESİ Resulullah efendimiz'in (SAV) vefâtından evvel Sahâbe efendilerimize yaptığı son hitâbı; ''Ey İnsanlar!'' Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız. İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz
216 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Topkapı Sarayı, Osmanlı sultanlarının ikametgâhıdır. İstanbul fatihi II. Mehmed tarafından 1460’ta yaptırılmış ve bazı ilavelerle 19. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı padişahları ve saray halkı burada ikamet etmiştir. 19. yüzyılın devlet protokolü ve merasimleri dolayısıyla saray yetersiz kalmış ve 1830’lardan itibaren Sultan II. Mahmud oğlu Sultan Abdülmecid Han burada pek ikamet etmemiş ve 1850’lerin başında Türk sultanları Boğaz’daki Dolmabahçe Sarayı’na taşınmışlardır. Saray terk edildikten sonra da saltanat hazinesi, Mukaddes Emanetler ve imparatorluk arşivleri burada muhafaza edilmiştir. Bir baba ocağı olması ve Mukaddes Emanetler’i barındırmasından dolayı saray, protokolünü muhafaza etmiştir. Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra da 1924’ten itibaren müze olarak ziyarete açıktır. Sarayımızın bilhassa on iki bin adet Çin porseleni ve dokuz yüz adet Japon porseleni önemli koleksiyonlarındandır. Bundan başka eşsiz 16. ve 17. yüzyıl Türk kumaş koleksiyonları, halılar, silah koleksiyonları, Avrupa porselenleri de müzemizin zengin bölümleridir. Topkapı Sarayı’nın yazma eserler kütüphanesi, on sekiz binden fazla el yazması kitaba sahiptir…
Osmanlı Sarayında Hayat
Osmanlı Sarayında Hayatİlber Ortaylı · Yitik Hazine Yayınları · 2008269 okunma
Yavuz Selim, en sevdiğim
Adana, Gaziantep, Hatay, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Sürt, Muş, Bingöl, Bitlis, Tunceli vilâyetlerini Osmanlı topraklarına kattı. Dulkadir Beyliği'ni, Musul, Kerkük ve Erbil'i Osmanli hudutlarına dahil etti. Eyyübi Melikliği'ni aldı.1516'da Mısır seferine çıktı. 27 Temmuz'da Ramazanoğulları Beyliği'ni ilhak etti. 24 Ağustos'ta Mısır Memlükleri ile Mercidabık Ovasında karşılaştı. Memlükleri kesin bir şekilde mağlub etti. 28 Ağustos'ta Haleb'e girdi. 29 Ağustos 1516'da bütün mukaddes emanetler İstanbul'a getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin tamamen fethedildi.Kendi zamanına gelinceye kadar hiçbir hükümdarın göze alamadığı bir işi yaptı ki,koskoca Sina Çölü'nü 13 günde geçti. Birinci Cihan Harbinde, yeni tekniğin verdiği imkânlarla bu çöl 11 günde geçilebilmiştir. …Tahtı devraldığında 2.375.000 km kare olan Osmanlı topraklarını 6.557.000 km kareye çıkarmıştır. Bu büyük fütuhatı ise sadece 4 seneye sığdırmıştır.
Ünlü şair Ka'b b. Züheyr, Medine'de Resulullah'ın önüne gelerek müslüman olmuş ve "Banet Suad" veya diğer adıyla Kaside-i Bürde "yi okumuştur. Ka'b b. Zühey bu kasidesinde Suat adını verdiği sevgilisinin hasretinden duyduğu elemleri ifade eder. Onun güzelliğini peşinden nasıl koştuğunu ondan nasıl hoşlandığını dile getirir sözü Hz. Peygamber'e getirerek onun yüksek meziyetler ini anlatır ondan özür diler bağışlanmasını ister. Resulullah son derece duygulanır sırtındaki hırkayı çıkarır ve Ka'b a hediye eder. Mukaddes emanetler arasında yer alan ve bugün İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesinde muhafaza edilmekte olan "Hırka-i saadet"budur.
Sayfa 331Kitabı okudu
Reklam
“Hz. Osman'ın kılıcının Osmanlı'ya, Yavuz Sultan Selim ile birlik- te geçtiğine dair itiraz etmiştim. O ise Hz. Osman'ın kalıcının, Şeyh Edebali tarafından Osman Bey'e verildiğini hatta kılıcı verdikten sonra Şeyh Edebali'nin, Osmanlı'nın kurucusunun adını Orhun'dan Osman'a değiştirdiğini
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.