"
Yatılı okuldan gelince karşımda hep hüzünlü yüzler buluyordum; annem sessizce ağlıyor, babam öfkeleniyordu. Azarlar, sitemler başlıyordu. Babam onu hiç mutlu etmediğimi, hiç teselli etmediğimi söylemeye başlıyordu; benim yüzümden her şeylerini kaybettiklerini, ama benim hâlâ Fransızca konuşmaya başlamamış olduğumu söylüyordu; kısacası, bütün başarısızlıklar, bütün mutsuzluklar, hepsi, hepsi benim ve annemin üzerine yıkılıyordu.
"