Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutluluk meselesi
Bizi mutlu ya da mutsuz kılan," diye başladı Hasan gözlemevindeki yastıklara yeniden uzandıkları sırada. "Olaylar değil, onları algılama biçimimizdir. Şöyle bir misal vereyim. Pintinin biri gizli bir yere bir hazine saklar. Etrafındakilere kendini fakir biri olarak tanıtmakta ama için için zenginliğine sevinmektedir. Bir komşusu bunu öğrenir ve sakladığı hazineyi çalar. Ama bizim pinti hazinesinin çalındığını öğreninceye dek sevinmeyi sürdürecektir. Son nefesini verene dek durumu öğrenmezse ölünceye dek zengin olduğunu düşünerek mutlu olacaktır. Tıpkı sevgilisinin kendisini aldattığından bihaber bir adamın durumunda olduğu gibi. O da durumu öğrenmediği takdirde ömrünün sonuna dek mutlu olacaktır. Ya da tam tersi bir durumu ele alalım. Diyelim ki adamın son derece sadık bir karısı var. Ama yalancı kimseler onu karısının sadakatsizliğine ikna etsinler. Bu durumda adam cehennem azabı içinde yaşamaz mı? Gördüğünüz gibi bizim mutluluğumuzu ya da mutsuzluğumuzu belirleyen şey hakikat değildir. Bizler tasavvur eder, kanaat sahibi olur sonucunda da mutluluğa ya da mutsuzluğa erişiriz. Üstelik her yeni gün kanaatlerimizin ne derece aldatıcı olduğunu bize gösterir. Yani mutluluğumuz aslında hiç de sağlam temeller üzerine inşa edilmemektedir. Kaderimiz için de aynı şey geçerlidir. Zeki bir adam bunu bilir ve bu yüzden de umursamaz. Ancak aptallar mutlu oldukları için sevinirler!"
Sayfa 285
İnsan pek farkına varmadan alçalabilir, düşkünleşebilir, inişe geçebilir, hatta çökebilir. Doğrusu bu ya, bu durum her zaman geç kalmış bir uyanışla sonlanır. Bu sırada mutluluğumuz ve bahtsızlığımız arasında oynanan oyunda biz tarafsız kalırız. Söz konusu olan kendi geleceğimiz de olsa oyunu kayıtsızlıkla izleriz.
Reklam
''Kendi mutluluğumuz için sorumluluk almaktan vazgeçerek karşımızdaki kişinin bizi mutlu etmesini umuyoruz.''
Sayfa 48 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Furkan suresi 20.ayette Allah "Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık."diyor. Bu ayet bana şu anda farkında olmadığımız halde ahirette vereceğimiz bir sürü hesabı hatırlatıyor. Biliyorum,dünyanın işleyişinde insanların birbirine imtihan olması zaten var. Ama birbirimize imtihan olduğumuzun farkına varsak birbirimizi daha az imtihan
Bütün eylemlerimizin motorunun yine de kişisel mutluluğumuz olduğunu düşünüyorum.
Reklam
şimdi neden acı verir eski mutluluğumuz'
Kaderin de kendi içinde bir mantığı vardır. Bizler mutluluk üzerinde çok düşünüyor, hep farklı şeyler deniyoruz. Hâlbuki mutluluğumuz balık ağı gibidir, eğer bir süre kendi haline bırakırsak ağa balıklar doluşur. Fakat ağı çekiştirip durursak günün sonunda elimiz boş kalır.
Sayfa 77 - aylak adam
“Kaldı işte; Çayımız bardakta… Çocukluğumuz sokaklarda, Mutluluğumuz kursağımızda, Sevdiklerimiz uzakta, Gülüşlerimiz fotoğraflarda...” Nazım Hikmet
Bizi sadece duygusal olarak tatmin olduğumuz yüce haz ilgilendirir. Bir gün bu dedikodularla yıpranmaya başlasak bile, aslında önemli olan tek şeyin kendi yüce mutluluğumuz olduğunu, diğerlerinin ne düşündüklerinin önemli olmadığını, mutsuz olma ihtimalimizin düşünülemez olduğunu unutmamalıyız. Mutluluğumuzu bizden başka biri sağlayamaz. Ayrıca, mutlu da olsak mutsuz da olsak bu sadece bizi ilgilendirir. Bizim özgül düşünce ve davranışlarımız, özgür irademiz nedeniyle tamamen bize aittir. Bu insana verilen bir lütuftur.
Reklam
Bir kadına aşık olduğumuzda, şu soruları sormalıyız kendimize: Etrafında ne tür insanlar var? Nasıl bir hayat yaşamış? Hayattaki bütün mutluluğumuz buna bağlıdır
Sayfa 173 - YKY
Mutluluk, kendine yetenlerindir.
Kendine yetmek, kendi kendimiz için bir şey olmak ve tüm varlğımı kendimle birlikte taşıyorum, diyebilmek, mutluluğumuz için kuşkusuz en yararlı özelliktir. Aristoteles'in <Mutluluk, kendine yetenlerindir>, sözünün çok sık tekrarlanmaması bundandır. Çünkü insan kısmen kendinden başka hiç kimseyi hesaba katamaz, kısmen de toplumun beraberinde getirdiği zorluklar ve dezavantajlar, tehlike ve can sıkıntısı sayısızdır ve kaçınılmazdır.
Sayfa 173Kitabı okudu
Mutluluğumuz ve felaketimiz açısından en belirleyici olan, bilincimizi dolduran ve onu meşgul eden seyin ne olduğudur. Burada her türlü entelektüel uğraş, buna yetkin bir zihne başarı ve başarısızlık arasında sürekli değişen sarsıntılar ve sıkıntılarla dolu gerçek yaşamdan daha yarar sağlayacaktır. Kuşkusuz bunun için zihinsel yeteneklerin ağır bastığı bir yapı gerekir. Bundan sonra dışa yönelik yaşamın bizi çalışmalarımızdan koparıp dikkatimizi nası dağıttığını, zihnimiz için gerekli olan huzur ve dikkatten nasıl alıkoyduğunu fark etmek gerekir. Öte yandan, yine zihnin sürekli mesgul olması gerçek yaşamın uğraşları ve telaşı karşısında bizi az ya da çok beceriksiz yapar: Bu nedenle, herhangi bir şekilde enerjik açıdan pratik çalışma gerektiren koşullar ortaya çıktığında, zihinsel çalışmaya bir süre ara vermek tavsiye edilir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Kaldı işte; Çayımız bardakta, çocukluğumuz sokakta, mutluluğumuz kursağımızda, sevdiklerimiz uzakta, gülüşlerimiz fotoğrafta...
Deniz Gezmiş
Deniz Gezmiş
Kaldı işte... Çayımız bardakta, Çocukluğumuz sokaklarda, Mutluluğumuz kursağımızda, Sevdiklerimiz uzaklarda, Gülüşlerimiz fotoğraflarda.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.