Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Burada, şu soru akla gelebilir: Müslüman, böylesine üstün bir yetenekle donatılmıştır da, bu gün kendisinin Müslüman olduğunu söyleyen milyonlarca insanın durumunu neyle, nasıl açıklayacağız? Bunun kabul edilebilir bir izahı var: bu gün Müslüman olduğunu söyleyen milyonlarca insan, aslında İslâm'ın hakikatinden uzak bir hayat sürmektedir. İslam'ın insana bağışladığı yetenek; çilesiz, emeksiz elde edilemez. Biz İslâm'a, onu içinden kavramaya çalışarak yaklaştıkça, görüşü- müze "bedahet hissi" de yerleşecektir. Müslüman'ın bu günkü hali, onun İslâm'dan uzak düşmesiyle açıklanabilir.
"Rodin'in Düşünen Adam heykelini, ünlü heykeltıraşın müzesinde gördüm. Bu heykelin kopyalarını dünyanın pek çok ülkesinde üniversitelerin bahçelerinde de gördüm. Düşünen Adam heykelinin kopyası müze önlerinde de çıktı karşıma, kütüphane girişlerinde de... Ancak bir millet var ki, Düşünen Adam heykelinin kopyasını bir akıl hastanesinin bahçesine koymuştur. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesindeki heykel." Sunay Akın
Sayfa 23
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Merhaba. Ayın ilk kitap yorumu ile geldim. Geçen ay Sevim Burak'ın Yanık Saraylar öykü kitabını okumuştum. Yazarın üslubunu beğenince her ay bir Sevim Burak eseri okuyacağım gibi görünüyor. Yine pdf okumayı tercih ettim. Kitabı ilginç kılan ilk özelliği Yanık Saraylar kitabındaki "Ay Ya Rab Yehova" isimli öykü kitabını, bu eserde
Sahibinin Sesi
Sahibinin SesiSevim Burak · Yapı Kredi Yayınları · 2020196 okunma
520 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Spoiler
Orhan Pamuk'un okuduğum ilk kitabıydı. Sanırım son da olacak. Olay akışı üzerinde durmayacak, karakterler üzerine yazacağım. Kitapta olayların etrafında döndüğü üç ana karakter mevcut: Kemal, Füsun ve Sibel. Bu karakterleri diğerlerine nispeten daha iyi tanıyoruz. Kemal otuz yaşında, üst sınıfa mensup, eğitimli -her ne kadar yaptıklarıyla tezat oluştursa da- bir karakter. Sibel de yine Kemal ile aynı sosyal sınıfa mensup. Füsun ise bu iki karaktere zıt olarak, alt tabakadan, lise düzeyi eğitime sahip, pek de zeki olmayan bir kız fakat güzel. Kemal Sibel ile nişanlı. Füsun Kemal'in uzaktan bir akrabası. Kemal'in Füsun'da gerçekten ne bulduğunu, neden sekiz yıl boyunca onurunu hiçe sayarak onun peşinde dolaştığını, Füsun'un bir hiç uğruna intiharından sonra onun için müze yaptırdığını ve daha nicesini asla anlamayacağım. Füsun'un güzel olduğu kitapta gözümüze sokuluyor fakat başka herhangi bir meziyeti göze çarpmıyor. Kemal'i sevdiğini de düşünmüyorum. Olur da Kemal kocasının senaryosuna para yatırır, kendisini de artist yapar diye sekiz yıl boyunca Kemal'in etrafında dolaşmasına izin verdi. Kemal apaçık şekilde kullanıldı, işinden ve arkadaş ortamından soyutlandı. Füsun ise eşinden boşanıp Kemal ile evleneceğinde bile pek çok şey talep etti: düğünün Hilton'da olması, Avrupa gezisi... Kemal ve Füsun karakterini pek gerçekçi bulamadım. Bir başka mesele de bazı konuların bıktıracak derecede tekrarlanması idi: bekaret, Avrupailik, medenilik, çağdaşlık, sevişmek... Bu ve buna benzer birkaç kelime ile "Masumiyet Müzesi" özeti yapmak mümkün sanıyorum.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,2bin okunma
"Eğer orada yeterince uzun bir süre yaşamışsak bir şehir hatıralarımız için bir çeşit müze olur."
Bu doğru olamazdı! Diğer üç sénéchaux'un kimliğiyle birlikte müze müdürünün gerçek kimliği, sakladıkları eski sır kadar kutsaldı.
Reklam
İyi ki doğdun
#HasretGültekin🌹 * Hasret'in hayat yolculuğu boyunca attığı bütün adımlar, Samed Behrengi'nin nehrin sonunda ne olduğunu merak eden küçük kara balığı gibi merakla başladı. Evlerinin kömürlüğünde gördüğü kırık bağlamayı merak etti ilkin. Sonra doğduğu köyün ortasından geçen nehrin karşı kıyısında, öte tarafta ne olduğunu... Behrengi'nin küçük kara balığıydı Hasret; karşı kıyıda ne olduğunu öğrenme merakıyla nehirler boyu yüzmek çocukluğundan beri onun ruhunda vardı. * #MadımakKatliamı #SivasKatliamı #2Temmuz1993 * Hasret Gültekin odasına Mercan Erzincan, Sanal Müze için özel olarak kaydedilen "Güle Yel Değdi" ile eşlik ediyor. * Fotoğraf: Hasret Gültekin ve Mahzuni Şerif, 1 Mayıs 1993, Sivas * 📌Hasret Gültekin odasını sanalmuze.madimak.org/sivas-katliami/... adresinden, * 📌Sanal Müze'yi sanalmuze.madimak.org adresinden ziyaret edebilirsiniz. * Yapım: Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu - AABK Proje Koordinatörü & Sanal Müze Yönetmeni: Eylem şen Yazar: Bülent Yıldız * Kaynak @madimakhafizamerkezi *
Hasret Gültekin
Hasret Gültekin
Aşık Mahzuni Şerif
Aşık Mahzuni Şerif
Muzaffer Seza — Siz geride kalanlar, siz Bilal Bey ne yaptınız? (Öfkelenerek :) Vatan yerine milli hisler, tarih yerine müze, broşür, harp yerine resmi geçit, feneralayı, ölüm yerine saygı duruşu... Mütevazı vatandaş. (Sesini yükselterek :) Biz sizin için öldük... (Durur) Hayır, yandık...
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları ~ 1. Perde ~ PdfKitabı okudu
Kendini hazine sananlar elbet bir gün asırlık müze olmak için toprağa gömülür. O yüzden hazine olmaktan vazgeçin hepiniz
Takdim
Atatürk, bugün müze olan köşkte Kurtuluş Savaşı'nın sıkıntılı günleriyle Cumhuriyet döneminin mutlu günlerini yaşadı.
Reklam
Sinop Sizi hemen içine alan mistik bir havası var, Sinop tarih ve denizdir diyebiliriz. Kale ve duvarlarında çiçekler açmış, prangalı zindanlarıyla hapishane, bin yıl belki de daha eski yıllara uzaklara götürüyor insanı. Alaaddin Camii Selçuklu mimarisinin zarif güzellerinden biri. Alaaddin Camii’nin girişinde bekleyip gelenlere Camiyi anlatan ihtiyar ise bir başka sürpriz. Bilal Efendinin türbesine gitmemizi salık verdi ısrarla. Bilal Efendi Ömer Seyfettin’in kesik baş hikayesine de konu olmuş, bir arkadaşım hatırlattı; anlama anlam kattı. Pervane Medresesini iki dükkana ve bir lokantaya kiraya vermişler. Yüzyıllar boyunca ilime hizmet eden bu yapı hüzünlü göründü gözüme. Böyle bir yapı yine ilmin hizmetinde olmalı, kütüphane, müze olarak kullanılmalı değil mi? Kıymet bilmeyenler her yerde maalesef. En son kale burcuna tırmandığımda karşıma çıkan bara şaşırmamalıydım değil mi? İmar eden, yapan bir ecdadın, bozuk para gibi harcayan evlatlarından da başka bir şey beklenebilir mi? Neyseki yıkmamışlar hala ziyaret edebiliyoruz:).
Bana kalırsa insan zihni, her ziyarette başka şeylerle karşılaştığın garip bir müze. İçinde gezerken bazen “Bu parçayı hiç görmemiştim” diyebiliyorsun. Bazılarının rengi aklında başka kalmış, bazıları belki hiç oraya koyulmamalıymış gibi.
Zahmetsiz keyif yoktur. Gezilecek bir müze, ormanda yapılacak bir gezinti, bunlar adım atılması gereken keyiflerdir.
Acaba anılarımızın ne kadarını doğru hatırlıyoruz? Bana kalırsa insan zihni, her ziyarette başka şeylerle karşılaştığın garip bir müze.
Sayfa 111Kitabı okudu
“Bilinmeyen hepimizi korkutuyor, ama içinin sesini dinleyene, korkunun yanı sıra "Korksan da dene" diyen sessiz bir ses eşlik edebiliyor. Sonra da bilinmeyeni keşfetmek üzere olmanın ürküntülü heyecanı ve hayatın kendisi. Risk alarak yaşamayı göze alabildiğimiz oranda hikâyelerimiz de artıyor, "gölge"mizi daha yakından tanıyabiliyoruz. Koruma altında yaşayanlarsa, zamanla müze parçasına dönüşüp, çevresindekilerin de kendileri gibi olmasını bekleyerek onları denetim altına alma eğilimi gösteriyorlar.”
Sayfa 122Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.