Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Reklam
_Leviathan, her şeye egemen olan Devlet, büyük bir Ejderha, ölümlü bir Tanrı’dır. Leviathan, tüm bireylerin bedenselleşmiş biçimidir ama yapay bir bedendir. Devlet’in var olma amacı Güvenlik ve Barış’tır. Savaş gelmeden büyük bir Canavar yaratılır ve kanatları altına sığınılır. Bu büyük Leviathan‘ın doğması demektir. Herkes hemfikir olduğunda
_İnsanlar sizi, sadece aynı yerden canları yandıklarında anlarlar. _Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol. Sağlam, kıpırtısız ve çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden. _Sanki ölmüşsün ve bir süre daha fazladan zaman bağışlanmış gibi doğaya uygun yaşa. _En büyük erdem tarafsızlıktır. Duygular ise, yanlış fikirlerden
Duyguyu yaşamak değil anlamak ve yönetmek değerlidir zihnimizi yönetemediğimizde düşünceler ve duygular bedenimize etki etmeye ve birtakım değişimlere yol açmaya başlar Böylece bedensel hastalıklar ortaya çıkar Ayrıca hayatımızın kalitesi de fazlasıyla düşer Dolayısıyla zihnimizi Yönetmeyi öğrendiğimizde ve buna bağlı olarak hangi duygunun hangi
İZEBEL’İN KALESİ
Son yıllarda “İzebel ruhu” diye adlandırılan ve bununla ilişkilendirilen meselelere epeyce ilgi gösterilmektedir. Birçok yazarın bu konuyu ele almasına karşın benden de birkaç defa bu konuyla ilgili düşüncelerimi içeren kasetlerim ve seminer notlarım istenmiştir. Bu nedenle bu meseleye bu kitapta ayrıca yer vermeye karar verdim. İlkin, kötülüğün
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Kolektivizm Yüzyılımızın tanrısı bu değil mi?
***** Evet, hep onu öyledim. Açıkça ve net biçimde. Sen duyamamışsan suç bende değil. Duyabilirdin tabii ama duymayı istemedin. Benim açımdan,bu, sağırlıktan da güvenli. Yönetmek istiyorum dedim hep. Ruhani atalarım gibi ama ben onlardan şanslıyım. Onların çabalarının meyveleri bana miras kalmış durumda. Büyük rüyayı gerçekleşmiş görmek de bana
Sayfa 903 - 903-911Kitabı okudu
Türkiye Sinemasında Karlı Bir Doruk: ‘Ağrı Dağı Efsanesi’
Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Memduh Ün Görüntü Yön: Gani Turanlı Sanat Yön: Duygu Sağıroğlu, Güven Öktem Müzik: Yalçın Tura Oyuncular: Hakan Balamir, Fatma Girik, Hayati Hamzaoğlu, Yavuz Selekman, Reha Yurdakul, Hüseyin Peyda, İhsan Yüce, Nuran Aksoy, Coşkun Göğen, Hikmet Taşdemir, Atıf Kaptan Yapımcı: Memduh
Ötekilerin Felsefe Tarihi: Eskil Çin Düşüncesi Üstüne
Eskil Çin felsefesi, Çin’in 21. yüzyıldaki yükselişine dek, felsefe tarihinde eskil Yunan merkezli felsefe tarihyazımlarına bir ek gibi görülüyordu ve sık sık bu felsefenin ‘Batı’nınki gibi çağdaş, ileri, gelişkin vb. olmadığı satıraralarından sezdiriliyordu. Her tür resmi tarihyazımının marazlarından felsefe tarihyazımı bile muaf değil. Batı,
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
Bir de muhafazakârlığın Türkiye'de başka bir boyutu var tabii, o boyut da şu: Değerler. Bana göre Türkiye'de toplum hızla modernleşiyor, hızla değişiyor. Her değişmenin bir bedeli vardır ve dolayısıyla bu değişmenin bedelini Türkiye'de muhafazakârlar ödüyor. Başka bir ifadeyle kültürel değerlerin, dinin, başka geleneksel değerlerin erozyonunun bedelini muhafazakârlar ödüyor. Çünkü modem olduğu zaman -tırnak içinde kullanıyorum bunları, aslında muhafazakârlık da bir anlamda moderndirmesela, istediğiniz gibi giyindiğiniz zaman, geleneksel kuralları, değerleri tanımadığınız zaman özgürsünüzdür, tuzunuz kurudur. Paris'e de gidersiniz, diskoya da gidersiniz, sokağa da çıkarsınız, evde de oturursunuz, çocuğunuza piyano da öğretebilirsiniz, çocuğunuzu bale kursuna da gönderebilirsiniz. Ama bir muhafazakâr bunların çoğunu yapmaz. Dolayısıyla ben Türkiye'de muhafazakârların neden geleneksel değerlerine ya da dini değerlerine sarıldığını buna bakarak anlayabilirim. Çünkü bir muhafazakâr başka ne yapabilir? Mesela, öğrencilerimden de biliyorum, muhafazakâr ailelerde ebeveynlerle çocuklar arasında kıyametler kopuyor. Bu genç insanların iç dünyalarında kıyametler kopuyor. Evden çıktın, muhafazakâr bir ailede büyüdün, sokağa çıktın. Dışarısı çok cazip, pop müzik var, disko var, arkadaş grupları var, bir sürü giyim-kuşam var. Dolayısıyla kapitalizmin bu cazip önerileri karşısında Türkiye'de muhafazakâr olmak son derece zordur. Hem de çok zordur.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.