Budalalığımızın başka belirtileri arasında şu da unutulmamalı; İnsan istekleri yüzünden kendine gerekli olanı bulamaz, bir şeyin tadına vararak değil, hayal ve hevese kapılarak, mutlu olmak için neye muhtaç olduğumuzu kestiremeyiz.
İnsan unutmayı bir türlü öğrenemeyip de hep geçmişe bağlı kaldığı için şaşar durur kendi kendine de: istediği kadar ileri ve çabuk yürüsün, zinciri ile birlikte yürür
FİREDRICH NİETZSCHE
İnsanlar yaşama nedenlerini pek çabuk öğreniyorlar,dedi yaşlı adam,gözlerinde beliren acıyla.Belki de gene aynı nedenle hemen pes ediyorlar.Ama,dünyanın hali böyle işte.
Uyurken hayat ve sanat tamamen hükümsüz kalır, varlıklardan, insanlardan tamamen uzaklaşırsınız, hatırasız, yanılsamasız bir gecedir uyku — ve nihayet, geçmişin de, geleceğin de olmayışıdır…
“Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. ‘Nerde kaldın’ ayazını değil, ‘hoş geldin’ iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını.
" İki insanın birlikte daha yüksek bir hakikati arama tutkusunu paylaşacağı bir aşk hayal ediyorum. Belki de bunun adına aşk dememeliyim. Belki de bunun gerçek adı arkadaşlıktır."
İnsanların birbirlerinin huzurunu bozmasından rahatsız olurum ben, en çok da genç insanların hayatlarının en güzel çağında, bütün sevinçlere alabildiğine çok kucak açabilecekleri zamanda birkaç güzel günü surat asarak birbirlerine zehir etmeleri ve ancak çok sonradan kaybettikleri şeyin telafisinin olanaksız olduğunu görmeleri canımı sıkar.
Sayfa 29 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Uygarlık hiç de kolay erişilecek bir şey değildir. İnsan ona ancak iki yoldan erişebilir: Birincisi,bilgili olmakla; ikincisi, ahlakça bozulmuş olmakla. Köylerde yaşayanlar bunun ikisine de olanak bulamazlar; onun için de durgun bir su gibi kalırlar